English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wringing

Wringing translate Turkish

103 parallel translation
Wringing out dew From the sleeves
Kollarından çiğ taneleri süzülür aşağıya
Leave wringing of the hands. Peace, sit you down, and let me wring your heart, for so I shall if it be made of penetrable stuff.
Ellerini ovuşturup durma artık, sus otur da, ben yüreğini ovuşturayım senin.
Hasn't he got a built-in rule against wringing our little necks for us?
Gırtlağımızı sıkmaya karşı bir kuralı yok muydu?
wringing her hands in her lap, her womb condemned by God to suffer the divine pangs of motherhood, while the train raced on as in an inescapable nightmare, the rhythmic thrust of the pistons pounding in the delirious ears of poor, ruined Mariannina...
Sanki Tanrı tarafından lanetlenmiş gibi... anneliğinin acısını çeker gibi... trenin onu kaçınılmaz kabusuna götürürken... çıkardığı ritmik piston seslerinde... çıkarttığı delirtici seslerde şunu duyuyordu mahvolmuş olan Mariannina...
A little abject hand-wringing, chest pounding, falling down on my hands and knees.
Ellerini ovuşturan bir zavallı göğsümü yumruklayıp, dizlerimin üzerinde yalvarıyorum.
Wringing money out of a samurai.
Sıkma para bir samuray.
With your hair in a net In a towel, wringing wet
Bir file saçlarında Sırılsıklam bir havluyla
That poor rat... was wringing its throat...
Bu zavallı sıçan... onun boğazını sıktı...
- I'm wringing wet and I'm gonna change.
- Terden sırılsıklam oldum, üstümü değiştireceğim.
Well, thank you. I'm still wringing wet.
Sağol ama, hala terliyim.
No, I've given'em a really good wringing out.
Hayır, bu sefer iyice sıktım.
If it's out, you'll never be able to prove anything you heard... and you can go back to wringing your hands.
Yoksan, duyduklarının hiçbirini kanıtlayamazsın, ve ellerini ovuşturmaya devam edebilirsin.
How are you with wringing necks?
Boyun kırmakta sen nasılsın?
I'll have the hard-liners... wringing their handkerchiefs out before I'm through.
Ben işimi bitirmeden taviz vermeyen tiplerin.. .. mendillerini sırılsıklam etmelerine izin vereceğim.
"'And slow-motion surrender to thugs, punks and hand-wringing liberals.'"
"punkların ve onların haklarını savunan liberallerin elinde oyuncak olduğunu söyledi."
I should have been wise to Berman's hand-wringing act from the beginning.
Berman'ın elini ovuşturması olayına en baştan uyanmalıydım.
Leave wringing of your hands.
Bırakın ellerinizi oğuşturup sıkmayı.
I see him as Peter Lorre, wringing his hands.
Bence ellerini ovuşturan Peter Lorre.
But wringing you out at the end of an evening is less fun than it used to be. But wringing you out at the end of an evening is less fun than it used to be.
Gecenin sonunda seni tutmak eskisi kadar eğlenceli değil.
But wringing you out at the end of an evening is less fun than it used to be.
Gecenin sonunda seni tutmak eskisi kadar eğlenceli değil.
Bunch of butt-scratching, hand-wringing penny-pinching pinheads. All of them.
K.ç yalayan, ellerini açıp para dilenen bir avuç pinti.
Leave wringing of your hands. Peace!
Ellerini ovuşturup durma artık, sus!
I've been wringing my hands over nothing.
Boşu boşuna kafa yormuşum.
This fool gave up fucking since he just discovered wringing his rag.
Bu adam aleti eline almayı öğrenince kadınlardan vazgeçmiş.
our cat wringing her hands.
kedimiz pençelerini atıyor.
I felt like wringing her neck. And killing her!
Tüm gücümle boğazını sıkıp onu öldürmek istedim!
They've sent me to my hanging, my neck they'll be a-wringing
"Fransa'ya özgü milli bir şarkı."
" While the male may seem shy with his Uriah Heep hand-wringing and'Aw, shucks'toe-kicking he is actually a narcissist because this apparent shyness belies the more deeply rooted feelings of unworthiness and fear of rejection.
" Erkek utangaç görünebilir. Gözleri kaçırmak, ayağı yere vurmak gibi numaralar yapar. Ama aslında o bir narsisttir, çünkü bu bariz utangaçlık değersizlik ve reddedilme korkusu gibi daha derinde yatan duyguları maskeler.
I'm wringing this chamois as long as I can.
Bu bezin suyunu iyice sıkacağım.
It's wringing
Bükülmüş.
You'll get it wringing.
- Lanet olsun.
You've been wringing these ladies dry.
Sen bu kadınların iliğini kurutmuşsun.
Running around wringing my hands and twisting my ankle.
Elerimi bükerek ve ayak bileklerimi burkarak etrafta koşturmaya başlardım.
It's no good wringing my neck! Rather you strangle Angarchand's neck!
Benim boğazımı sıkacağınıza gidin Angarchand'ın boğazını sıkın!
- I'm wringing his neck!
- Onun boğazını sıkıyorum!
approach. It's gonna be by the wringing-it-out-of-them approach.
Söke söke alma yaklaşımı olacak.
My fucking sock's wringing.
Çorabım yırtıldı.
Hand-wringing? Torment?
İşkence çekmesini mi?
- Excuse me for wringing a little joy out of the one bit of good news I had for some time.
Uzun süredir aldığım tek iyi haber için... Sevinmemden dolayı özür dilerim.
I'm feeling the calculating stare, but where's the villainous hand-wringing and maniacal laugh?
Baktığını hissediyorum, ama o şeytani el hareketi ve deli kahkaha nerede?
The American people finally have a happy ending, after five days... of frantic phone calls and hand wringing.
Beş gündür devam eden telefon görüşmelerinin ardından Amerikalılar mutlu sona ulaştı.
They can see the potential, they don't need to get bogged down with... a lot of hand-wringing.
Potansiyeli görüyorlar. Hayal kırıklıkları ile uğraşmak zorunda değiller.
Norris and Greggs are wringing it out.
Norris ve Greggs hallediyorlar.
I think he's wringing it out.
Galiba son dakikada su koyuverecek.
Instead of mobilizing to meet this challenge, we're wringing our hands and trying to determine who knew what when.
Bu meydan okuyuş için seferber olmak yerinde, Kim, ne zaman ne biliyor sorularına çözüm bulmaya çalışıyoruz
Good at wringing necks, he can make ends meet now.
Boyun kırmakta çok iyi,... şimdi zar zor geçinebiliyor.
Save me the melodramatic hand-wringing, okay?
Yeter artık anne! Beni bu duygusal ve çaresiz havasından kurtar, tamam mı?
If Jordan found out that some guy was rising to power on his back, and he could become some kind of... home-grown Hitler, he wouldn't just sit around wringing his hands.
Jordan bir adamın onun sırtından iktidara yükseldiğini ve bir çeşit Hitler olacağını öğrenseydi, öylece ellerini ovuşturup oturmazdı.
When they approached me to join them I soon realised where the real power was and it wasn't with my dear ministerial colleagues sitting at the Cabinet table wringing their hands about hospital waiting lists.
Bana onlara katılmamı teklif ettiklerinde çok geçmeden gerçek gücün nerede olduğunun farkına vardım ve bu güç benim Bakanlar Kurulu masasında oturan ve hastane bekleme listesi için ellerini ovuşturan bakan meslektaşlarımda değildi.
He'd be wringing His neck right now. Listen to me. This doesn't have to end
Adelle birlikte Nova Scotia'da bisiklet turundaydım 72 Eylül'ünde sende biliyorsun.
Marita says he came back wringing wet and shivering, and wouldn't talk.
Marita'nın dediğine göre geri döndüğünde sırılsıklammış ve titriyormuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]