Wraps translate Turkish
626 parallel translation
It's because she wraps rice at night.
Kimbap yapmak için tüm gece ayaktaydı.
I'll get my wraps.
"Eşyalarımı toplayacağım".
You go in and get her wraps...
"Sen içeri gir ve eşyalarını topla..."
Sam, get Renée's wraps for her, will you?
Sam, gidip Renée'nin paltosunu getir, olur mu?
Under wraps.
Saklanıyorlar.
- Shall we want wraps?
- Şalları alacak mıyız?
Tracy, I'll get your wraps.
Tracy, ceketini alayım.
That wraps it up, Mr. Janoth.
- İşte bu kadar Bay Janoth.
She's under wraps on account of you.
Sen varsın diye kendini tutuyor.
By the way can you keep this under wraps for a while?
Bu arada... bunu bir süre saklayabilir misin?
Well, that just about wraps it up fellas.
Eh artık işimiz bitti, arkadaşlar.
Well, that about wraps it up.
Şey, nu hepsini kapatır.
Well, I guess that wraps it up then.
Öyleyse bu her şeyi anlatıyor.
There are four meat wraps.
- Dolma var burada.
Wraps it around his belly.
Göbeğinin etrafına sarıyor.
That just about wraps it up in a beautiful package.
Bu, senin de işine gelir.
We'd better have tickets for the ladies'wraps.
Vestiyer bilet daha iyi olurdu düşünüyorum bayanlar'sarar yanı.
You / they hang, wraps, You / they let sink in jewelry...
Bir sürü süs eşyası, Takılara boğulmak istersen...
If there are no further questions for the secretary, that wraps things up.
Evet, efendim. Eğer sayın bakana başka sorunuz yoksa toplantı bitmiş demektir.
Well, that wraps it up. Tex has the money.
Şey buradan belli oluyor ki, para Tex'te.
Well, that wraps it.
Tamam öyleyse..
General Scott wanted those messages kept under wraps.
General Scott, bu mesajların gizli tutulmasını istedi.
- Under wraps?
- Gizli mi?
And the big black spider goes round and round and wraps the bug all up in her spider web.
Koca, siyah bir örümcek dönüp duruyor ve böceği örümcek ağıyla sarıp sarmalıyor.
- They've kept me under wraps.
- Beni örtülerin altında sakladılar.
All right, girls, you want to lose those wraps?
Haydi kızlar, üzerinizi çıkartın.
I'm keeping you under wraps until your opening.
Seni gösterin sahnelenene kadar örtbas etmem lazım.
We're keeping them under wraps while we bring back the pilot to be captured.
Pilotu yakalanmadan geri getirene kadar onları sargılı şekilde tutuyoruz.
This stuff is gonna be the most powerful weapon at our disposal... and we intend to keep it that way — under wraps.
Bu madde elimizdeki en güçlü silah olacak bu şekilde kalmasını sağlayacağız... üzeri örtülecek.
Keep it under wraps at all costs.
Aman sıkı sıkı sarının.
Well, Lieutenant, unless you think I can be of any further help, in my opinion, as you people say, that about wraps this up.
Şey, Komiser, eğer daha fazla yardımcı olabileceğimi düşünmüyorsanız, bence, sizlerin deyişiyle, bu neredeyse işi bitirir.
And the next day, somebody wraps the front page around a dead mackerel.
Bir sonraki gün, biri alır ve ölü bir orkinosu sizin başsayfanıza sarar.
We take him to the Examiner, keep him under wraps until we can break the story exclusive.
Bize özel röportajı alana kadar onu paketleyip Examiner'e götüreceğiz.
Keep it under wraps.
Ört üstünü.
The authorities keep it under wraps because they fear disputes.
Ama otoriteler, halkı ürkütmemek için tüm bunları sakladırlar
That about wraps it up.
Neredeyse kapatıyor.
Well, I guess that wraps it up.
Peki, hepsi bu kadar.
Well, ladies and gentlemen, that just about wraps up another evening's entertainment here at the Crystal Ballroom in downtown Los Angeles.
Evet, bayanlar baylar, Los Angeles şehir merkezinde bulunan Kristal Balo Salonu'ndaki bir akşam eğlencesi daha sona erdi.
Well, that just about wraps it up for this lifetime, I guess.
Sanırım bu yaşamım bu kadarmış.
- I guess that wraps it up.
- Galiba hepsi bu kadar.
OK. But we're gonna have to keep you under wraps, you know.
Ama sizi gizli tutmak zorunda kalacağız.
Gotta keep her under wraps.
Onu buralardan uzak tut.
- We've kept it under wraps, sir.
- Bunu gizli tutmak zorundayız bayım.
Whenever Nick gets a woman alone, he wraps them round his little finger.
Nick, bir kadınla yalnız kaldığında ona istediğini yaptırabiliyor.
We're gonna wanna circulate this guy in some suburban lockups... for a couple of weeks till the burglary operation wraps up.
Hırsızlık operasyonu bitene kadar bu herifi 1-2 haftalığına... şehir dışında farklı hapishanelerde tutarız.
That wraps it up here for this post-game show.
Maç sonrası yayınımız burada bitiyor.
Now, for the last moment, a big flower emerges around her petal and wraps her body with blooms and fragrance.
Şimdi son olarak, güzel koku ve çiçeklerle kaplı vücudu ve taçyaprakları etrafındaki büyük bir çiçek ortaya çıkıyor.
The wraps come off tomorrow.
Sargıları yarın çıkacak.
The star takes a towel and wraps it around her hair like a turban.
Yıldızımız, bir havluyu, saçlarının etrafına bir türban gibi doluyor.
I'm afraid that wraps it up.
Maalesef dava burada kapanıyor.
IT'S FINE, THE SHIP'S FINE. NO, NO, THEY PUT IT UNDER WRAPS.
Üstüne örtü çekmişler.