You're having a baby translate Turkish
204 parallel translation
You're having a baby, aren't you?
Sizinde bir bebeğiniz olacak, öyle değil mi?
- You're having a baby.
- Senin de bebeğin olacakmış!
You're talking about killing a baby, though you're having your womanhood.
Bebek oldurmekten cok siradan birseymis gibi bahsediyorsun.
You're having a baby?
Hamile misin?
You're thinking of having a baby, huh?
Demek bebek sahibi olmayı düşünüyorsunuz.
- Yeah, but you're having a baby.
- Eh, sen bebek bekliyorsun.
You're having a baby. Your father told me.
Hamile olduğunu söyledi.
No more beer, you're having a Dead Baby Boy.
Artık bira içmek yok, Ölü Oğlan içeceksin.
You're having a Dead Baby Boy with the rest of us!
Sen de bizim gibi Ölü Oğlan içeceksin!
You're having a baby!
Bir bebeğin olacak!
( Steven )'We're having a baby and there seems to be different advice'about whether it's OK to let your kid get into bed with you in the morning.'
Eşim Tracey'le bir bebeğimiz olacak ve daha erken olduğunu biliyorum ama çocukların sabah ebeveynlerin yatağına alınıp alınmaması konusunda farklı tavsiyeler var ve...
You're not happy that your daughter is going to be having a baby?
Kızının bebeği olacağı için sevinmedin mi?
I can not believe you're having a baby Chrissy, make me feel very old.
Bebeğin olacağına inanamıyorum Chrissy. Bu bana kendimi çok yaşlı hissettiriyor.
You're having a baby.
Ne çikolatası. Benim bebeğim oluyor.
I understand you're thinking of having a baby.
Demek bebek sahibi olmayı düşünüyorsunuz.
You're having a baby?
Bebeğin mi olacak?
You're completely on fire about having a baby.
Şu hâline bak. Bebek için yanıp kavruluyorsun.
Well, I didn't want to tell you like this, but Allie and I, well, we're sort of... having a baby.
Sana bu şekilde söylemek istemezdim ama Allie ve benim bebeğimiz olacak gibi bir şey.
You're having a baby.
Bir bebeğin oluyor.
You're having a baby, you're living together.
Bir çocuğunuz olacak, birlikte yaşıyorsunuz.
You're having a baby, darling Hold on, right?
Bebeğin geliyor tatlım. - Dayanmaya çalış.
You're a lucky girl, having a baby.
Bir bebeğin olacağı için şanslısın.
You're having a baby soon.
Bebeğiniz olacak.
You know, they're married. Ross and Rachel are having a baby.
Onlar evlendiler, Ross ve Rachel'in bebekleri olacak...
If you're having a baby, you should be married.
Eğer bebeği doğuracaksan evlenmeniz gerekiyor.
You're having a baby!
Bebeğiniz olacak!
You're having a baby? . - Isn't that beautiful?
- Tanrım, bir bebeğiniz mi olacak?
Well, Piper, you're having a baby.
Piper bebek sahibi olacaksın.
You act like you're having a baby.
Doğuracak olan senmişsin gibi davranıyorsun.
You're having a baby and you need to prepare.
Bebeğin olacak ve hazırlıklı olmalısın.
Which can either mean you're having a baby.. or you'll make a scientific discovery!
Bu da ya bebeğin olacağı ya da bilimsel bir keşif yapacağın manasına geliyor.
I told him I would, but everything changes when you're having a baby.
Ona evleneceğimi söyledim ama hamile kalınca her şey değişiyor.
Why did you tell everybody we're having a baby?
Niçin bebeğimiz olacağını herkese söyledin?
You're having a baby – do you know that, Lorelai?
- Bebeğin olacak, biliyorsun değil mi?
- You're having a baby?
- Bebeğin mi var?
We're having a baby, so you're not leaving.
Bir bebeğimiz oluyor, yani sen gitmiyorsun.
The only time it's an issue, I suppose would be like if you're having a baby...
Sanırım sadece çocuğunuz olacaksa sorun olabilecek bir konu...
You've got your life, a man you love. You're having a baby.
Kendi hayatına sahipsin, sevdiğin bir adam var, bir bebeğiniz var.
You're having a baby?
Senin çocuğun var mı?
And now you think you're having a baby... because a woman who lies told you you weren't.
Şimdi de sana yalan söyleyen bir kadın çocuk senin değil dediği için bir çocuğun olduğunu düşünüyorsun.
There's no way you're having a baby while you're still in law school.
Hâlâ hukuk fakültesindeyken çocuk yapma imkânınız yok.
I'm sorry, did you just say you're having a baby?
Özür dilerim az önce doğuracağını mı söyledin?
You're having a baby, right?
Karnında bebeği taşıyorsun, değil mi?
- Now you're having a baby?
- Şimdi sizin bebeğiniz mi olacak?
Dr. Bailey, you're having a baby.
Dr. Bailey, bebeğiniz doğmak üzere.
That makes you a whore and the baby you're having a bastard.
Seni ise orospu, doğuracağın çocuğu da piç yapar.
You're having a baby!
Yaşasın! Bebeğiniz olacak!
You're having a baby.
Bebeğin olacak.
You're having a baby and you're wearing that?
Bir bebeğin olacak ve sen bunu mu takıyorsun?
I know--I know that you've been having a hard time with it, and--and this thing with the baby... clearly it's not an easy job, and I think you're doing a good job at it.
Biliyorum... biliyorum bu sana zor zamanlar yaşatıyor, ve-ve bu bebek olayı... açıkça kolay bir iş değil, ve bununla iyi baş ettiğini düşünüyorum.
Former boss's daughter, spent some time in a coffin, and you're having Danny's baby.
Bir tabutta biraz vakit geçirmiş, eski patronun kızı ve Danny'den bebeğin olacak. Danny'ydi, değil mi?
you're having fun 29
you're having a laugh 24
you're having a party 18
you're having an affair 18
you're having a nightmare 17
having a baby 31
a baby 318
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're having a laugh 24
you're having a party 18
you're having an affair 18
you're having a nightmare 17
having a baby 31
a baby 318
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're so pretty 112
you're sorry 317
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're so pretty 112
you're sorry 317
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202