English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / To god

To god translate Turkish

29,779 parallel translation
I swear to God, every time he opens his mouth, it's like listening to Emeril Lagasse's asshole.
Yemin ediyorum, ağzını her açtığında sanki Emeril Lagasse'nin göt deliği konuşuyor.
Yes, I'm an agnostic myself, but I have prayed, many times, to God, to turn my wife into a pillar of salt.
Bizzat agnostiğim ama Tanrı'ya çokça dua ettim. Karımı tuz direğine çevirsin diye.
Let's hope to God this works.
Umalım ki işe yarasın.
If you mention my name to the police, I swear to God, I will kill you.
Eğer polise benim adımı söylersen, yemin ederim ki, seni öldürürüm.
I hope to God Connor's not here.
Umarım Connor burada değildir.
I swear to God, if you lie to us right now, I'll go to the police. - Just tell us who it is!
Yemin ederim şu an bize yalan atarsan polise giderim.
I swear to god, Nate. If you are still in contact with her...
Yemin ediyorum Nate, eğer hâlâ onunla irtibat halindeysen...
I swear to God, if you lie to us right now, - I will go to the police.
Tanrıya yemin ederim ki eğer şu an yalan atıyorsan polise giderim!
It's not a problem. I'll have it for you, I swear to God.
Senin için elimde tutuyorum, yemin ederim.
I finished the read and I swear to God...
Okumayı bitirdim ve Tanrıya yemin ederim ki...
I swear to God, I see tears in the casting director's eyes.
Tanrıya yemin ederim ki, oyuncu yönetmeninin gözlerindeki yaşları gördüm.
They're all the same, I swear to God.
Hepsi aynıdır, Tanrı'ya yemin olsun ki.
I swear to God I didn't know we were gonna make up just now.
Yemin ederim barışacağımızdan haberim yoktu.
I swear to God I didn't...
Yemin ederim yapmadım.
If you ask me if I am sleeping with him, I swear to God...
Onunla yatıp yatmadığımı soruyorsan, Tanrı'ya yemin ederim ki...
I swear to God, Barry.
Tanrı şahidim olsun, Barry
and I swear to God I'm gonna work every single day to be the man you fell in love with.
Queen Konsolide'deki işi kabul edeceğim ve yemin ederim ki her gün senin aşık olduğun adam olmak için çalışacağım.
- Okay. Out, or I swear to God, I'm gonna call the cops.
- Dışarı, yoksa yemin ederim ki polis çağırırım.
God has been good to us today.
Allah bugün bizim yanımızdaydı.
Oh, God, so boring, I want to kill myself.
Tanrım, çok sıkıcı ya. Kendimi öldüresim geliyor.
And this, God damn it... this has got to go.
Ve bu, lanet olası bunun gitmesi gerekiyor.
You told God to cool it?
Tanrıya susmasını mı söyledin?
You know, at some point in time, you're gonna have to come out and - - and talk to... God.
Eninde sonunda dışarıya çıkıp tanrıyla konuşmak isteyeceksin.
You know what? Uh, Lucifer, y-you, uh... you agreed to have a sit-down if - - if God would show, so... And, Chuck, you - - you did say you'd talk.
Lucifer sen tanrı gelirse gelmeyi kabul etmiştim yani Chuck sen de konuşacağını söylemiştin.
Do you have any idea what it's like to argue with your father when your father is God?
Baban tanrı olunca tartışma nasıl oluyor biliyor musunuz?
Big picture, as God, you did what you had to do.
Olaya dışarıdan bakınca tanrı olarak yapman gerekeni yaptın.
You want God to kill Amara because you don't want Amara to be killed?
Tanrının Amara'yı öldürmesini istiyorsun çünkü Amara'nın öldürülmesini istemiyorsun.
In order to create the world, God had to give up his only kin to darkness.
Tanrı dünyayı yaratmak için kendi ırkından, Karanlıktan vazgeçti.
When God's gone, the universe - - everything will cease to exist.
Tanrı gittiğinde evren, her şey onunla yok olacak.
By the time we reach Saint augustine's, father Edwin will have prepared the text that will allow them to be joined in marriage before the eyes of god.
Saint augustine's'e ulaştığımızda, Baba Edwin onlara izin verecek metni hazırlamış olacak Tanrı gözü önünde evlilikle birleştirilecek.
We didn't get a chance to resolve that, uh, but, uh, you know, thank God you're, you're here now.
Bu sorunu çözmek için zamanımız pek olmadı. Ama çok şükür ki artık buradasın.
God, you don't know when to quit.
Bırakmayacaksın değil mi?
Oh, my God, you need to get over this whole low self ‐ esteem thing.
Oh, Tanrım, artık şu kendini hafife alma olayına bir son vermelisin.
But I did the work, used God and sex to make me feel good, throw some AA meetings in there, and I'm good to go.
Fakat ödevimi yaptım. İyi hissetmek için Tanrı ve seksi kullandım. Bir kaç A.A. buluşmalarına katıldım ve artık iyiyim.
God, grant me the serenity to accept the things I cannot change, courage to change the things I can, and wisdom to know the difference.
Tanrım bana, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul edebilme gücü, değiştirebileceklerim için gereken cesareti ve... bu ikisini ayırt edebilmem için gerekli bilgeliği lutfet.
Thank God I know how to separate sex from feelings.
Çok şükür ki seks ile duyguları ayırt etmeyi biliyorum.
Oh, my God, what does a girl have to do to get arrested around here?
Aman Tanrım, bir kızın tutuklanmak için ne yapması gerekiyor?
God, you wouldn't imagine what he did to everyone.
Herkese yaptıklarını hayal bile edemezsin.
It's... it's like playing God, and it goes against everything we're trying to do.
Tanrı rolü yapmak gibi bir şey bu. Yapmaya çalıştığımız her şeye ters düşüyor.
Oh, my God, you'd have to use, - like, a quantum neural chipset... - Hey, guys, guys.
Kuantum nöral yonga seti falan kullanmak gerekir...
Oh, my God, it's like, every time I try to get to know the guy, he does something that makes it really hard to.
Ne zaman adamı tanımaya çalışsam işimi zorlaştıracak bir şey yapıyor.
God does not want you to go out into your busy day of begging without a full belly.
Tanrı karnınız tok olmadan yoğun dilencilik gününüze başlamanızı istemez. Vay canına.
Oh, please, God, if you exist, prove it to me right here and now.
Yalvarıyorum Tanrım, varsan bana şimdi, şu an kanıtla.
Exactly, that's what he does, he prowls the Internet looking for victims who have dark secrets and then he forces them to confess'cause... what, he's a vigilante with a god complex.
Kesinlikle, bu yüzden sinsice internette dolaşıp karanlık sırları olan insanları arıyor ve onları itirafa zorluyor çünkü adam Tanrı kompleksi olan bir polis özentisi.
If God had meant for man to swim, he would've given us flippers.
Tanrı yüzmemizi isteseydi, yüzgeçli yaratırdı bizi.
Gabriel Shaw was convinced that he was on a mission from God to rid the world of evil.
Gabriel Shaw dünayı şeytandan temizlemek üzere Tanrı tarafından görevlendirildiğine inanıyordu.
To what god do you pray?
Hangi tanrıya dua edersin?
Oh, my god, it's like talking to you in a dress.
İnanmazsın, senin kadın versiyonun.
God, it's like you want to die.
Of be, sanki ölmek istiyormuş gibisiniz.
"God grant me the courage not to give up what I think is right, even though I think it hopeless."
"Doğru olanı yapmam için Tanrı bana gerekli cesareti hep verdi ben durumun umutsuz olduğunu düşünsem de" demişti.
I believe that, um, that God wants me to serve people, Teddy.
Tanrı insanlara hizmet etmemi istiyor sanırım, Teddy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]