Жёлуди translate Turkish
30 parallel translation
Он разбирается в машинах так же, как королева красоты. А она печет печенья, напоминающие по вкусу гнилые жёлуди.
Adam, arabadan güzellik kraliçesi kadar anlıyor kadın da sunta gibi kurabiye pişiriyor.
"Я забыла запасти жёлуди на зиму, теперь я помру".
"Kış için meşe palamudu depolamayı unuttum, şimdi öleceğim" der.
Дурацкие жёлуди...
Meşe palamutlarıdır.
Тогда жёлуди тоже сыпались на крышу.
Meşe palamutları çatıya düşüp duruyor.
Жёлуди не плачут.
Meşe palamutları ağlamaz.
Первым делом убедитесь, что жёлуди промаслены.
Yapılacak ilk iş, palamutların iyi yağlanıp yağlanmadığını kontrol etmek.
Жёлуди? Ты весельчак.
Ufak büyü bu mu?
Собираю желуди. - О
- Meşe palamudu topluyorum.
Перед тем, как уйти, он высыпал все отобранные желуди в кадку с водой.
Gitmesinin evvelinde itinayla seçilmiş palamutlarla dolu kesesini alarak onları ıslatmak üzere su kovasına yerleştirdi.
Уже три года он сажал желуди в этой дичи.
O ıssız diyarda üç senedir ağaç ekmekteymiş.
По всей комнате лежат желуди.
Bak baba evde bir sürü meşe palamudu var.
Мыши тоже желуди любят.
Belki de meşe palamudu seven farelerdir.
Там были орехи и желуди.
Biz de güzel bir orman yapmak için tohumları bahçeye ektik.
Если умирает негр, мы кладем ему в кулак желуди.
Böylelikle onu korumaya alırız.
Весь год кузнечик складывал желуди на зиму...
Yıl boyunca çekirge, ahtapotun TV izlediği sırada...
Потом пришла зима и кузнечик умер а осьминог съел все его желуди и еще получил спортивную машину.
FRY : Kış gelmiş ve çekirge ölmüş. Ahtapot palamutları yemiş ve kendine bir yarış arabası almış.
Уйди из выборов до того, как противный бельчонок отроет твои гнилые желуди
Küçük bir sincap çürümüş meşe palamutlarını ortaya çıkarmadan önce yarıştan ayrıl.
Как белки собирают желуди, так и шпионы запасаются оружием.
Ajanlar, sincapların ceviz saklaması gibi Silah saklarlar.
Целый год ешь желуди?
Bütün sene meşe palamudu mu yiyorsun?
Убейте желуди, и пусть дерево смотрит! * Сегодня :
Onun meşe palamutlarını öldürün ve yaparken de izlemesini sağlayın.
Только потому, что я белка, не значит, что мне нравятся желуди.
Sincabım diye ille de meşe palamudu sevecek değilim ya.
Нет, мы в основном бегаем наперегонки или играем в желуди.
Hayır, daha çok sürat koşuları yapıp palamutlarla oynarız.
Мама перемалывала желуди в пасту камнями.
Anne taşların arasında meşe palamutlarını eziyordu.
И у них настоящие шлемы, а не желуди.
Ve kafalarına palamut değil, gerçekten kask takıyorlar.
Это желуди.
Meşe palamudu bu.
Это не желуди.
Bu meşe palamudu falan değil.
Устрицы, желуди и Марсала.
İstiridye, palamut ve Sicilya şarabı.
У некоторых из нас есть блюда в которых также есть желуди.
Bazılarımızın da yemeklerinde, palamut kullandığı oluyor.
Мидии, желуди и вино.
İstiridye, palamut ve Sicilya şarabı.
Просто он скрывает это, словно белка свои желуди
Sadece iyiliğini sincabın meşe palamudunu gizlediği gibi gizli tutar.