English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You'll get your money

You'll get your money translate Turkish

329 parallel translation
You'll get your money tomorrow.
Paranı yarın alacaksın.
But you'll get your money's worth.
Ama paranın karşılığını alacaksın.
You'll get your money when your job's finished,
İşini bitirdiğin zaman paranı alacaksın.
- I'll get you your money.
- Paranı getireyim.
Ok. You'll get your money back, every penny of it.
Tamam, paranın her kuruşunu alacaksın.
Let me sleep... you'll get your money tonight.
Bırak uyuyayım... paranı bu gece alacaksın.
Oh, you'll get your money from your husband.
Paranı kocandan alacaksın.
Look, Mr. Ignatz, you'll never get your money as long as we work here.
And olsun. Burada çalıştığımız sürece paranı asla alamayacaksın.
You'll get your money in 60 days.
İşte.
You'll get your money and we're squared away.
Paranı alacaksın ve herkes kendi yoluna gidecek.
If you let me take care of this, I'll see that you get your money.
Bu işi benim halletmeme izin verirseniz paranızı almanızı sağlarım.
I presume you think that if you murder me here your sailor friend will get the blame, and you'll be free to spend my money.
Herhalde şöyle düşünüyorsun : Beni burada öldürürsen... suç denizci dostunun üstüne kalır, sen de dışarıda paramı harcarsın.
What'll you do with your hard-earned money... when we get back and cash in?
Geri dönüp altını paraya çevirdiğimizde... kazandığın parayı ne yapacaksın?
- You'll get your money.
- Alacaksınız.
You'll get 1,000 percent on your money.
Paranın on katını kazanacaksın.
He says you'll get your money soon.
Paranızı yakında alacaksınız dedi.
You'll get your money.
Paranızı alacaksınız.
I'll get you your money.
Paranı getireyim.
I'll get your money, and you can go home.
Paranı alacağım ve eve döneceksin.
I don't know but you'll get your money.
Nasıl olacak bilmiyorum ama paranızı alacaksınız.
You'll get your money every week as long as you stay in Arkansas.
Arkansas'ta kaldığın sürece her hafta paranı alacaksın.
You'll get that money even if you had to kill your own brother?
Kendi kardeşini öldürmek zorunda kalsan da, o parayı alacak mısın?
Don't worry, you'll get your money.
Merak etme, paranı alacaksın.
You'll get your money in the morning.
Sabah paranı alacaksın.
- You'll get your money.
- Paranı alacaksın.
- I said that you'll get your money.
- Sana söyledim paranı alacaksın.
- You'll get your money back!
- Paranı geri alacaksın!
You'll get your money.
Paranı alacaksın.
- Young lady, you are too kind. You'll have your bonus money, but you'll never set foot in here again, get it?
Tazminatını alacaksın, ama bir daha seni buralarda görmeyeyim.
Okay, I'll get your money for you.
Tamam, parayı senin için çıkartacağım.
You'll get your money, all that we've promised, but only when we're ready to move when the job is done.
Söz verildiği gibi paranı alacaksın. Ama biz hareket etmeye hazır olduğumuzda.
You'll get your money.
- Endişelenme paranı alacaksın.
You'll get your money, don't worry.
Paranı alacaksın, merak etme.
And if I get killed you'll never get your hands on all that beautiful money.
Evet. Ölürsem de tüm o güzelim paraya hiçbir zaman elini süremeyeceksin.
I want my money, I want the papers I signed, then I'll get out and you two clowns can have your little laugh.
Paramı istiyorum, imzaladığım kağıtları istiyorum, sonra dışarı çıkacağım ve siz iki palyaço küçük bir kahkaha atabilirsiniz.
Tomorrow morning you'll get your money, air ticket and passport.
Güzel, yarın istediğin miktarı alacaksın. ... uçak biletin ve pasaportun.
Of course you'll get your stool-pigeon money.
tabiî ki muhbirlik paranı alacaksın
You'll get your money back plus interest.
Paranı faiziyle birlikte geri alacaksın.
I'll get you your money.
Paranı alacağım.
You'll get twenty times your money back in a year.
Bir yılda, yatırdığın paranın yirmi katını kazanacaksın.
It's your money. It'll be there when you get out.
Bu senin paran ve altı ay sonra burada bulabilirsin.
Robert says you'll get your money tomorrow.
Robert paranı yarın vereceğini söyledi.
Then you'll get your money.
Sonra paranı alabilirsin.
Hey, McCoy, look, I'll get you your money later, okay?
Hey McCoy, bak sana paranı sonra veririm, tamam mı?
Is that all you got to say is, "I'll get your money to you later."
Tüm söyleyeceğin bu mu ; "Paranı sonra veririm."
- You'll get your money.
- Tamam vereceğim paranı.
- You'll get your money when the job is done.
- İş bittiği zaman paranı alacaksın.
I'll get you your money back!
Paranı sana geri vereceğim!
Don't worry, DiLea, you'll get your money.
Merka etme, DiLea, paranı alacaksın.
Al will be home soon, and believe me, you'll get your money back.
Al, eve gelmek üzere ve inan bana paranı geri alacaksın.
You'll get your passport. And the money, on the boat.
Pasaportunu ve parayı gemide alacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]