English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Е ] / Едешь

Едешь translate Turkish

2,035 parallel translation
Дай мне знать, если едешь дальше.
Eğer kalıyorsanız makas değiştirmemiz gerekecek. Kalmıyoruz!
Куда едешь?
Nereye gidiyorsun?
Эй, ты не едешь?
Binmeyecek misin?
Не думаю, что ты едешь в аэропорт!
Havaalanına filan gittiğini sanmıyorum.
- Ты едешь, верно?
Sen de geliyorsun değil mi?
Едешь в Чикаго?
Chicago'ya mı geçtin?
Ребекка, ты едешь смотреть на листву?
Rebecca, yaprakları görecek misin?
Кстати о любви... Ты ведь скоро едешь в Верону, в предсвадебное путешествие?
Aşktan bahsetmişken, erken balayı için Verona'ya gittiğini duydum.
- Едешь на окраину? - Ты за мной следишь?
- Beni takip mi ediyorsun?
Ты едешь в Чарльстон?
- Charleston'a mı gidiyorsun?
Так, ты едешь, куда хочешь?
İstediğin yere gidiyor musun?
Куда ты едешь?
Nereye gidiyoruz?
Ты едешь очень быстро. Ты несёшься на абсолютном пределе шин и подвесок. И ты сам, на краю своего собственного предела, доходишь до крайней точки.
'Lastikleri ve amortisörleri son sınırında... kullanıyorsunuz.'limitleri... zorluyorsunuz.
Привет. Ты уже едешь на стадион?
Stadyuma mı gidiyorsun?
Потом ты едешь домой. Опять смотришь телек.
Sonra eve gidip televizyon izlemeye devam edersin.
Так ты все-таки едешь в Гану.
Demek gerçekten Gana'ya gidiyorsun.
- Куда ты едешь?
- Biz kaybolduk sanınm. - Nereye gitmek istiyordunuz?
- Куда ты едешь?
Nereye gitmek istiyorsun?
Куда ты едешь?
Nereye gidiyorsun?
Тише едешь, дальше будешь.
Yavaş ve sabit giden yarışı kazanır.
- Ты едешь или нет?
- Geliyor musun, gelmiyor musun?
Хосана, толпа не заплачет пока ты едешь через город на осле Ницше.
Kalabalık sana asla "kurtar bizi" diye bağırmaz... ta ki şehre bir eşeğin üzerinde girene kadar. Nietzsche.
Я ещё не знаю, едешь ли ты со мной.
Hala benimle gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.
Значит, ты едешь, а я плачу?
Demek geliyorsun. Parasını ben mi ödüyorum?
Ты едешь в Нью-Йорк?
New York'a gidecek misin? Evet.
Едешь куда-нибудь на лето?
Yaz için bir yerlere gidecek misin?
- Ты едешь с нами?
Bizimle geliyor musun?
Ты едешь?
Gidiyor musunuz?
Ладно, делаем так : ты едешь в Гётеборг и достаёшь копию.
Er yada geç gelecekler. Tamam. Gothenburg'a bir taklit almak için gidiyorsun.
- Ты едешь в Швецию, сейчас же.
- Acilen İsviçreye gidiyorsun.
Почему ты звонишь с мобильного? Ты едешь в Гётеборг сегодня вечером. Сегодня?
Bu gece Gothenburg'a gidiyorsun Ove.
Смотри, куда ты едешь.
- Önüne bak. Önüne bak dedim!
Смотри, куда ты едешь! Смотри, куда ты едешь!
Önüne bak, önüne!
Едешь куда-то?
Bir yere mi gideceksin?
Ты едешь на финал штата, так?
Finaldesiniz, değil mi?
И ты едешь.
Ve gidiyorsun.
Ты никуда не едешь.
Hiçbir yere gidemezsin.
Если едешь ты — то нет.
Uh, eğer sen geliyorsan.
- Ты едешь в Калифорнийский университет.
- CU'ya gidiyorsun.
Едешь в центр города ради чашки кофе?
Şehrin göbeğine kahve için tüm o yolu gidecek misin?
Надо было сказать, что едешь покататься.
Aldığını haber vermeliydin. Sana anahtarı verebilirdi.
- А ты едешь?
- Sen de gidecek misin?
- А куда ты едешь?
Nereye gidiyorsun?
Ты едешь не на материк, а в больницу.
Karada olmayacaksın, fakat hastanede olacaksın.
Я не знаю, куда ты едешь.
Nereye gittiğini bilmiyorum.
Едешь себе на работу - или в школу куда-нибудь.
Sonra da o önemsiz işine veya okuluna gidersin.
- Почему в город не едешь?
- Neden şehire gitmedin?
С работы едешь?
İşten mi çıkıyorsun?
Смотри, куда ты едешь!
- Hayır, düşüyorum.
Ты едешь.
Evet, öyle.
Похоже, ты едешь в Орландо.
Sana Orlando yolu gözüktü anlaşılan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]