Wouldn't you like to know translate Turkish
296 parallel translation
Wouldn't you like to know?
Bilmeyi çok isterdin, değil mi?
You'd like to know, wouldn't you?
Bilmek istiyorsun, değil mi?
Mrs. Joe, I should like to know, if you wouldn't much mind,
Bn. Joe, bir sakıncası yoksa... silah seslerinin nereden geldiğini gerçekten bilmek istiyorum.
- Wouldn't you like to know?
- Öğrenmek istemez miydin?
You know, I wouldn't like to kill just anybody.
Öyle herkesi öldürmek istemem doğrusu.
I'd like to know why you had gall to tell Kenneth he wouldn't have to worry much longer about David and me.
Neden Kenneth'e David ve benim için daha fazla endişelenmemesini söyleme küstahlığında bulundun.
What else they say about me? Wouldn't you like to know?
- Başka ne dediler?
Wouldn't you like to know?
Bilmek istemez miydin?
- Wouldn't you like to know?
- Bilmek istemez misin?
I know a big man like you wouldn't want to send an innocent man...
Biliyorum senin gibi büyük bir adam masum birini... göndermek istemez.
- Wouldn't you like to know!
Uzun zamandır nerelerdeydin?
Wouldn't you like to know, Miss Organizer.
Bilmek istemezsiniz, Organizatör Bayan!
I can't keep you to your word, you know, Joey. Otherwise I'll have to call in at your office and I know you wouldn't like that.
- Hangi aklanmayı seçtiniz?
I wouldn't expect you to know things like that.
Böyle şeyleri bildiğinizi düşünmezdim.
Wouldn't you like to know how it feels...
onlara gidip, oyuncak bir uçakla - uçmak ister misiniz?
Wouldn't you like to know which event?
Hangi dalda yarıştığını bilmek istemez misiniz?
- Wouldn't you like to know? - Come clean, honey.
- Öğrenmekten hoşlanacağını sanmam.
I know there's no reason in this whole world why you wouldn't like to step on something like me but do you think you could ever take to a man who dragged you from your home and done you the way I done you?
Benim gibi bir şeyi çiğneyip geçmemen için dünyada hiçbir neden olmadığını biliyorum ama seni evinden sürükleyip başına böyle işler açan bir adamı acaba hic sevebilir misin?
? Wouldn't you like to know.
Bilmek istiyormusun?
I wouldn't like to know what you'd bring home with you.
Yanında eve kimi getireceğini bilmek istemezdim.
- Wouldn't you like to know?
- Bilmek isterdin, değil mi?
Sorry to bother you like this, but it looks like quite a nasty cut, and I wouldn't know what to do about it.
Burası kestirme. Zahmet ettirdiğim için kusura bakmayın. Ama kötü bir kesik gibi duruyor.
Wouldn't you like to know!
Bilmek istemezsiniz!
Wouldn't you like to know.
- Öğrenmek isterdin, değil mi?
Wouldn't you like to know?
Bilmek istemez misiniz?
I wanted to say, "Wouldn't you just like to know, big boy?"
Kendisine "Hemen bilmeyi istemez misin, koca oğlan?" diye sormak isterdim.
You know, Felicity asked to come along... and I almost said no because I thought you wouldn't like it.
Biliyor musun, Felicity benimle gelmek istedi... ve sen hoşlanmazsın diye neredeyse hayır diyecektim.
[Laughing] WOULDN'T YOU LIKE TO KNOW?
- Öğrenmek için can atıyorsun, değil mi?
Hmph. Wouldn't you like to know?
- Bilmeyi çok isterdin değil mi?
Wouldn't you like to know.
Bilmek istemezsin.
First of all, you don't got a brother like him, and if you did, you wouldn't know what to do with him because you never had a brother like him.
Olsaydı ne yapardın bilemezsin... O ağabeyim.
Mrs Berman, wouldn't you like to know one way or the other?
Bayan Berman, öyle ya da böyle öğrenmek istemez misiniz?
Wouldn't you like to dim it, make it a little more romantic, you know?
Biraz loslastirip biraz daha romantik hale getirmek istemez misin?
But secretly you'd love to know what it's like, wouldn't you?
Fakat içten içe nasıl bir şey olduğunu bilmek istersiniz değil mi?
I lost track of her completely but I would like to know more about what happened to her if you wouldn't mind telling me.
Ama başına gelenleri bilmek isterim, eğer bana anlatırsan.
Wouldn't you like to know?
- Bilmemeyi tercih etmez misiniz?
- Wouldn't you like to know? - "Well..."
- Bilmeyi çok istersin.
You know, you wouldn't like it if someone was doin'that to you.
Eğer birisi sana bunu yapsaydı, inan ki hiç hoşlanmazdın bundan.
And you wouldn't know what it's like to be her angel, to have that love for her be there forever.
Onun meleği olmak nasıl bir şey bunu da bilmiyorsun. Bir aşkı sonsuza dek paylaşmayı.
- Wouldn't you like to know?
- Bilmek istemezsin.
- Oh, wouldn't you like to know.
- Bilmek istemez misin?
I want you to know that I did not and wouldn't... - kiss him like that.
Onu asla böyle öpmediğimi bilmeni istiyorum.
What I wouldn't give to know what heavy feels like, you insensitive prick.
O ağırlığı kaldırabilmek için neler vermezdim.
♪ Say, wouldn't you like to know what's going on in my mind ♪
Aklımdan neler geçtiğini bilmek istemez miydin?
You'd like to know, wouldn't you?
Gerçekten bilmek ister miydin?
Wouldn't you like to know?
Eminim öğrenmeyi çok istersin.
- Wouldn't you like to know!
- Eminim öğrenmek için can atarsın.
You know, in my country, you wouldn't have to pretend to be a princess, you could live like one.
Benim ülkemde prenses gibi davranmana gerek yok onlardan biri gibi yaşayabilirsin.
Wouldn't you like to know. [Groans]
Tahmin bile edemezsin.
Now, wouldn't you like to know What's going on in my mind?
" Merak etmiyor musun aklımdan geçeni?
Say wouldn't you like to know what's goin'on in my mind
- Sana balon aldım.