Yank translate Turkish
2,478 parallel translation
Don't just yank them out thinking that'll solve all your problems.
Onları çekiştirmen sorunlarını çözer sanma. Seni gördüğüme sevindim.
"Is it still resonating?"
"Yankı yapıyor mu hala?"
Manifestations of the suffering caused by being devoured by Karma.
Karmanın ttükettiği hüzünlü yankılar...
Manifestations?
Yankılar mı?
Now, we're gonna squeeze the trigger. Don't yank it.
Tetiği biraz sıkacaksın, asılarak yapma.
§ Echoed by saints in spirit §
Azizlerin ruhlarıyla yankılanan...
I mean, even if we could get past him, this place is an echo chamber.
Yani, onu geçsek bile burası yankı dolu bir yer.
Yank brothers fled jurisdiction from California.
Amerikalı kardeşlerin, California'dan yasadışı gelmişler.
In the Valley of Echoes!
Yankı Vadisi'nde.
I yank a guy's teeth out, and now I kill a guy.
Önce birinin dişlerini söktüm. Şimdi de birini öldürdüm.
Dr. Mahoney, it looks like You're going to be my sounding board.
Dr. Mahoney, görünüşe göre siz benim yankı tahtam olacaksınız.
Okay, but what are we gonna yank to turn the basement light on?
Tamam ama, bodrumun lambasını nasıl yakacağız?
We'll yank the surviving Japs out of their shit-filled holes by their yellow balls.
Hayatta kalan Japonları bok dolu çukurlarından taşaklarına asılarak çıkaracağız!
Ears still ringing from the shelling.
Bombardıman hâlâ kulağımda yankılanıyor...
How many japs you kill, yank?
Kaç Japon öldürdün, Yanki?
Every step we take, and bloody hell, there's another yank under our boot.
Her adımımızda bir bakıyoruz çizmelerimizin altında bir Yanki daha.
I'm guessing this is one yank we don't have to worry about anymore.
Sanırım artık dert etmememiz gereken tek Yanki bu.
Oh, yank here.
Ah, ben Yankiyim.
Are you proposing already, yank?
Şimdiden evlenme mi teklif ediyorsun, Yanki?
This is a yank.
Bu bir Amerikalı.
"Ow"? No "ow!" That's exactly what Robin did. No, she didn't yank it.
Robin de aynen böyle yaptı.
I had to yank him out of that humvee.
Onu dışarı çıkarmalıydım.
Well, just yank it.
Bir anda çek.
Believe me, we'd love to. Yank Carnes out of the morgue,
İnan çıkartmayı isterdik.
Because if you don't take them down, I'm gonna feed them to you and then yank them out the other end like I'm starting a lawn mower.
Çünkü eğer onları kaldırmazsan, onları sana yedirtip sonra da diğer uçtan çekeceğim... -... çim biçme makinesini başlatır gibi.
You use bio-signals to resonate the internal molecular structure of natural objects!
Doğal nesnelerin iç moleküler yapısını yankılamak için bio-sinyaller kullanırsın!
that's a message that still resonates today. but extraordinarily powerful. set the limits for human development over much of the world.
Bana göre, bu hâlâ yankılanan bir mesaj. Rüzgarların insanlık tarihi üzerindeki etkileri ince ve genellikle tahmin edilemez ama olağanüstü güçlü olmuştur. İklim bölgelerini belirleyerek, binlerce yıl boyunca dünyanın çoğu bölgesinde insanlığın gelişimine sınır koyarlar.
We played shadows, echoes, even beggars.
Gölge, yankı, hatta dilenci oyunu.
A bit like you were doing with the yank, but without the earache.
O yankiyle yaptigin gibi birsey, ama azar olmadan.
Might as well yank it out yourself, right?
Kendin çekersin daha iyi, değil mi?
Oh, we'll yank'em out.
Git al okuldan o hâlde!
Doof, it's the sound that the bass makes when there are no walls to reverberate off of.
"Duf" da duvar olmadığı zaman yankı yapmayan bas vuruşlarının sesi.
Well, I will pay you to yank this off.
Eğer bunu çekersen, sana para veririm.
And I hate watching her yank your chain.
Seni benden intikam almak için kullanıyor, dostum.
I get results, gives me a yank at HQ.
Sonuç alırsam bana faydası olur.
Echoes, fossils in time.
Yankılar, zaman fosilleri.
You got to yank the rod, hook her, dude.
Aletini harekete geçirip kancayı atmalısın, dostum.
It's gonna cause quite a splash. Hm.
Büyük yankı uyandıracak.
Or we'll yank Her Majesty off the chessboard and put her on the front of the Daily Planet.
Yoksa o gizli birliğinizi Daily Planet'in ana sayfasına haber yaparım.
You know, they should just yank Frank White out of the broadcast booth and put him...
Bence Frank White'a danışmanlığı bıraktırıp- -
Rumble becomes resound!
Gürüldeme yankılanıyor!
Obviously your Glo-Coat floor wax commercials caused a bit of a squeal.
GloCoat zemin cilası reklamlarınız büyük yankı uyandırmış anlaşılan.
You turned all the sizzle from Glo-Coat into a wet fart.
GloCoat'un yarattığı bütün yankıyı boğdun gitti.
You. You hear that? That's the echo coming from your crotch.
Ses kasıklarından yankılanıyor.
In order to get these jeans fastened, I have to lie flat on the ground and either Smith, or if he's not there, my building manager has to yank the sides together while I suck in and do a quick zip and then the next day, I am bruised from here to here.
Kotu ilikleyebilmek için,... düz zemine uzanıyorum ve Smith ya da o yoksa apartman yöneticisi ben karnımı içime çekip fermuarı çekerken yanlardan hızlıca çeker ve ertesi gün bacağım tamamen morarır, buradan buraya kadar.
Sounds like the noise in my head when I hit that sweet three iron.
Golf topuna vurunca kafamda yankılanan sese benziyor. - Jung!
Then one of them's gonna convince Travis to yank your feeding tube out.
Ve sonunda bir tanesi Travis'i senin fişini çekmeye ikna edecek.
The whole time I was driving her, those words echoed in my heart until we reached the airport..
Onu hava alanına bırakırken bu sözcükler yol boyunca kalbimde yankılanıp durdu.
There's a slight echo, no?
Hiç yankı var mı?
- every time you say that.
-... korteksimde daha bir hoş yankılanıyor.
We yank him in off the streets and we blow any chance of ever going back under in his organization.
Onu birden sokaklardan çekersek bu organizasyonda derine inme şansımızı kaybederiz.