Would you come with me translate Turkish
598 parallel translation
Would you come with me, please?
Benimle gelin lütfen.
- Would you come with me, please?
- Benimle gelir misiniz lütfen?
Would you come with me?
Benimle gel.
If I did, would you come with me?
Gidersem, benimle gelir misin?
Brother Henry, would you come with me?
Henry, lütfen benimle gelir misin?
If I went back to Spain... if I started all over again from zero, would you come with me?
Eğer İspanya'ya geri dönseydim her şeye sıfırdan başlasaydım, benimle gelir miydin?
Would you come with me, please?
Benimle gelir misin, lütfen?
- Would you come with me?
- Benimle gelir misin?
Would you come with me, please?
Benimle gelir misiniz lütfen?
How would you like to come and live with me in my home, huh?
Benim evimde benimle birlikte kalmak istemez misiniz?
Would you come for a walk with me in the forest?
Ormanda bir yürüyüşe ne dersin?
It would give me great pleasure Watson if you would come onto the continent with me.
Eğer benimle birlikte ülke dışına çıkmayı kabul edersen Watson, bu benim için büyük bir zevk olurdu.
- How would you like to come with me?
- Benimle gelmeye ne dersin?
How would you like to come along with me?
Benimle gelmeye ne dersin?
Then perhaps it would be departing too much from tradition... if you were to come with me to a music hall.
Alışkanlıklarının çok dışına çıkmak gibi olmazsa benimle müzikhole gelir miydin?
Would you please tell me, Mr. de Winter, why you asked me to come out with you?
Lütfen söyler misiniz, Bay de Winter, neden sizinle gelmemi istediniz?
Would you ask her, with my compliments, if she'd very kindly come up and see me in my room?
Kendisine, tüm saygılarımı ileterek yukarı gelip odamda beni görmesini rica eder misiniz, lütfen?
Mrs. Graham, I wonder if you would do your husband a great favor and come with me. - Why...
Bayan Graham kocanıza bir iyilik yapıp benimle gelir misiniz acaba?
Would you like to come with me and look for her?
Benimle gelip, onu görmek ister misin?
Still, I thought it would be nice for you to take away with you some of Paris'countryside since we were speaking of the country the last time I saw you that perhaps you might like to come with me
Halen daha benimle Paris'in kırsalına gelmen güzel olur diye düşünüyorum çünkü son karşılaştığımızda kasabadan bahsetmiştik. Belki benimle gelip hafta sonunu orada geçirmek hoşuna gider.
It would've been worth £ 20 to have you come with me.
Benimle gelmek size 20 pound kazandırırdı.
Do you want to wait here until I go to Austin... or would you like to come with me right now?
Austin'e gidene kadar burada mı kalmak istersin? Yoksa benimle şimdi mi gelmek istersin?
Would you mind going ahead with Bill and let me come later?
Sen Bill ile önden gitsen, ben sonra gelsem olur mu?
If I asked you to come away with me, would you still say'whatever you like'?
Şimdi benimle gelmeni istesem, yine de "sen nasıl istersen" der miydin?
Now, you would like to come home with me now, dearie, wouldn't you?
Seni evine götürmemi ister misin, canım?
Sometimes when you had fallen or hurt your hand, you used to come running to me, and I would be your mother and say, oh, with a very grownup voice,'Now, what have you been doing to yourself?
Bazen düştüğünüzde ya da elinizi incittiğinizde....... bana koşardınız. Ben de annenizmiş gibi yapıp hiddetli bir sesle, "Nedir bu halin?" derdim.
I was wondering if you would come downstairs with me, please, to Dr. Sanderson's office.
Rica etsem benimle aşağıya, Dr. Sanderson'ın odasına gelir misiniz?
Mrs. Chumley, would you care to come downtown with me?
Bayan Chumley, benimle şehre gelmek ister miydiniz?
Would you come a little way with me?
Benimle dışarıya bir saniye gelir misin?
It would delight me if you would come with me this minute, out of this house
Çünkü şu anda benimle birlikte bu evden çıkarsanız, beni mutlu edersiniz.
Mr Muldoon, it would delight me almost as much if you were to come with me this minute, out of this house
Bay Muldoon, inanın bana bu evden benimle birlikte çıkmanızda beni aynı ölçüde sevinderecek.
Would you come along with me?
Gelir misiniz?
If you'd come before me with any other excuse your fighting days would have been over.
Rocky, bana başka bir mazeretle gelseydin sana asla inanmazdım ve boks hayatın bitmiş olurdu.
I know you are not madly in love with me, but maybe that would come in time.
Bana çılgınca aşık olmadığını biliyorum, ama belki zamanla olursun.
If he agreed to show me, would you come with us?
Bana göstermeyi kabul ederse, bizimle gelir misiniz?
Would you like to come with me?
Benimle gelmek ister misin?
- Would you care to come with me?
- Gelebilir misiniz, Bayan Fremont?
Would you like me to come and stay here with you?
Benim gelip, seninle kalmamı ister misin?
Would you be so kind as to come with me, please?
Benimle gelme nezaketinde bulunur musunuz, lütfen?
I got something to do first. But when I do go, would you like to come with me?
Önce yapmam gereken bir şey var.
I'm sure that you would diagnose it as, er, a convenient subconscious attempt for me to come in here and chat with you.
Buraya gelip seninle konuşmak için bilinçaltı bir davranış şekli sergilediğim tanısını koyardın, eminim.
I would like you to come with me after I've dined.
Yemeğimi yedikten sonra benimle gelmeni istiyorum.
Look, shyster, if you spent as much time in the law section of that prison library as I have, maybe you would've come up with that writ instead of me.
Bana bak üçkağıtçı, eğer sen de benim kadar hapishane kütüphanesinin hukuk bölümünde çok zaman geçirseydin belki de buraya benim salınmam için yazılmış bir emirle gelmiş olurdun.
Would you come down and take a look at it with me?
Benimle aşağı gelip, bir bakar mısın?
- Would you like to come with me, please?
- Benimle gelir misiniz lütfen?
I would like you to come out on the balcony with me and let me photograph you waving to our people, to my people.
Benimle birlikte balkona çıkmanızı sizi halkımızı, halkımı selamlarken fotoğraflamayı istiyorum.
I would like you to come down to headquarters with me.
Benimle merkeze kadar gelmenizi rica ediyorum.
I'm gonna go back to my bed, I'm gonna put away the best part of a bottle of Scotch and under normal circumstances, you being normally what I'd call attractive, I would have invited you back to share my little bed with me and you might have come.
Yatağıma gideceğim ve bir şişe viski içeceğim. Normal koşullarda senin, çekici olduğun söylenebilir. Seni, küçük yatağımı paylaşmaya davet edebilirdim ve belki de gelebilirdin.
Would you like to come with me?
Benimle gelir misin?
- You could help if you would just talk to me about your husband and maybe I can come up with a business associate, a friend,
Kendinizden ve kocanızdan bahsederseniz bana büyük yardımda bulunmuş olursunuz. Belki bir iş arkadaşı, dostu olabilir.
So, Zira, if you would just come with me, please.
Zira, eğer benimle gelebilirsen, lütfen...