English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wristband

Wristband translate Turkish

145 parallel translation
- My wristband!
Kolluğum...
I've lost my wristband!
... Durdur!
Roberta, it's got a walkie-talkie wristband a penlight, binoculars, even this cool badge.
Roberta, burada telsiz kalem fener, dürbün hatta rozet bile var.
That's what his wristband says.
Kol bandı öyle olduğunu söylüyor.
All right, so we've got a hospital wristband.
Bu, hastanelerde takılan künyelerden.
- Then what about the wristband?
- Ya o hastane künyesi?
That wristband will make sure you do. I know what you're thinking.
Bilek bandınız bunu sağlayacak.
You said something about a hospital wristband?
Hastane bilekliği mi demiştin?
Or is that blue wristband's just a... a style thing?
Yoksa o mavi kol bandı sadece stille ilgili bir şey mi?
Her with the tattoo, you with the wristband.
Dövmeli, manşetli.
You've found your father's wristband.
Babanın bilekliğini bulmuşsun.
You don't have a wristband.
Bilekliğiniz de yok.
I see from her wristband that you were at a Sandals all-inclusive resort. Hmm!
Bilekliğinden her şey dahil bir tatil olduğunu çıkartıyorum.
Mr. Boland, I... I noticed that drop of blood on your wristband.
Bay Boland, bilekliğinizde bir damla kan görüyorum.
Where's your wristband?
Bilekliğin nerede?
So you slid your wristband off.
Demek ki sıyırarak çıkarmışsın.
'I'm as limp as a charity wristband.
Charity bileklikleri kadar yumuşağım.
A wristband from Body Shots.
Body Shots'tan bir bileklik.
Stop wearing that stupid pink wristband like it's gonna make any difference.
O pembe bilekliği takarak bir şey değiştireceğini sanma!
He has to wear a security wristband and be under constant supervision.
Güvenlik bilekliği giyecek ve sürekli denetimde olacak.
Your wristband is cutting into my neck.
Senin şu bilekliğin boynumu kesiyor.
But now, heed my words : in order to get in to the party you have to RSVP and get a blue wristband.
bu partiye girebilmek için olumlu yanıt vermek ve mavi bileklik takmak gerekiyor.
Everyone is gonna try and get into this party so if you don't get your wristband in advance you're not wearing that wristband at the door, you're not getting in!
Herkes bu partiye girmek isteyecektir, yani bilekliklerinizi önceden edinmezseniz, eğer kapıda kolunuzda bileklik yoksa, içeri giremezseniz! Ve şunu da bilin :
Let everyone in, wristband or no!
Herkesi içeri alın, bileklik olsun ya da olmasın!
Look at the wristband.
Bilekliğine bak.
Come on, give me your wristband.
- Hadi bilekliğini ver. - Hayır!
That wristband, the leather thing, I remember getting one just like it, me and all my friends.
Şu deri bilekliğin vardı ya, ben ve arkadaşlarım, hepimizin ondan birer tane aldığını hatırlıyorum.
Good God man, not wristband, come on!
Yüce Tanrım, bileklikler olamaz be adam, hadi ama!
I gotta put a county wristband on him.
Eyalet bilekliği takacağım.
She wasn't wearing a wristband.
Bileklik kullanmıyormuş.
You only get a wristband if you pay the cover at the front.
Bilekliği sadece ön tarafta bedelini ödersen alırsın.
Consistent with her not having wristband.
Bileklikle kız arasında bir bağ yok.
- on the wristband.
- Bilekliğinde böyle yazıyor.
It had the hospital wristband on it.
Kolunda bir hastane bilekliği vardı.
She put Adam's wristband on her baby's body.
Adam'ın bilekliğini bebeğinin cesedinin koluna taktı.
Except that year I wore that leather wristband.
Şu yıl hariç Deri bileklik giydim.
The only woman who's been in this place since I moved in is the landlady and she couldn't wear that as a wristband.
Buraya gelen tek kadın ev sahibi ama bunu bileğine bile takamaz.
It doesn't have Hamburglars on the wristband.
Kayışında çizgi roman kahramanları yok.
- on his wristband?
-... sen olduğu yazıyordu?
Wear the wristband at all times.
Bilekliği hiç çıkartmayın.
Nice wristband, douche.
Güzel dizilim.
He cut through his wristband as well.
Bileziğini de kesmiş
All right, where's her wristband?
Pekala, bilekliği nerede onun?
After he lost his wristband, maybe he gave himself another name, one with no criminal record.
Daymo, David Maurice Brooks adına arama emri olduğu için tutuklanmıştı. Bilekliğini kaybettikten sonra başka bir isim kullanmak istemiş olabilir. Sabıkası olmayan birinin adını.
- I did. Then why are you listed as the attending on his wristband?
Bu dizide Amerikalıdan daha çok İngiliz var.
This wristband transmits your vital signs to the ark.
Bu bileklik, hayati belirtilerini Ark'a gönderiyor.
Where is your wristband?
Bilekliğin nerede?
That wristband on your arm? It makes you a prisoner.
O bileklikler sizi tutsak ediyor.
I'm getting that wristband, even if I have to cut off her hand to do it.
O bilekliği çıkaracağım. Elini kesmek zorunda kalsam bile.
- No wristband!
Ne yapıyorsun?
- I already got my wristband, see?
Ne partisi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]