English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wounding

Wounding translate Turkish

128 parallel translation
Tell him the Great White Father who speaks over the singing wire is... sorry for the wounding of his indian son... but that the lightning talk is strong medicine and it must go through.
Ona şarkı söyleyen telden konuşan Büyük Beyaz Baba'nın Kızılderili oğlunun yaralanmasından dolayı çok üzgün olduğunu söyle, ama bu ışıklı konuşma güçlü bir ilaçtır ve buradan geçmek zorundadır.
or, worse, wounding your pride,
Daha da kötüsü, onurunuz kırılır.
In the end you forget the bitterness and wounding words.
Sonradan acıyı ve kırıcı sözleri unutuyor insan.
And moved by an impulse of pity and decency, he was about to cover that poor, young body with a serape when Major Dabney entered, and Dabney, in blind fury and outrage, opened fire upon him, wounding him grievously twice.
ve acıma ve merhamet duygusuyla, çıplak cesedin üstünü bir örtüyle örtmek isterken Binbaşı Dabney içeri girdi, ve Dabney, öfkeden gözü döndüğü için, iki kez ateş edip onu vurdu.
Actually I'm accused of wounding my wife with a gunshot.
Aslında karımı silahla yaralamaktan suçlanıyorum. Bu nasıl oldu?
You've learned how to set forth your views without wounding anyone.
Görüşlerini, kimseyi incitmeden ifade etmeyi öğrenmişsin.
The bullet wasn't afraid of wounding a Count.
Kurşun,... bir kontu yaralamaktan korkmaz.
- Haven't you heard of just wounding?
- Sen yaralama diye bir şey bilmez misin?
And the second when you were sentenced to six months for malicious wounding in 1929?
1929'da adam yaralama suçundan... altı ay ceza aldınız mı?
Only Jason gets a shot off before he dies wounding Caine.
Ne var ki, Jason ölmeden önce ateş eder Caine'i yaralar.
Dumdum bullets like this flatten on impact for maximum wounding effect.
Böyle domdom kurşunları iyi yara açması için sıkıştırılarak düzleştirilir.
Since the near fatal wounding of her father- -
Babasının ölümcül yaralarından dolayı- -
"Nineteen," says I, "besides wounding several."
"On dokuz" dedim, "birkaç tanesini de yaraladım."
And probably get killed for wounding Captain Holly, an Owsla officer?
Kaptan Holly ve bir korucuyu yaralamak suçuyla öldürülmek için mi?
In wounding me he has insulted you!
Beni yaralayarak sana hakaret etti!
Who, drunk, ran into a wagon, killing the horses... and wounding the driver?
Kim sarhoş oldu, at arabasına çarptı, atları öldürerek sürücüyü yaraladı.
You're a wounding son of a bitch, and whatever I've done to you, you've made me pay for it.
Sen insanların kalbini kıran bir o... pu çocuğusun ve senin için yaptığım her şeyin bedelini ödettin.
By order of the German Command, because of the criminal attack on a German miltary truck, and the wounding of a soldier, 10 Serbian civilians will be shot.
Alman kumandanının emriyle... Alman askeri aracına yapılan saldırı ve bir askerin... yaralanması nedeniyle, 10 Sırp sivil vurulacaktır.
We're not throwing bombs or wounding the police. Agitation will pave the way to a general strike and street revolt, which will extend the revolutionary turmoil to the countryside, villages...
Ajitasyon genel grev ve sokak isyanının önünü açacak, kırsal bölgelerde, köylerde devrimci kargaşayı uzatacak...
But the gun went off and shot me through the hand horribly wounding me.
O sırada silahı ateş aldı ve beni elimden yaraladı.
For wounding him, 2.
Yaralamak için 200.
No fair, no fair, wounding an older man.
Yaşlı bir adamı acıtmak adil değil, hiç adil değil.
and there, striking and wounding...
ve işte, göz alıcı ve yaralayan...
"... which, striking and wounding, described as foresaid...
"... göz alıcı ve yaralayan, olarak tanımlanan bir kaşık... "
So, instead of wounding an evil old man... I may have killed an innocent old man.
Yani, kötü yaşlı adamı yaralamak yerine, masum yaşlı bir adamı öldürmüş olabilirim.
I must say, they aim at wounding more than just Harriet.
Sadece Harriet'i yaralamaya kalkmıyorlar.
So wounding!
Ne kadar acı!
I think they aimed at wounding more than Harriet.
Bence Harriet'i gücendirmekten daha fazlasını istediler.
On the third charge, the wounding of Detective Casey... twenty-five years to life, no parole.
Üçüncü suçlamadan, Dedektif Casey'nin yaralanmasından 25 yıldan ömür boyuna.
On the other hand... maybe wounding him isn't such a bad idea after all.
Diğer taraftan belki de onu yaralama fikri o kadar da kötü değilmiş.
He was able to escape after murdering 2 doctors and wounding 3 wardens.
2 doktoru öldürüp, 3 görevliyi yaraladıktan sonra kaçmayı başardı.
Daddy needs a new sword of wounding.
Babacığın yeni bir Yaralı Kılıca ihtiyacı var.
You have a kind of free pass to make any kind of wounding Or derogatory comment you want.
İnsanların canını yakan ya da onları aşağılayıcı yorumları yapmayı bir hak gibi görüyorsunuz.
He began wounding people, saying, "The afflicted ones wouldn't bleed."
"Acı çekenler kanamaz." diyerek insanları yaralamaya başlamış.
If his unpleasant wounding... has in some way enlightened the rest of you... as to the grim finish below the glossy veneer of criminal life... and inspired you to change your ways, then his injuries carry with it an inherent nobility and a supreme glory.
Onun vurulması sizi rahatlattıysa ve suç dolu hayatı bırakmaya hayatınızı değiştirmeye ikna ettiyse, yaralarının bir soyluluğu ve ihtişamı var.
I beat the murder on the grounds of self defence... but I got 5 years for malicious wounding... and other assorted scallywag behaviour.
ceza almadim cunku nefsi mudafaa idi. Ama darbe, yaralar ve suclanmayi hakeden diger davranislarim icin bes yil yedim.
Mizuki Okamoto is wanted in connection with the shooting deaths of a total of eight gang members and the wounding of seven others.
Mizuki Okamoto sekiz çete üyesinin ölümü ve diğer yedisinin yaralanması ile ilgisi olduğu düşünüldüğünden aranmaktadır.
I can't see it wounding you to such depths that...
Bunun seni o kadar derinden yaraladığını göremiyorum...
What can I do, Isar Chacha? I'm always wounding myself very badly. !
Ne yapayım Isar Chacha?
" The outlaws, calling themselves the James-Younger gang shot their way out, wounding the sheriff and three townsfolk.
" Kendilerine James - Younger diyen haydutlar şerifi ve halktan üç kişiyi yaralayarak kaçtılar.
In the spring, two Czech patriots trained to assassinate him and dropped from a British bomber succeeded in wounding him.
Baharda iki Çek vatansever onu öldürmek için eğitildi. Bir İngiliz uçağından atladılar. Onu yaralamayı başardılar.
What can I do, Isar Chacha? I'm always wounding myself very badly. !
Ne yapayım lsar Chacha?
No associated wounding.
Kendinde böyle bir yara yok.
Three convictions for GBH and one for wounding.
Üç defa gasptan, bir defa da adam yaralamaktan hüküm giymiş.
The fans revolted and burned down the network, Killing six television producers and wounding 12 others.
Hayranlar baş kaldırdı ve kanalı yaktılar, altı yapımcıyı öldürdüler ve on iki tanesini de yaraladılar.
You're wounding my soul.
Asıl benim ruhumu yaralıyorsun.
Wounding him, not through force... but through his own affections.
Onu yaralamak, güçle değil, ama kendi düşkünlükleriyle.
Maybe we acknowledge you've got Mr. Brice cold for... murder of Orlando Blocker and wounding of the police officer.
Belki Bay Brice'ın Orlando Blocker'ı öldürmek ve polisi yaralama suçlarını kabul ettiğini duymuşsunuzdur.
The bomb had bounced off the car, exploding behind it and wounding two officers and some onlookers.
Arabayı zıplatan ve arkasından patlayan bomba, 2 memurun ve birkaç izleyenin yaralanmasına sebep oldu.
"horse theft, theft of supplies belonging to the Union Army" "theft of supplies belonging to the Confederate Army" "wounding two vigilantes"
At hırsızlığı Birleşik Devletler Ordusuna ait malları çalma Müttefik Ordusuna ait malları çalma iki nöbetçiyi yaralama Garry O'Keefe adında bir vatandaşı darp etme hırsızlık, şantaj yapma, gasp hükümet hapishanesinden kaçma toplumda huzuru kaçırma, pezevenklik...
Of wounding the archers'captain lf he is wounded, he's still alive
Yaralamaktan tutuklusunuz

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]