English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ В ] / Воровал

Воровал translate Turkish

286 parallel translation
Воровал мою жену! " Что бы ты на это сказал?
"Karımı çalmakla meşguldün!" Buna ne demek zorunda kalırdın?
Даже воровал от его имени.
Ölü bir adamın ismiyle kanunsuz işler de yaptım.
- Я воровал в магазинах 3 года.
- Üç yıl cepçilik yaptım.
Много лет назад, я воровал и сидел в тюрьме.
Bir kere uzun yıllar önce hırsızlık yaptım. Hapse girdim.
С тех пор я не воровал.
O zamandan beri çalmadım.
Я не воровал у голодных.
Aç kalmayacak insanları soydum sadece.
Много лет назад я воровал драгоценности.
Yıllar önce mücevher hırsızıydım.
Значит, не ты воровал уголь?
Kömür çalındığından haberin var mı?
Когда мы были маленькими, я воровал его шарики.
Çocukken bilyelerini yürütürdüm.
Ты когда-нибудь воровал что-нибудь в "5-10"
Hiç ufak tefek şeyler çaldığın oldu mu?
Я опять воровал, и меня поймали.
Tekrar hırsızlık yaptım ve yakalandım.
Сеньор, он воровал.
Çünkü hırsızlık yaptı.
Быть может, он и воровал-то впервые.
- Tabi ki. Belki de ilk hırsızlığıydı.
Или по советским законам ты ее воровал?
Veya Sovyet kanunlarına göre mi kaçırdın?
Я воровал и лгал.
Çaldım ve yalan söyledim.
Блэйни воровал, ублюдок.
Blaney alçağı bir hırsızdı.
Я никогда не воровал органы.
Hiç organ çalmadım.
Я помню, когда воровал пончики, то чем быстрее бегал, тем меньше врал.
Sakın unutma, bir sahtekar ne kadar iyiyse..... o kadar çabuk kanar ama o kadar çok kaybedersin.
Если бы ты не давала мне денег, я бы их воровал.
Param olmasaydı çalardım.
Господи, ты ведь не убьёшь меня за то, что я сапоги воровал!
Tanrım! Beni öldüremezsin! Adamın çizmelerini çaldım diye!
За все те годы, что я была знакома с Макси Хеллером... он никогда на меня не кричал, ни разу не поднял на меня руку не воровал у меня деньги.
Marxie Heller'la birlikte olduğum sürece bana hiç bağırmadı, beni hiç dövmedi. Paramı da çalmadı.
Отец Мишель, отец Мишель! ... Я поймала его, когда он воровал свиное сало!
Peder Michel, bunu domuz yağı çalarken yakaladım.
Жозеф воровал продукты в коллеже и продавал их на черном рынке...
Joseph, okulun mallarını çalıyor ve kara borsada satıyor.
Кто-то из них воровал пищу у собак в лагерях.
- Daha gerçekçi olamaz.
Воровал яйца.
- Yumurta çalıyordum.
Я не воровал её денег.
- Parasını filan çalmadım.
- Да я в жизни не воровал у церкви!
Katiyen kiliseyi dolandırmam.
Воровал реактивные двигатели.
Askeri jetleri çalmışsın.
Это он воровал шаттлы.
O bir suçluydu.
" х никто не воровал.
Onlar çalınmadı.
Я много воровал в своей жизни, но только у богатых, но в этот раз я зашёл слишком далеко.
Sadece zenginlerden tabii. Ama son işimde çok ileri gittim.
- Ты воровал свинцовые листы!
Kurşun levha çalıyordunuz.
Ты у меня воровал.
Benden çalıyordun.
Будь у меня такая жизнь, такие обстоятельства, я бы воровал, убивал, лгал.
Onların durumunda olsam kesinlikle çalardım öldürürdüm, yalan söylerdim.
- Да. Воровал ли ты у ближнего?
Hırsızlık yapıp insanları mı kandırdın?
Воровал дамские сумочки? - Чем ты занимался?
Dükkân hırsızlığı, kadın çantası çalma kıyafet, ne?
Он воровал у меня бутылки содовой, продавал, а деньги клал в банк.
Soda şişelerimi çalar, depozito paralarını alırdı.
Однажды я наверху воровал сигареты из маминой сумки и вдруг я смотрю а там папина голова проходит мимо окна.
Bir keresinde, üst katta annemin çantasından sigara aşırıyorken kafamı çevirdiğimde birden babamın kafasını pencerenin önünden geçerken gördüm.
Морти Сайнфелд воровал деньги из казны.
Morty Seinfeld hazinenin kaynaklarını çalıyor.
- Воровал?
- Çalmak mı?
- Ты воровал кабельное?
- Sen tv yayınını çaldın mı?
- Ты воровал кабельное у своего собственного сына?
- Hemde kendi oğlundan?
Я видел, как он воровал в книжном магазине.
Onu kitabevinde hırsızlık yaparken gördüm.
Телестанция Луивилля получила досье на бывшего исследователя компании "Браун и Уильямсон" Джеффри Вайганда, где сказано, что он воровал из магазинов и не платил алименты.
Ve yerel haberlerde, WLKO, Louisville, eski Brown Williamson araştırma bölüm şefi Jefferey Wigand hakkında, içinde hırsızlık suçu ve nafaka ödememe iddialarının da bulunduğu 500 sayfalık bir dosya ele geçirdi.
Этот нищий чурбан воровал напитки.
Şu beşparasız takoz içki çalıyordu.
Типа, он в какой-то группе воровал пенсионные деньги.
Emeklilik maaşı dolandırıcılığı yapan bir sendika işletiyormuş.
Он сказал, что тот воровал.
Hırsızlık yaptığını söyledi.
Он воровал бабки у племени.
Kabilelerden çalınan paranın yerli dilendeki adı.
- Воровал машины?
- Araba mı çalıyorsun?
- А перед этим ты снова воровал.
Çünkü gene kurşun levha çalıyordunuz, değil mi?
Он снова воровал свинец.
Gene kurşun çalıyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]