English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Ж ] / Жаждал

Жаждал translate Turkish

151 parallel translation
Будучи одарённым малым, ученик жаждал познать ремесло магии.
Çırak, işi öğrenmeye çok istekli, zeki biriydi.
Он прежде не жаждал встречи со мной.
Beni görmek için bu kadar istekli olmamıştı hiç.
Однажды он вез меня домой с вечернего совещания, остановил машину на Эрл-стрит без всякой причины, как он сказал, просто он жаждал коснуться моих губ.
Bütün gece süren bir toplantıdan sonra beni eve bırakırken Earl Street'te arabasını durdurdu. Dediğine göre bir nedeni yokmuş, dudaklarımı arzulaması dışında.
Я шесть лет жаждал обладать её телом!
Altı yıl boyunca o bedene sahip olmayı tutkuyla bekledim!
Ты так долго жаждал произнести это, правда?
Kaç zamandır içine dert olmuştu zaten.
Я слишком жаждал доказать свою теорию.
Teorimi kanıtlamak için çok endişeliydim.
Я жаждал торжества справедливости.
Kusursuz beşeri adaletin peşinde koşmak.
Есть такой человек, сочинитель подрывной литературы, так вот он как раз и жаждал твоей крови.
Bir de kanın için uluyan bölücü edebiyat yazarlarından bir de yazar vardı.
За тяжкий твой труд, и за мзду, коей жаждал, За поцелуй, и за тридцать монет.
Hepsi bu kadar değil, küçük bir öpücük için çok iyi ücret aldın
Я так жаждал спать с Кадзуко....
Kazuko ile yatma arzum yüzünden bunu istiyordum.
"Он жаждал быть творцом, но не шел на необходимые жертвы."
"Bir sanatçı olmayı düşünüyordu ama sanatçı olmak için hiç çaba sarfetmiyordu."
Это имело смысл... потому что, хотя он хотел быть любимым... жаждал быть любимым... в нем было так же нечто... желавшее погружения в массу, в анонимность.
Ve herşey bir anda anlam kazanır... zira her ne kadar sevilmek istese de... sevilmek için can atsa da... onda topluluk içinde yok olmayı,... anonimleşmeyi arzulayan bir yan da vardı.
Охрана только что сказала мне, что он жаждал иметь нормальное зрение.
Güvenlik bana normal görme hasreti çektiğini söyledi.
Я бы жаждал мести!
İntikam almak isterim!
На их месте я был бы недоволен, я бы жаждал мести!
Onların yerinde olsam, tepem atar. İntikam almak isterim!
Ты жаждал известности.
Popüler olmak istiyordun.
Я не жаждал победы.
Ben oyunu kaybediyordum.
Я понял, что его дух жаждал, а плоть была слаба.
Sonradan bunun ruhunun istekli ama vücudunun zayıf olduğunu gördüm.
Я жаждал многообразия. Хотел шума и радости.
Değişiklik için can atıyor, gürültü ve heyecanın açlığını çekiyordum.
Ты когда-нибудь жаждал?
Hiç hasret çekiyor musun?
Жаждал?
Hasret mi?
Жаждал ли я?
Hasret çekiyor muyum?
А ты когда-нибудь жаждал?
Sen hasret çektin mi?
Но никогда не жаждал.
Ama hasret çekmedim.
Ты не станешь сопротивляться тому, чего жаждал всю свою жизнь.
Duyguları bulmana yardım edebilir. Tüm hayatın boyunca istediğin şeye direnmeyeceksin.
Он бы их просто жаждал.
Mikroplarımı arzulamalı.
Он жаждал власти.
Güç istiyordu.
Конечно я знала что ты бы ни за что... но я представляла себе что он тебя жаждал.
Elbette senin böyle bir şeyi hayatta yapmayacağını biliyorum... ama seni istediğini düşünürdüm.
Стоило мне увидеть кофейный столик в форме символа "инь и янь", и я жаждал его купить.
Yin yang şeklinde bir sehpa gibi zekice bir şey gördüğümde onu almalıydım.
- Не хочу, чтобы мой ребенок жаждал смерти.
Paraşütçüyü es geçmiştik. Çocuğumun ölüm arzusu olsun istemiyorum. O risk alma özelliğini seviyorum.
Ты должен иметь то, чего жаждал все эти долгие, пустые годы.
Uzun yıllar boyunca arzuladığın şeylere artık sahip olabilirsin.
Ты жаждал богатой пищи, вот почему ты сказал :
Zengin yemeği istediğini söylemiştin.
Всегда жаждал и считаю, что заслуживаю попытку.
Hep istedim. Bence bir şansım olmalı.
Я жаждал снова испытать этот приток энергии. Вот так я открыл свою "контору".
Bu yüzden kendi işimi başlattım.
А Красавчик был лучшим стрелком в роте и жаждал мести.
Ve Nakavt Ned kışlasının en keskin nişancısı, intikamını alacaktı.
Он никогда не жаждал войны, Александр, и никогда не получал от нее такого наслаждения!
Onun savaş ihtirası yoktu, İskender ya da senin gibi savaştan zevk almadı!
И я сам жаждал крови.
Orada bulunma nedenim, kanımın dökülmesiydi.
Я жаждал быть сумасшедшим Я наделся стать настолько сумасшедшим чтобы стать свидетелем ужаса
Sadece korkuya tanıklık edebilecek kadar deli olmayı ümit ettim.
Тем временем, охотник за головами... жаждал впечатлить семейного адвоката.
Bu arada ödül avcısı aile avukatını etkilemek için çok gayretliydi.
Всю мою жизнь я жаждал чего-то настолько настоящего, как вот это.
Tüm hayatımda Keşfetmek istemiştim Bu kadar doğru bir şeyi
Поэтому он пришёл к его машине, он жаждал крови.
Brad'in arabasında kan izi aradı ya da en azından suçu ona yüklemek istedi.
Как будто он внутренне жаждал и завязать связь с медведями,
terk edecek, ve ayılarla bağ kuracak, bir arzu var idiyse,
Он жаждал увидеться с дочерью... а также доказать жене, что у него есть право считаться актером.
O kızını görmek ve ve karısına aktör olabileceğini kanıtlamak için çok istekliydi.
Но я просто жаждал мести.
Asla. Ben sadece ben sadece intikam istedim.
Нето жаждал крови.
Ama Neto aralarında en kana susamış olandı.
Прежде всего, он так жаждал увидеть Киру, вдруг резко поменял свое мнение.
Öncelikle, Kira'yla buluşmaya karşı davranışı tamamen değişti.
Я столько лет жаждал убить тебя.
Senelerdir senin ölmeni ne çok istedim bilemezsin.
¬ ел себ €, будто всем нутром жаждал крови.
Gözün dönmüş gibiymişsin.
... и кое-кто жаждал завладеть ими.
Ama onları ele geçirmek isteyen insanlar da vardı.
Заманить его жаждал в секретный капкан :
Victoria'nın hüküm sürdüğü Günlerde yaptığımız gibi Düzenli bir ekip olarak Hiç çalışma yapmadılar
Всю мою жизнь я жаждал чего-то настолько настоящего, как то, что происходит сейчас.
- Hayatım ol - Hayatım ol - Keşfetmek istemiştim

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]