English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're right about that

You're right about that translate Turkish

664 parallel translation
Guess you're right about that.
Sanırım bunda haklısın.
Oh, no, you're awake, all right. Don't worry about that.
Hayır, kesinlikle düş görmüyorsun.
You're all right. That's all I care about.
Sen iyisin ve benim tek umurumda olan da bu.
You're probably right about that.
Sanırım haklısın.
- If I were about 50 years younger... I'd take you right away from that s — splendid young man you're going to marry... and who is going to make you a wonderful husband.
- Eğer 50 yaş daha genç olsaydım seni anında evleneceğin bu h -... evleneceğin ve sana çok iyi kocalık yapacak bu harika genç adamdan koparıp alırdım.
You're right about that.
Şurada haklısın.
You're right about that light sign.
Lşık işareti hakkında haklısın.
- I believe you're right about that.
- Bu konuda haklısınız sanırım.
She's about 20, I guess... so if you hear I'm running around with moppets while you're away, that's right.
sanırım 20 yaşlarındaydı... Eğer sen yokken bir fıstıkla etrafta göründüğümü duyarsan bu doğru.
That's right. You're writing a book about a civil servant, aren't you?
Yeni kitabınızın kahramanı bir bürokrattı, değil mi?
I guess you're right about that.
Sanırım bu konuda haklısınız.
Yes, you're right about that.
Evet, haklısınız.
You're right about that.
Haklısın.
Chicken? I just don't think it's right to go barging in on somebody that you're about to sue.
Dava açmak üzere olduğun birinin mülküne davetsiz girmen doğru değil bence.
You're definitely right about that, sir.
Bunda tamamen haklısınız, efendim.
You're right that we were together, but only for about a month.
Haklısın, ama, sadece bir ay birlikte olduk.
- You're right about that.
- Haklısınız.
You're right about that.
Bu çok doğru.
You're right about that.
- Bu konuda haklısın.
You're right about that. Right. That's...
Ama bir başka gariplik daha var.
You're right about that.
O konuda haklısınız.
And you're quite right about the police, especially that stupid lieutenant.
Ve polis konusunda çok haklısın, özellikle de o aptal komiser hakkında.
You're right about that drink.
İçki konusunda haklısın.
Maybe you're right, but try not to think about all that now.
Haklısın belki. Ama şimdi bunu düşünmemeye çalış.
You're probably right about that.
Bunda herhalde haklısın.
- You're right about that.
- Bu konuda haklısın.
You're right about that, but, you see, I made the telephone call collect.
Bu konuda haklısın, fakat, görüyorsunuz ya, ödemeli telefon açtım.
Yes, sir, it is. You're right about that.
Evet, öyle, bu konuda haklısınız.
Well, you're right about that.
Bunda haklıydınız.
- You're right about that.
- Doğru bildin.
You know that you're on right after Chris Brown, in about 20 minutes.
Siz bu adamdan sonra çıkacaksınız efendim, yaklaşık 20 dakika sonra.
Yeah, well, you're right about that.
Evet yani, doğru bildin.
Well, you're right about that :
Evet, bu konuda haklısın.
And I think, that you're right about one thing, about the fact that this enviroment bothers Ljupce.
Ve sanırım... bir konuda haklısın. Ortamın Ljupce'ı sıktığı konusunda. Bu konuda ki görüşümü değiştirdim.
You're listening to Willie Craig on PRM-FM-93 and if you're clock radio is set to go off at 7 : 18, is should be doing that right about now
Eyaletin yukarı kısımlarında sıcaklık 0 dereceye kadar düşebilir. Yer yer buzlanma bekleniyor. PRM-FM-93'te Willie Craig'le birliktesiniz.
You're right about that, you know, miss.
Bu konuda haklısınız, bayan.
- Oh, they're the real keys all right... but, uh, you ain't about to get in that bird, partner.
- Onlar doğru anahtarlar ama siz bu helikoptere binmiyorsunuz.
If you're right about that, all we gotta do is find out who he was trying to expose... and we've got our prime suspect.
Eğer bu dediğinde haklıysan bütün yapmamız gereken kiminle ilgili hikaye yazmaya çalıştığını öğrenmek. Böylece ilk şüphelimiz ortaya çıkar.
I mean, it's all right if you're a teenager, you know, you've never had it before, you know, and you say, "What is this all about?" You keep drinking and getting sick and throw up. But grown people do that.
Ergenseniz ve başınıza daha önce hiç gelmediyse, kusana kadar içmeyi anlarım da, yetişkinlerin hafta sonlarını bu şekilde geçirmelerini anlamıyorum.
That's right, easing out the comedown - while you're out there watching your wife parading about in a jumpsuit.
Geri sayım başladı burada, sen orada karının mayolu geçişini izlerken.
You're afraid that I'm right about you and the doctor.
Sen ve doktor konusunda haklı olmamdan korkuyorsun.
You're right about that, kid.
Bu konuda haklısın, evlat.
I bet you're here to talk about that guy Garret in Room 5, right?
Eminim 5 numaralı odada kalan herif Garret hakkında konuşmaya geldiniz.
- You're right about that one.
- Bu konuda haklısın.
I don't think you're afraid of finding out that you're right about your father.
Baban konusunda haklı olduğunu öğrenmekten korktuğunu sanmıyorum.
YOU'RE RIGHT ABOUT THAT.
Bu konularda yazın.
Peg, you're right. That's what it's all about.
Haklısın Peg, her şey bundan ibaret.
You're thinki " about your job, isn't that right?
İşini düşünüyorsun değil mi?
you know what I like about rich kids nothin so you're grandpa he-he basically owns Newport right so you're the kid that burned down my house Hi Summer I'm-I'm
Yani deden, Newport'un sahibi sayılır, değil mi?
Because if you're worried about quality of life or paternity leave or any of that other New Age crap as much as I like you, we can stop right here.
Yaşam kalitesi, doğum izni ya da benzeri son moda saçmalıklarla ilgileniyorsanız her ne kadar sizden hoşlansam da bu iş hemen biter.
You're right about that.
Bu konuda haklısın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]