Её убили translate Turkish
1,413 parallel translation
Её убили прямо у меня на глазах.
Gözlerimin önünde öldürüldü.
Её убили?
- Annemi mi öldürdüler?
Её убили.
O öldü.
Но если бы её убили, я бы не стала её воскрешать!
Ama o ölmüş olsaydı onu geri getirmeye çalışmazdım!
Она была новенькой в 15 отделе. Её убили. Поэтому я работаю с вами.
15. birimde öldürülen polisin adını vermişler, Ben de 15. birimde çalışmaya başladım.
Её убили.
- Öldürüldü.
А когда Мейси начала разнюхивать, они её убили?
Macy işi kurcalamaya başlayınca, onu da mı öldürdüler?
Её убили.
Öldürüldü.
Когда я была в выпускном классе, убили мою однаклассницу, её расчленили точно так.
Son sınıfımdayken, bir sınıf arkadaşım da aynen böyle öldürülmüştü.
Да, Бред встречался с Сарой, когда ее убили. А теперь он женат на новой жертве.
Ve şimdi de en son kurban ile evli.
Звезды проникли в кости и проколов множественные полости убили её.
Kemiklerine yıldızların girmesi ve çok fazla delik açılması onu öldürmüş.
Ее убили звезды?
Onu öldüren yıldızlar mıymış?
- Они убили ее?
- Öldürdüler mi?
Откуда тебе знать что они не убили ее?
Onu öldürmediklerini nereden biliyorsunuz?
- в тот вечер, когда ее убили?
Burası da Brenda Bright'ın ölmeden önce...
Можете нам что-нибудь сказать о ноже, которым ее убили?
Katilin ne tür bir bıçak kullandığını söyleyebilir misiniz?
Потом вы воспользовались этим пультом, проникли в ее дом и убили ее!
Sonra da eve girmek için bu sinyali kullandın ve onu öldürdün.
Мы полагаем, ее убили.
Öldürüldüğünü düşünüyoruz.
Лорен хотела что-бы ее убили?
Lauren öldürülmeyi mi istemişti?
О, так это они убили ее?
N'olmuş? Onu öldüren onlar mı?
Адрес твоей подруги был найден в ее руке после того, как ее убили.
Arkadaşının adresi avucunun içindeydi.
Вы купили эту бутылку вина, и спрятали ее, а затем, в 5 : 15, вы вышли из ресторана и направились прямо в кабинет Вивьен, и убили ее.
Bir şişe şarabı alıp kenara koydunuz. Sonra saat 17 : 15'de restorandan ayrılıp doğruca Vivien'ın ofisine gittiniz ve onu öldürdünüz.
Она следила за вами, она знала о лекарствах, она знала о вашем плане, она знала о Бедфордских Холмах, и поэтому вы ее убили.
Senin farkındaydı. ilaçların farkındaydı, planının farkındaydı, Bedford Hills'i biliyordu, ve bu yüzden O'nu öldürdün.
- Так вы убили ее.
- Bu sebeple O'nu öldürdün.
На ней был браслет прямо перед тем, как ее убили.
Öldürülmeden hemen önce bileziği varmış.
Не могу не заметить, что он такого же дизайна, как браслет, который носила Валери в ночь, когда ее убили.
Elimde olmadan dikkatimi çekti, Valerie'nin öldürüldüğü gece taktığı bilezikle aynı tasarıma sahip.
Это фото с камеры банкомата сделано в ночь, когда ее убили в полутора кварталах от похоронного бюро, где бросили ее тело.
Bu öldürülüp, cesedinin terkedildiği cenaze evinin bir buçuk blok uzağındaki ATM kamerasından çekilmiş bir fotoğraf
Нет ничего спокойного в том, чем ее убили.
Onu bu duruma getiren şeyin barışla ilgisi yok.
"Вы убили ее?"
Onu öldürdünüz mü?
Они убили её, Стэфан.
Onu öldürdüler Stefan.
Ее убили.
- Onu öldürdüler.
Я видел, как её убили.
Öldürülüşünü gördüm.
Я видел, как ее убили.
Öldürülüşünü gördüm.
Ее убили во время ограбления магазина.
ÖIdürüldü. Alışveriş merkezindeki bir hırsızlık sırasında.
она была в машине в мойке, когда ее мать убили.
Annesi öldürülürken arabadaymış.
Вы убили её?
Onu siz mi öldürdünüz?
Судя по всему, они с Шоном убили её мужа, стянули устройство, и теперь собираются продать его. Чтобы провести остаток своей жизни занимаясь сексом в каком-нибудь солнечном местечке.
O ve Sean belli ki kocasını öldürmüşler diski almışlar şimdi de hayatlarının geri kalanını güneşli bir yerde seks yaparak geçirmek için diski satacaklar.
Нет, её сестру убили в 1968-м.
Hayır, kız kardeşi 1968 yılında öldürülmüş.
Вероника Слоан говорит, что вы убили её сестру.
Veronica Sloan, onun kız kardeşini öldürdüğünü söylüyor.
Она убеждена, что это вы убили её сестру Роуз.
Kız kardeşi Rose'u senin öldürdüğüne inandırmış kendini.
Нанами-сан погибла не от несчастного случая. Ее убили!
Juno Nanami bir kaza yüzünden ölmedi.
Вы все ее убили.
Onu hepiniz öldürdünüz.
Вы ее убили!
Siz öldürdünüz!
- Медэксперты выяснили, что ее убили всего за пару часов до того, как мы нашли тело, но он почти неделю держал ее в заключении.
- Kalciak mı yapmıştı? - Tıbbi uzman, cesedin bulunmadan bir kaç saat önce öldürüldüğünü söyledi. Ama onu neredeyse bir hafta boyunca tutmuştu.
Вы имеете ввиду, что её убили?
Öldürdüler mi Pamuk " u?
Мы предполагаем, что её убили.
Öldürüldüğünü düşünüyoruz.
Если они убили её, то почему они оставили в живых Цмера?
Pamuk'u öldürdülerse niye Asit'i sağ bıraktılar.
Вы убили её.
Onu da aldınız ve sonra öldürdünüz.
Думаю, ее убили в другом месте, а бросили там, на съедение аллигаторам.
Bence başka bir yerde öldürüldü ve timsahlar kanıtları yok etsin diye oraya bırakıldı.
Потому что ты бы убил ее, так же, как тебе подобные убили мою Пэнни.
Çünkü onu öldürürdün. Tıpkı seninkilerin Penny'i öldürdüğü gibi.
ЦРУ или иранская разведка убили ее, так что позвони в ЦРУ, узнай их текущую версию и наделай в ней дырок.
Onu, CIA ya da İran İstihbaratı öldürmüş olabilir diyelim ki CIA yaptı, hangi birimin yaptığını bulun ve kurcalayın.