English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're good to go

You're good to go translate Turkish

460 parallel translation
You're good to go.
Başlamaya hazırız.
You know, if they're gonna march us in again tomorrow, we ought to go see how Kemmerick is. - That's a good idea.
Yarın bizi yine yürüteceklerse Kemmerick'i görmeye gitsek iyi olur.
It's good to go away when you're finishing a difficult experiment.
Zor bir deneyi bitirirken kaçmak, iyi bir fikirdir.
Now that you're here with these friends of mine who want to have a good time, we'll go where we like.
Hazır hoş vakit geçirmek isteyen arkadaşlarla birlikteyken kafamız nereye eserse oraya.
They're letting me go up to see her Good Do you need company?
Onu görmeme izin veriyorlar. Güzel. Arkadaş ister misin?
Well, I can see you're all ready to go, so I'll just wish you good luck - in your latest venture.
Görüyorum başlamaya hazırsınız. Son girişiminizde başarılar dilerim.
Why don't you let me take your purse for you for the rest of the show, because we're going to go on up to a new level, and I'm going to take good care of it downstairs, okay?
Gösterinin geri kalan süresi için niye çantanı bana bırakmıyorsun? Çünkü üst kata çıkacağız, onu aşağıda çok iyi saklarım. Tamam mı?
Good man, you're drunk, go to sleep.
Bayım, sarhoşsunuz, gidip uyuyun.
I can see that you're all ready to go, so I'll just wish you good luck... in your latest venture, "The Battle of Pearl Harbor."
Başlamaya hazır olduğunuzu görüyorum, size son teşebbüsünüzde bol şans diliyorum : "Pearl Harbor Muharebesi."
Actually, that's a pretty good sign that you're ready to go back.
- Tamam, tatlım. - Kıskaç.
BUT TO GO ON LIKE THIS WOULD BE VERY CRUEL. YOU'RE TOO GOOD A PERSON FOR THAT.
Biliyorum, size bir servet borçluyum ve bunu ödeyeceğim.
You're a good person, but I won't go to heaven. And why?
Siz iyi bir insansınız ama ben cennete gidemeyeceğim.
Do you think, you're good enough to be here? Go!
Sizce burada olmak... için yeterince iyimisiniz!
Hello, good evening and welcome to the Ronald Reagan Memorial Bowl, here in the pretty little L.A. suburb of Hollywood, where we're about to go in all for wrestling, brought to you tonight, ladies and gentlemen, by the makers of Scum,
Ronald Reagan Memorial Bowl'a hoş geldiniz bu küçük, güzel Los Angeles banliyösü Hollywood'a. Merhaba, iyi akşamlar. Birazdan burada kuralsız güreşe tanık olacağız.
But in case we have to go that route, I want you to know we're in good shape.
Ama o yola gitmek zorunda kalırsak, iyi durumda olduğumuzu bilmeni isterim.
good. you're finally catching on. now, now let me out. i have to go.
Um, uh, yatağıma geri dönüyorum... ve salyamı akıtmaya.
Where we're going, you go before 10 you get a good place to dance and boys get in free.
Çünkü saat 10'dan önce varırsak dans pistine yakın yer buluruz ve erkekler bedava girer.
We are going to this reunion, and you're gonna be proud of me, and I am gonna be proud of you, because when people ask what you do for a living, you're going to say you're a garbage man. Peg, I don't want to go to the reunion. Can't we just forget about the good times and get on with our lives?
ve, Steve, sen de çıplak Don Johnson'dın, ve bir tren tünelden geçti ve evimiz yok olmuştu.
Good people, we're giving you one more warning to please go home.
Arkadaşlar, sizi bir daha uyarıyoruz lütfen evlerinize gidin.
- You're pretty damn good to keep up. - Let's go!
- Yetişmek için hiçte fena değilsin.
- You're pretty good to keep up. - Let's go.
- Gayet iyi gidiyorsun.
You let me know, because you're too good a woman to go to waste.
Bana haber ver, harcanmayacak bir kadınsın.
Well, a good Muslim will go to Paradise which, according to the prophet Mohammed, is a delightful place, especially if you're a man.
Mesela iyi bir Müslüman Cennet'e gider ki Muhammed peygambere göre özellikle erkeksen Cennet enfes bir yerdir.
He's gonna take his foot off slowly, David and you're to go home like a good boy, you hear?
Ayağını yavaşça kaldıracak David. Sonra uslu çocuk olup evine gideceksin. Duydun mu?
See, you can sit there before the parole board and lie with your mouth, say you're going to be good, you're going to go straight forever, but your attitude is saying the truth- -
Mahkemeden önce burada oturup yalan söyleyebilirsin. İyileşeceğini sonsuza kadar da suç işlemeyeceğini söyle. Ama davranışların, onlar doğruyu söyleyecektir :
You're ready to go out and find a good use for your talents.
Gidip yeteneklerini faydalı bir şekilde kullanacak yer bulmalısın.
You act like you're a fag, the two of you become good friends... you start to share clothes, she starts to confide in you... and then, "boom", you go for her tits.
Bir ibne gibi davran ve sonra, iki iyi arkadaş olun. Kıyafetlerinizi paylaşmaya başlayın, sana güvenmeye başlayacak. ... ve sonra birden göğüslerine saldır.
It's good for tense situations like this- - robbery- - or if you ever do go to prison. You're surrounded by 10 men.
Gergin durumlarda çok iyi geliyor- - bunun gibi soygunlarda- - ya da hapiste 10 kişi tarafından kuşatılırsanız.
You're going to go to bed, rest and get rid of this fever so you can be as good as new.
Şöyle yapacaksın. Yatağına gideceksin. Dinlenecek ve şu ateşten kurtulacaksın.
First you go and wish them good night so they won't go to bed thinking that you're furious with them.
Öncelikle git ve onlara iyi geceler dile. Böylece yatağa, onlara öfkeli olduğunu düşünerek gitmezler.
You're going to go looking for that ship and all I can say is "good luck."
O gemiyi aramaya gideceksin tek söyleyebileceğim de iyi şanslar.
We all done. - I got something for you to make the girls... think you're smelling good. There we go.
[Beni Tekmele]
There's no need to be sorry for something you're good at. - You go to class.
Başarılı olduğun için özür dilememelisin.
Hey, Pheebs, I think you're good to go.
Hey, Pheebs. Sanırım artık gidebilirsin.
When you put this on, you're good to go.
Bunu taktığında, hazırsın demektir.
So what makes this place a good place to go when you're feeling down?
Kendini kötü hissettiğinde, burası nasıl oluyor da güzel görünüyor?
You're good to go.
Artık iş görebilirsiniz.
You mount up, you're good to go.
Başlamaya hazırsındır.
You're good to go, men.
Kalkışa hazırsınız.
[man] okay. Thank you. You're good to go.
Tamam, teşekkürler, geçebilirsiniz.
I think you're good enough to go for it.
Sanırım bunun için yeteri kadar iyisin.
- You're good to go, boss.
- Rahatça gidebilirsin, patron.
- You're good to go again, right?
- Bir sefer daha yapmak için iyice misin?
You're good to go.
Artık gidebilirsiniz.
You're a good person, but listen until I go away from London, it's not safe for you to go out.
Sen iyi bir insansın, ama dinle... ben Londra'dan gidene kadar dışarı çıkman güvenli değil.
Now, I am gonna go out on a limb here because there's a good chance you're not going to believe a word of what I'm about to tell you.
Şimdi, burdan çıkıp gideceğim Çünkü bu çok iyi bir şans ve sen anlatacaklarıma inanamayacaksın.
Everyone said : "Don't go to New York." But I think good things will happen if you're a good person with a good attitude.
Herkes "New York'a gitme." dedi. Bence iyi ve iyimser biriysen iyi şeyler olacaktır. Ne dersin?
That you go through your life And if you're good, you go to Heaven or nirvana or whatever.
Hayatınızı yaşarsınız ve iyi biriyseniz cennete ya da nirvanaya filan ulaşırsınız.
You're good to go.
Çıkabilirsin.
CSI ready for descent You're good to go!
Olay Yeri İnceleme, inişe hazır.
His good side and his evil side, they're both dead. And I don't think separating them in your mind is going to help you let him go.
İyi yanı veya kötü yanı fark etmez çünkü o öldü ve bence onu sen aklında ayırmaya çalışıyorsun ki bence bir yardımı olsun diye, bırak Pheobe gitsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]