Дар божий translate Turkish
138 parallel translation
Да, у меня есть дар Божий. Я вижу женщин насквозь, а другие нет. Вот так.
Doğru, kadınlar hakkında diğerlerinde olmayan bir öngörüm var.
- Это - дар Божий!
- O Tanrı'dan bir armağan!
Воображение - прекрасная вещь,... могучая сила, дар Божий.
Hayal gücü harika bir şeydir. Tanrını hediyesidir ve büyük bir güçtür.
Ну, разве это не дар божий?
İyi, eğer o, Tanrı'nın kokpite hediyesi değilse.
Это дар божий. Любите его как брата.
- Ona yeni kardeşiniz gibi davranın.
Снегопад - это просто дар божий.
Bir kar fırtınası insana Tanrının lütfu gibi gelir. Gardiyanlara atmayın!
Думает, что он дар Божий для всех женщин только потому, что у него есть член.
Bir tokmakçisi var diye kendisini Tanrı'nın kadınlara hediyesi gibi düşünüyor.
Девочка ведет себя, словно она - дар Божий.
Bilmez miyim? Kız, kendini Tanrı'nın armağanı falan sanıyor.
Это просто где-то внутри меня, как дар божий.
Aleti elime aldığım andan itibaren inanılmazdım.
Это дар божий.
Bu bir lütuf.
Мой сын Гарри - это дар божий.
Oğlum, Gary, Tanrı'nın gerçek bir hediyesi.
За дар Божий?
Tanrı'dan bir armağan için mi?
Разве дар Божий может принести вред?
Bunu o verdi! Tanrı'nın hediyesi nasıl kötü olabilir?
Это - дар божий.
Bu yetenektir.
Не выслушивать её постоянную болтовню, просто дар божий.
Onun durmadan söylediği saçmalıkları duymamak Tanrı'nın bir lütfu.
Моя же дочь - дар Божий.
Ama kızım Tanrı'nın armağanıdır.
Ты делаешь людей красивыми... рядом с тобой. Это дар Божий.
İnsanlar kendilerini seninle karşılaştırdığı zaman ne kadar güzel olduklarını düşünüyor.
Большинство матерей скажет, что ее дети - дар Божий.
Çoğu anne size, çocuklarının tanrıdan birer armağan olduğunu söyleyebilir.
Да, большинство матерей скажут, что их дети - дар Божий.
Evet, çoğu anne, çocuklarının tanrıdan birer armağan olduğunu söylerler.
Посмотрите на этот дар Божий!
Bu zamanda bize gönderdiğin hediyeye bak!
Любовь - это не чувство, а дар божий.
Aşk bir duygu değil bir beceridir.
Дар божий!
Bir beceridir.
Дружок, не путай божий дар с яичницей!
İşi ben yapıyorum sen keyif çatıyorsun.
Это божий дар. И мы не должны его оскорблять ".
Bu bize Tanrının bir hediyesi ve bunu asla alçaltma. "
- ћудрец сказал : "ѕрощение - божий дар, но никогда не плати полную цену за задержанную пиццу".
Bilge adam şöyle der, "Affetmek kutsaldır... fakat geç kalan pizzaya tam para ödeme."
Добывание хлеба насущного есть Божий дар.
Ekmek yapmak tanrının bir lütfudur.
Я думаю, что сексуальность это Божий дар.
Çünkü bence cinsellik Tanrı tarafından verilmiş bir hediyedir.
- Оральный секс - Божий Дар женщины.
Oral seks tanrının kadınlara armağanıdır.
Божий дар для рок-н-ролла.
Tanrı'nın rock'n'roll'a hediyesi.
Это потому что я Божий дар женщинам.
Çünkü ben kadınlar için Tanrı'nın bir lütfuyum.
Тебе это не составит труда. У тебя просто Божий дар сочинять истории.
Problem olmaz sanırım, hikaye uydurmak sende Tanrı vergisi bir yetenek.
У тебя просто Божий дар сочинять истории.
Hikaye uydurmak sende Tanrı vergisi bir yetenek.
Этот черный Адонис известен, как Божий Дар, а также известен, как Двойное "Джи".
Bu siyah Adonis, Tanrının Armağanı, a.k.a. Double G olarak biliniyor.
Быть забавным - это божий дар
Komik olmak ilahi bir hediyedir.
- Что найдено, то дар Божий.
Eşyalar.
Смотри, вокруг все вот, нервничать, трепыхаться, и единственное, что как-то разгоняет эту беспросветность, - это любовь, божий дар людям.
Çevrene bir bak : Savaş, endişeler, sorunlar... Geceyi tek bir şey aydınlatır :
Это был божий дар, пока его не отобрали.
Bu, Tanrının armağanı gibiydi. Bunu benden alana kadar.
Клинические испытания – единственный способ отправить СВ-113, божий дар, по вашим же словам, в продажу.
Bu araştırma, Tanrının armağanı dediğiniz SV113'ün satış izni almasının tek yolu.
Иногда это просто дар блядь божий.
Bu bazen lanet bir lütuf olabiliyor.
У мальчика божий дар.
O çocuk tanrılardan gelen bir hediye.
"Дар Божий".
- Tanrı'nın lütfu.
Этот рак - божий дар.
Kanser Tanrı'nın hediyesi.
Но когда любовь и долг - одно и то же, тогда это Божий дар.
O da benim görevimdi. Ama âşk ve görev, aynı bedende birleşirse işte o zaman Tanrı sizinle olur.
Устал от этого, Италия, бродячая кошка, кошка и собака собачья нога, нога ягнёнка, агнец божий, Бог в раю, дар небес...
Selülit, İtalya, yapışık kedi, kedi ve köpek, Köpekteki bacak, bacak var kuzuda, kuzu da Tanrı'nın, Tanrı'nın cenneti, cennetine gönderildi, gönderildi paket...
И каждый из них - Божий дар, да.
Hepsi bizim için birer nimet.
Ребенок это самы драгоценный божий дар.
Bebekler, Tanrı'nın en değerli armağanlarıdır.
Для нас это неловкая и трудная ситуация, а для них - Божий дар, о котором они мечтали всю жизнь.
Bu acayip tuhaf durumun sonucunda birisi Tanrının aziz hikmetine uğrayacak.
Я вернул ей деньги обратно, она думает, что это божий дар человечеству.
Her türlü iddiasına varım ki, kendini Tanrı'nın insanlığa hediyesi olarak görüyordur.
[Глава 12] [ "Божий дар" ]
BÖLÜM "ALLAH VERGİSİ"
"Божий дар".
"Allah vergisi".
"Великий талант"... "Божий дар".
"Büyük yetenek"... "Allah vergisi".