Колокола translate Turkish
260 parallel translation
"Неужели мы услышим свадебные колокола?"
"Evlilik çanları mı çalıyor yoksa?"
Бей во все колокола отсюда до фермы Голубые Холмы.
Buradan Mavi Tepe Çiftliği'ne kadar tüm çanları çalın.
Завтра, когда колокола Святого Иосифа прозвонят, попробую еще раз.
Yarın Aziz Yusuf'un çanları yine çalınca tekrar dene.
Кафедральные колокола, единственная незапятнанная вещь в этом квартале.
Katedralin çanları çalıyor. Bu mahalledeki tek temiz kalabilen şey, bunlar!
Легкий перезвон маленького колокола взмывал в воздух, словно слабый голос, вскоре растворяясь в бездонной синеве.
Küçük çanın hafiften çalışı, zayıf bir ses gibi gökyüzüne yükselmiş kısa bir süre sonra da mavi sonsuzlukta boğulmuştu.
Дон, скажите мне доверительно, верны ли слухи о том что свадебные колокола скоро прозвенят и для вас с Линой?
Don, bana gizlice söyle, sen ve Lina için evlilik çanlarının yakında çalacağı söylentileri doğru mu?
Колокола зазвонят скоро пойду я в церковь с мамой и папой
# Birazdan kilise çanları çalacak annem ve babamla yürüyüş başlayacak #
И колокола там зазвонят
# Nasıl çalacak şu kilise çanları #
Тем, о ком никогда не трезвонят колокола.
Onlar için hiç çalmadı çanlar
Я словно слышу колокола.
Çan çalıyor gibi.
В шесть вечера звонят колокола Сент-Этьенского собора, летом и зимой.
Akşam saat altıda, Saint-Etienne Katedrali'nin çanları çalıyor, yaz kış.
Колокола Сент-Этьенской церкви звонили и звонили...
Saint-Etienne Kilisesi'nin çanları çalıyor... çalıyordu.
Голосу пролетарского горна отвечали не менее звучные колокола церкви Сан-Фермино.
Ama çalışan sınıfın küstah trampetleri... San Filmino'nun güçlü zillerine cevap verebilecek güçtedirler.
Чертовы колокола!
Lanet Çan.
Ах, неужели им больше нечем заняться, как вскарабкиваться туда и долбить в эти колокола?
Bütün gün şunu öttürmekten daha iyi bir şey yapamazlar mı?
Свадебные колокола?
Düğün çanları duyuyor muyum?
Грустную песню запели часы, им откликнулись колокола.
Hüzünlü bir çınlama var Salondaki duvar saatinde Çan kulesindeki zillerde de
- Скучно, когда не звонят колокола.
"Tsumannai" bir şey çağrıştırmıyor.
Нет, разве ты сам не находишь, что даже эти колокола, словно, окно в иной мир?
Hayır, ama bu durum garip bir dünyaya açılan bir göz gibi değil mi?
Колокола.
Çanlar.
Я слышу колокола! Колокола звонят.
Çan sesleri duyuyorum!
- Боже мой! - Я не могла спать под колокола.
Çanlar yüzünden uyuyamadım.
Что это были за колокола?
Çan sesleri neydi? Kim çaldı?
- Колокола звонили! Да. Колокола...
Çanlar çaldı ve birisiydi...
Звонили колокола, и это был...
Çanlar çaldı ve birisiydi.
Колокола звонили это было сообщение.
Çanlar çaldı bu bir mesajdı.
Ты слышишь колокола?
Kilisenin çanları çalıyor, duyuyor musun?
Ненавижу слышать колокола по будним дням.
Sıradan bir iş gününde çanların çalması beni ürkütüyor.
Это же свадебные колокола...
Evlilik çanları gibi..
Эти мыши расставлены на этой подставке таким образом, Что, если играть в правильном порядке, Они пропищат "Колокола Святой Марии"
Bu fareler bu raf üzerine öyle dizilmişlerdir ki doğru sıra ile çalındığı zaman "The Bells of St. Mary" i viyaklayacaklar.
В третий раз колокола звонят и смолкают вновь.
Üçüncü defa çanlar çaldı ve tekrar sessizleşti.
Колокола - это глас Божий.
Ama kilisenin çanları Tanrı'nın sesidir.
- Но ничего не происходит. - [Звенят церковные колокола]
Ama bir şey olduğu yok.
Последовательные звуки машин : торможение, остановка, ускорение - задают времени почти столь же чёткий ритм, как и безустанно капающий кран или колокола церкви Сен-Рок.
Araçlardan çıkan ardışık gürültüler frenleri durmaları hareket etmeleri... yorulmak bilmeden damlayan suyla ya da Sainte-Roch'un çanlarıyla adeta ritim tutuyor zamana.
Возможно, ты смошенничал, стащив какие-то крохи, какие-то секунды, но колокола церкви Сен-Рок, переключение огней светофора между улицей Пирамид и улицей Сент-Оноре, ожидаемое падение капли воды из крана на лестничной площадке никогда не переставали отсчитывать часы,
Hile yapmış, birkaç zerre, birkaç saniye kazanmış olabilirsin : Ama Saint-Roch'un çanları... Pyramids sokağıyla Saint-Honore sokağının kesiştiği yerde değişen trafik ışıkları musluktan tahmin edilebilir şekilde damlayan su saatleri, dakikaları, günleri ve mevsimleri hesaplamayı asla bırakmadılar.
- А в колокола ещё звонят?
- Hala zil çalınıyor mu?
Это колокола монастыря ордена Кларисы.
Clarisa'nın çanları.
Когда на спину упала, колокола не слыхала?
Beraber olduğumuzda Duydun mu çanların çaldığını?
Колокола Сан Карло!
Saint Carl'ın çanları!
В церкви бьют колокола.
" Dinleyin, kiliseden çan sesi gelir
Ты уставился на это словно колокола зазвенели.
Sana bir şeyler hatırlatmış gibi bakıyordun bu plağa.
Я вижу свадебные колокола Ванны Уайт и Тедди Кеннеди.
Vanna White`la Teddy Kennedy için.. ... çalan evlilik çanlarını görüyorum.
Два Колокола Свободы.
iki Özgürlük zili. Hadi, hadi, hadi- -
Три Колокола Свободы!
Whoo-whoo! Üç Özgürlük zili.!
Вот он идёт, звоните в колокола и бейте в барабаны, он вам непременно понравится
Yol verin, geliyor, zilleri çalın, davulları vurun.
Янто - в " "Три колокола" " за пивом.
Ianto, meyhaneye söyle.
Похоже, для Дэвида Лэрраби снова звучат свадебные колокола.
"David Larrabee yine evleniyor."
- Разве ты не слышал колокола?
Çan sesini duymadın mı?
[Звон колокола]
Londra 1840 Anestezinin bulunmasından önce
Должны звонить колокола, взрываться бомбы и все такое.
- Sonrası... hiçbirşey.Küçük sarsılmalardan daha fazlası olacak.
Я слышу колокола.
Çan sesleri duyuyorum.