English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Д ] / Дышит

Дышит translate Turkish

1,358 parallel translation
Пресса дышит нам в затылок.
Basın burnumuzun dibinde.
- Он дышит?
Nefes alıyor mu?
Она дышит?
Nefes alıyor mu?
Она не дышит?
Yoksa almıyor mu?
после такой обширной операции, ваш отец не дышит самостоятельно поэтому, он ещё до сих пор интубирован.
Bu zor bir ameliyattı, baban kendi kendine nefes alamıyor. Boru kullanmamızın sebebi bu.
Она не дышит.
Nefes almıyor!
Она не дышит.
Boynu kırılmış.
Она не дышит. Ее шея сломана.
Boynu kırılmış.
она дышит самостоятельно?
- Kendi kendine mi nefes alıyor?
Он не дышит!
Nefes almıyor!
Он сильно напугал нас, но сейчас он стабилен и дышит сам.
Çok korkuttu ama şu anda durumu dengeli ve nefes alıyor.
За неё дышит машина.
Ciğerlerine canımın istediğini yapabilirim.
Ты сам это с собой делаешь Покуда он все еще дышит..
Sen kendine yapıyorsun.
Он нормально сидит, свободно дышит.
Duruşu iyi, rahat nefes alıyor.
Он дышит?
Nefes alıyor mu?
Он дышит через трубку, и еще несколько часов мы не будем знать, все ли в порядке.
Entübe durumda, ve, bir kaç saat daha birsey ögrenemeyecegiz.
Он еле дышит, не мог далеко уйти.
Dostum, herifin her yerinden kanlar fışkırıyor.
Он не дышит.
Soluk almıyor.
[Дышит с трудом] Великолепно.
Bu mükemmel.
Он дышит.
Nefes alıyor.
Она еще дышит.
Hâlâ nefes alıyor.
Она дышит!
Nefes alıyor!
Она всё еще дышит, нет внешних повреждений.
Hala nefes alıyor. Görünür bir yerde yarası yok.
- Он еле дышит.
- Zor nefes alıyor.
Эль Орехон велел мне найти эти деньги, и теперь всё время дышит мне в спину.
El Orejón benden o parayı almamı istedi ve şimdi beni adım adım izliyor.
Мне кажется, оно так дышит.
Bence, bu şeyle nefes alıyor.
Он дышит.
Hâlâ nefes alıyor.
У неё бьётся сердце, но она не дышит.
Kalbi atıyor fakat nefes almıyor.
- Он дышит?
- Dur, kalkma.
( КАМИНО ДЫШИТ ВСЁ ТЯЖЕЛЕЕ ) Ангел хранитель, твоё святейшество, не оставляй её в пустыне, ибо ей легко заблудиться.
Gece gündüz gözeten koruyucu melek kızımı yalnız bırakma ki yolunu kaybetmesin.
Эта стерва врет, как дышит.
Baştan bu işte bir yanlışlık var.
Бобби, что бы это ни было – оно неровно ко мне дышит.
Bobby, her neyse ve her ne istiyorsa o şey benim peşimde.
Он не дышит. Вызывайте скорую!
- Askeri ambulansı çağırın!
- Он не дышит.
- Nefes almıyor.
Она едва дышит.
Zar zor nefes alıyor.
Вот только она не дышит.
Nefes almıyor.
Он к тебе неровно дышит.
Ama adam sana karşı saplantılı.
Он неровно дышит к тебе, а ты вечно ведёшься.
Bence sana karşı saplantılı ve sen de bunu sürekli yiyorsun.
Повезло, что он ещё дышит.
Hala nefes aldığı için şanslı
Он не дышит.
Nefes almıyor.
Да, как это задница дышит?
Bunu bana açıklasana.
- Он дышит?
- Nefes alıyor mu?
Я слушал, как дышит дом.
Evin nefes alışını dinlerdim.
- Она дышит? - С трудом.
- Nasıl nefes alıyor?
"Я слушал, как дышит дом".
"Evin sessizliğini dinledim."
- она дышит?
- Nefes alıyor mu?
... она дышит?
Nefes alıyor mu?
- Сэр, он дышит?
Bayım, nefes alıyor mu?
Да, дышит.
- Evet.
Он не дышит..
Nefes almıyor.
Почему ведунья так дышит?
Yaşlı Ana neden hırıldıyor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]