Yesterday's translate Turkish
5,416 parallel translation
In fact, they decided to mobilise their army yesterday so it's little wonder they're "not yet" in Belgrade.
Aslında, ordularını dün harekete geçirmeye karar verdiler bu yüzden henüz Belgrad'da olmamalarına çok şaşırmamalı.
That's four days after that and this was the day before yesterday.
Bu da ondan dört gün sonrası ve bu dünden önceki gün.
Only darkness tomorrow without yesterday's light.
Dünün ışığı olmadan yarın karanlıktan ibarettir.
Oh, right, um, there's nothing in the house, but grandma got this in the mail yesterday from the telenovela people.
Doğru. Evde herhangi bir şey yok. Ama büyükanne dizi ekibinden bu mektubu almış.
I've been trying to reach you since yesterday.
Dünden beri sana ulaşmaya çalışıyorum.
I need your album out, like, yesterday, so... we got all hands on deck.
Yarın gibi albümünü çıkarmış olmam lazım o yüzden herkesi bu işe seferber etmeliyiz.
It's the same thing as you did yesterday - with the Royal Navy!
Dün, Kraliyet Donanması ile yaptığınızın aynısı!
One of the tragedies of July 1914 was that the man at the very top always seemed to be reacting to yesterday's news.
1914 Haziran'ının trajedilerinden biri en tepedeki adamın hep dünün haberlerine tepki gösteriyor gözükmesiydi.
I was under the impression you had read the Serb reply before we met at breakfast yesterday.
Dün kahvaltıda benimle buluşmadan önce Sırpların yanıtını okuduğunuzda yanılmışım.
It is likely a mistake was made during my telephone conversation with Prince Lichnowsky yesterday.
Dün Prens Lichnowsky ile telefon görüşmem sırasında bir hata yapılmış olmalı.
She bought these yesterday.
Bunları dün satın almış.
Daddy Altman was at mommy's dog park yesterday.
Altman babacığım dün annemin köpek parkındaymış.
Play yesterday's footage.
Dünkü çekimleri oynatın.
Play yesterday's footage of the same time.
Aynı saatteki dünün çekimlerini oynatın.
Can you confirm that Jacob Nighthorse was at yesterday's Chamber of Commerce meeting?
Jacob Nighthorse'un dünkü Ticaret Odası toplantısında olduğunu teyit eder misin?
I woke up yesterday, and it was stiff.
Dün uyandığımda sertti. Üstüne yanlış yatmış olmalıyım.
Listen, I know the reason you were hands-off tonight is because... I was kind of an asshole yesterday.
Dinle, bu gece her şeyden elini eteğini çekmenin sebebinin dün tam bir pislik gibi davranmış olmam olduğunu biliyorum.
They were staying here, but I haven't seen them since yesterday morning's prayers.
Burada kalıyorlardı fakat dün sabahki duadan beri onları görmedim.
All those talk about a new cycle is yesterday's news,
Bütün bu yeni hayat devri konuşmaları hep dünün yeni haberi.
The fairy-trapping spell that was there yesterday, it's gone today!
Dün burada olan peri hapsetme büyüsü artık yok.
You ended Amy's life yesterday. I haven't forgotten.
- Dün Amy'nin hayatına son verdin.
"A top secret drone was downed in Maryland yesterday in search of the children of the world's most powerful parents."
Dünyanın en güçlü ailelerinin çocuklarını arayan çok gizli bir hava aracı, Maryland'da düşürüldü.
... with all airports and borders still closed in the wake of yesterday's kidnapping.
Dün gerçekleşen kaçırma olayından sonra tüm havalimanları ve sınırlar kapatıldı.
Hey, um, sorry I didn't tell you I wasn't coming in to work yesterday. But I did let Mitchell's office know, okay?
Selam, üzgünüm işe gelemeyeceğimi sana söylemedim dün ama Mitchell biliyor.
And yesterday, when I asked for poufs, that's what I expected.
Dün puf istediğimde beklediğim de oydu.
There was a camper yesterday who's brought in with the same symptoms.
Dün aynı belirtilerle getirilmiş bir kampçı daha varmış.
What's known is that around noon yesterday an unidentified student dropped a coin in another student's, you know, upper buttock fold.
Dün öğle civarı kimliğini bilmediğimiz bir öğrenci, başka bir öğrencinin kalça kıvrımının yukarısına bozuk para bıraktı.
She missed the shot yesterday and snuck out of here during the night without a weapon and without telling anyone else where she was going.
Ve gece boyunca buradan gizlice Dün atış kaçırdı bir silah olmadan ve başka kimseye söylemeden o gidiyordu.
Still no answers as to what caused yesterday's blackout, leaving nearly 60,000 homes in the district without power.
Dünkü elektrik kesilmesine hâlâ neyin sebep olduğu bilinmiyor. Bölgede yaşayan yaklaşık 60,000 kişi elektriksiz kalmış durumda.
He was perfectly fit until yesterday, when he was struck down with acute abdominal pain.
Düne kadar gayet iyiyken akut karın ağrısıyla yere yığılmıştır.
Now, yesterday at 5 : 00 P.M. in response to Thursday's Post front page misidentifying two innocent people as enemies of the state, the FBI issued these photos of the actual suspects.
Dün akşam beşte Post'un ön sayfasında iki masum insanı devlet düşmanı olarak göstermesine cevaben FBI gerçek şüphelilerin resmini yayınladı.
Yesterday, she was seriously bossy and borderline rude.
Dün tam bir patron gibiydi ve sınırlarımızı mahvetti.
Wait, says here your jumper's body was claimed yesterday.
Bir saniye, burada yazdığına göre cesedi dün biri sahiplenip almış.
That's where you landed yesterday.
İşte dün indiğin yer orası.
I just filled this yesterday...
Tanrı'ya olan sevgimizin ışığında... Bunu daha dün doldurmuştum.
But until yesterday morning, he's never killed anybody.
Dün sabaha kadar hiç kimseyi öldürmemişti.
Stolen art can take a long time to sell, so our guess is that they're sitting on a lot of the art, including the paintings from yesterday's heist.
Çalıntı sanat eserlerinin satışı çok uzun sürebilir bu yüzden adamlarımızın elinde çok fazla sanat eseri olduğunu düşünüyoruz dünkü soygundan yürüttükleri tablolar da dahil.
He said a woman matching our victim's description checked in yesterday morning, but according to housekeeping, she hadn't slept in her room.
Bizim kurbanın tarifine uygun biri gelmiş dün sabah otele giriş yapmış ama hizmetlinin dediğine göre gece odasına uyumamış.
But as of yesterday morning, she's a missing person.
Ama dün itibariyle kayıplara karıştı.
"It's So Hard to Say Goodbye to Yesterday", from the notable Boyz II Men album, "Cooleyhighharmony."
"Cooleyhighharmony" albümüyle dikkat çeken Boyz II Men grubunun "It's So Hard to Say Goodbye to Yesterday" şarkısı bize eşlik edecek.
Seeing as how the bottle it's in spent most of yesterday up some fat guy's ass.
Dün, günün büyük kısmını şişman bir adamın götünde geçirdiğini varsayarsak.
She may have been born yesterday, but I know that morning meeting doesn't mean morning meeting.
Bu kız daha toy olabilir ama ben "sabah toplantısı" nın ne olduğunu biliyorum.
The vice president spiked 5 points yesterday!
Başkan Yardımcısı dün 5 puan fak attı!
- And who's gonna stop me, sweetie? - On our own soil yesterday afternoon.
Peki beni kim durduracak tatlım?
After the tragic loss of his son yesterday, there seems to be a swell of support for President Grant.
Dün çocuklarını trajik bir biçimde kaybetmelerinin ardından, Başkan Grant'a verilen desteklerde artış gözlemleniyor.
It's a great plan. Tell me again how this will rescue us from obscurity, because yesterday it sounded...
Bunun bizi nasıl bilinmemekten kurtaracağını tekrar anlat çünkü, dün, kulağa Shia Labeouf'un Twitter hesabından daha saçma geldi.
Look, I-I think we got off on the wrong foot yesterday, and I want to apologize.
Bak sanırımdün biraz yanlış... ... bir başlangıç yaptık ben de özür dilemek istedim.
This photo, along with several others of a more intimate nature, were posted on Jake's "Myface" profile yesterday afternoon.
Bu fotoğraf diğer bir kaç benzer doğayla iç içe fotoğraflarla beraber dün öğlen Jake'in Myface profiline konmuş.
All right, the item in the Fort Greene Courier was placed anonymously yesterday... and paid with a money order, so there's no way to trace it.
Pekala, öğe Fort Greene Kuriye'den dün gizlice yerleştirilmiş... ve para ile sipariş edilmiş, bu yüzden takip etmenin yolu yok.
Wan-ho's been acting strange since yesterday.
Wan-ho! Dünden beri içimde garip bir his vardı zaten.
I was book mom at Stan's class yesterday, so I had to get up at 8 : 00 AM.
Stan'in sınıfında görevliydim o yüzden sabah 8'de kalkmak zorunda kaldım.