English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ А ] / Алмаз

Алмаз translate Turkish

424 parallel translation
Бернштайн, Бернштайн. Хочет купить самый крупный алмаз в мире.
Bakın, dünyanın en büyük elmasını satın almak istiyor.
Это же алмаз!
Bir elmas!
Супруге он твоей Дарит алмаз.
Karınıza da şu elması yolladı.
У вас глаз-алмаз. Вы видели господина директора?
Bunu bir kere daha açığa kavuşturalım.
Пепел и алмаз
KÜLLER ve ELMASLAR
Алмаз может стоить тысяч 5.
- Elmasların değeri 5000 eder.
Если Ваше Высочество... как-то убедит суд... что они не брали алмаз.
Ekselansları'nın onların lehine şahitlik yapması ve elması zaten hiç almadıklarına dair jüriyi ikna edebilmesi.
Так он был у вас все это время. Вы украли алмаз сами у себя... чтобы успеть до решения суда.
Uluslararası mahkeme karar vermeden, siz kendiniz çaldınız.
Нет, месье, Юкункун - величайший алмаз в мире - вот здесь!
Dünyanın en büyük elması Yukunkun... işte burada.
Нет, месье, Юкункун - величайший алмаз в мире - вот здесь!
"Hayır bayım." "Dünyanın en büyük elması Yukunkun... işte burada."
Это самый знаменитый алмаз? Тот, о котором писали во всех газетах?
Çalındığı günden bu yana tüm basında sözü edilen dünyanın en büyük elması değil mi o?
Знаменитый алмаз?
Şu ünlü elmas mı?
Должны найти тот дух взаимного сотрудничества, который превратил наш завод в алмаз!
İşbirliği içinde çalışma ruhunuzu tekrar yakalamalıyız. Ki bu ruh fabrikamızı değerli bir mücevher yapmıştır! Bir mücevher!
И алмаз внутри головы?
- Peki mücevherler de başının içinde mi?
Вы увидите своими глазами. - И я унаследую алмаз "Надежда".
Ve ben umut elmasını alacağım.
Алмаз, Лао.
Elmas, Lao.
А теперь верните мне алмаз.
Şimdi bana elması ver.
- Где алмаз?
- Elmas nerede?
Я хотел увидеть экзотический Вьетнам, алмаз Юго-востока Азии.
Egzotik Vietnam'ı görmek istiyordum. Güneydoğu Asya'nın incisini.
Bluestar - неогранённый алмаз, Гордон.
Bluestar parlatılmamış bir mücevher, Gordon.
Великий алмаз, являющийся левым глазом божества, должен вернуться на свое законное место.
"Tanrı'nın sol gözü olan Büyük Elmas,... geldiği yere geri dönmeli."
И теперь алмаз у вас заберут силой.
Artık, elmas senden alınacak.
Ведь Грегори купил этот алмаз у китайца в Сан-Франциско.
Gregorie, bu taşı iki yıl önce San Fransisco'da bir Çinli'den almıştı.
Поэтому я советую передать этот алмаз мне на хранение.
Bu yüzden size tavsiyem, elması Cuma gününe kadar bana emanet etmeniz.
Не думаю, чтобы алмаз леди Ярдли... был лучше моего.
Leydi Yardly'in elmasının benimki kadar güzel olduğuna inanmıyorum.
Я посоветовал вашей супруге не брать алмаз с собой в Ярдли Чейз.
Karınıza, Cuma Yardly Chase'e gittiğinizde elması yanınızda götürmemenizi tembihledim.
И если она, как владелица одного из алмазов-близнецов, получила несколько анонимных писем, доставленных неким китайцем, в которых грозятся украсть этот алмаз в полнолуние, по логике следует, что вы должны были получить точно такие же послания.
İkiz elmaslardan birinin sahibi olan hanım, Çinli bir adam tarafından gönderilen bir sonraki dolunayda elmasları çalmakla tehdit eden mektuplar aldıysa mantıken sizin aynı mektuplardan aldığınız sonucuna varabiliriz.
К Китаю алмаз не имеет отношения.
Çin ile hiçbir ilgisi yok.
Алмаз, принадлежащий кинозвезде, достоин такого имени.
Belçikalı film yıldızının elması, gerçekten de isminin hakkını veriyor.
А зачем? Так ведь второй алмаз!
Öteki elmas yüzünden.
Надо было предупредить Мари Марвель еще вчера, ведь ее алмаз явно следующий на очереди.
Dün gece gitmeliydik. Marie Marvelle'i uyarmak gerek. Şüphesiz sırada onun elması var.
Как украли алмаз?
Elmas nasıl çalınmış?
А почему ты не отдала этот алмаз месье Пуаро на хранение?
Elmasları saklaması için neden Mösyö Poirot'a vermedin?
И зачем мне красть алмаз у самого себя?
Kendi elmasımı neden çalayım?
Алмаз самого Грегори Рольфа тоже украли. Там-то был китаец.
Ama Gregorie Rolf'un elması da çalındı ve çalan, Çinli'ydi.
Алмаз украл сам Грегори Рольф.
Elması çalan, Mösyö Gregorie Rolf'tu.
Но он бы все равно не вернул алмаз.
Ama elması bana geri vermeyecek.
Алмаз уже попал на рынок, я случайно узнал.
Bildiğim kadarıyla elmas, piyasaya düşmüş.
Хотя в данный момент в аэропорту Грегори Рольф считает, что алмаз, что лежит в его кармане, тоже настоящий.
Ancak şu sıralar Mösyö Rolf havaalanında ve kendi cebindeki elmasın gerçek olduğunu sanıyor.
Пока Хоффберг размышлял, я успел подменить алмаз.
Ama taşı incelerken onu diğeriyle değiştirdi.
Если леди Ярдли достался настоящий алмаз, а другой алмаз оказался подделкой, то куда подевался второй глаз китайского божка?
İlki şuydu : Eğer gerçek elmas artık Leydi Yardly'de ise ve diğeri de taklitse Çin Tanrısı'nın diğer gözü kimde?
Самый большой алмаз в мире.
Hayır, dünyanın en büyük elması benim!
БЕСЦЕННАЯ, КАК В УХЕ ЭФИОПСКОМ ТОТ АЛМАЗ.
Dünyaya fazla gelir bakmaya kıyılmaz güzelliği,
Я должен найти его, этот неогранённый алмаз.
Onu bulmalıyım, bu... eğitilmemiş değerli adamı.
"Я выбыл из игры." "Почему?" "Она хотела алмаз."
"Beceremedim." "Neden?" "Çünkü o daha iyisini istedi"
Она - алмаз в их серых скучных буднях.
Onun amacını anladık Cesaretle
Хватайте алмаз! Прикончите этих героев!
Elması geri alın, şunları da öldürün!
Алмаз за тобой а "Сосулька" моя.
Elmas senin hırsız benim.
Неотшлифованный алмаз.
Eğitilmemiş değerli adam.
Мой неогранённый алмаз.
Eğitilmemiş değerli adamım!
Свети, как маленький алмаз... Кто там?
Kim var orada?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]