English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Л ] / Людям

Людям translate Turkish

11,724 parallel translation
Ты отправляешь копа зачистить доказательства против Сирийской семьи, потому что людям не нужны детали... особенно, если в них будет говориться о насилии против мусульман в этой стране.
İçeriye Suriyeli aileye karşı delilleri yok etmesi için bir polis göndermemiz gerekiyordu, çünkü halkın detayları bilmesine gerek yoktu, özellikle de ülkemizde yaşayan Müslümanlara karşı insanlar kışkırtıIırken.
Слушай, ты хочешь ее обличить, но это не поможет людям внутри.
Bak, onu açığa çıkarmak istiyorsun, ama bunun içerideki insanlara yardımı olmayacak.
Мы помогаем людям, которые не должны там быть, выбраться, Лекс.
Biz sadece orda olmaması gereken insanları dışarı çıkarıyoruz Lex.
Он тот, кто помогает людям сбежать.
İnsanların kaçmasına izin veren kişi o.
Знаешь, у меня долг как у полицейского, помогать людям в Кордоне.
Biliyorsun polis memuru olarak kordonun içindekilere yardım etmem gereken bir işim var.
Томми, ты скольким людям рассказал? Одному.
Tommy, kaç kişiye söyledin bunu?
- Дать людям то, чего они хотят.
- İnsanlara istedikleri şeyi ver.
Покажи людям Парижа, что мушкетёры их друзья.
Paris'in insanlarına Silahşörlerin arkadaşları olduğunu göster.
Я прикажу своим людям очистить этот участок, что бы вы могли уйти незамеченными.
Göze çarpmaman için adamlarıma bu bölgeyi temizleteceğim.
Людям нужна наша помощь, Людовик.
İnsanların bizim yardımımıza ihtiyacı var, Louis.
Знаешь, мне зачастую сложно понять, что говорить людям, но не когда дело касается тебя, Айрис.
Aslında insanlarla konuşurken genelde kelimeleri seçmekte zorlanırım, ama seninleyken, Iris, böyle değil.
Людям нужно адаптироваться, особенно теперь, когда вы собираетесь пожениться, а не просто встречаетесь.
Bu insanlar için bir değişim. Özellikle de şimdi sadece çıkmıyorsunuz evleneceksiniz.
В настоящей группе, которая знакома людям.
İnsanların tanıdığı gerçek bir grupta.
Она помогает людям, которые ищут свою цель и предназначение в жизни.
Hedeflerini ve hayattaki amaçlarını gözden geçirmekten yorulmuş insanlara yardım ediyor.
Находясь сегодня там со своими клиентами, я вспомнила, что умею помогать людям.
Bu akşam hastalarım için orda olmam insanlara yardım etmede iyi olduğumu hatırlattı.
Я не могу ничего рассказать друзьям, людям, которых люблю. потому что чувствую, что если расскажу им, что... что на самом деле...
Sevdiğim insalara, arkadaşlarıma bir şey söyleyemiyorum çünkü sanki onlara söylersem... eğer... gerçekten ne...
Думаю, я перешлю пленки людям, которых ты снимал.
Videoları gizlice filme aldığın insanlara göndermeyi düşündüm.
Ну, людям нравятся заарканенные ослы.
İnsanlar iyi atılmış halatı severler.
Чтобы дать людям надежду, детектив.
İnsanlara umut vermek için Dedektif.
Моя обязанность - показать людям, как дать отпор самой тьме.
Bu topluluğa, karanlığın karşısında nasıl dik duracaklarını ve ona nasıl karşı koyacaklarını göstermek benim görevim.
Этот дом принадлежит богу, и людям этого прихода.
Bu ev Tanrı'ya ve bu cemaatin insanlarına ait.
Иногда, людям просто нужно время.
Bazen insanın bir sorunu çözmek için zamana ihtiyacı olur.
Уже давно мне хотелось попросить прощения, взглянуть в глаза людям, которым я причинил боль и...
Zarar verdiğim insanların gözünün içine bakıp onlardan özür dilemek için uzun zaman istiyorum...
Не позволяйте своим людям позорить вас.
Temsil ettiğiniz gruba kötü itibar götürmeyin.
У кого есть время на детей, когда ты занят, помогая людям с их жизнями?
Kim insanların hayatını kurtarmakla meşgulken çocuklarla ilgilenebilir ki?
Почему вы просто не скажете этим людям правду?
Neden bu insanlara doğruyu söylemiyorsun?
Людям свойственно разочаровывать.
İnsanlar genelde hayal kırıklığı.
16-летний Дэниэл, спасший президента Андервуда во время кризиса, покинув этот мир, дал очень многое другим людям, которых никогда не знал.
16 yaşındaki Daniel Başkan Underwood da dahil olmak üzere hayatında tanımadığı pek çok kişiye hayat vererek bu dünyadan ayrıldı.
- Помогал людям.
- İnsanlara yardım etmek.
Он был добр ко многим людям. Было бы нечестно с моей стороны ну, знаешь... просто из-за того, что у нас ничего не вышло. Знаешь...
Bu durum benim için adil olmadı, çünkü ikimiz de yürütemedik.
Ты же понимаешь, что это испортит жизни многим хорошим людям, да?
Bu birçok iyi insanın hayatını mahvedecek, biliyorsun değil mi?
Я видел, как ты протягивал руку помощи... другим людям, абсолютно незнакомым... алкоголикам.
Daha önce başka insanlara, tamamen yabancılara, sarhoşlara yardım eli uzattığını gördüm.
Твой отец задолжал людям в Майами.
Babanın Miami'de bazı adamlara borcu vardı.
Так людям будет легче следовать за вами, если вы четко дадите понять, что вы тоже часть общества.
Eğer toplumun bir parçası olduğunu açıkça belirtirsen....... seçmenlerin arkanda durması kolaylaşır.
Оо, похожу кто-то унаследовал Уэстовский Я-хочу-помогать-людям ген.
Birileri, West "insanlara yardım etmeliyim" genini almış anlaşılan.
Ну, я уверен, что существует такое дело, которое способно удовлетворить твою жажду скорости и помогать людям, но, до тех пор, тебе стоит сосредоточиться на технических науках.
Eminim, hız tutkunu ve insanlara yardım isteğini karşılayacak bir şeyler vardır, ama bulana kadar mühendisliğe yapışman gerekiyor.
Людям Централ Сити нужен Флэш.
Central City'deki insanların Flash'a ihtiyacı var.
- Стулья, чтобы людям было на чём сидеть.
- İnsanların oturması için tabure.
Ты, как бы... делаешь сначала... делаешь снимок, а затем ты просто, как бы, продаешь его людям, или...?
Önce şeyi mi... önce çekiyorsun sonra da öylece insanlara mı satıyorsun?
Но в итоге я должен выйти к этим людям.
Ama eninde sonunda bu insanlarla yüzleşecek olan benim.
Мы не сможем запретить людям разговаривать по телефону, так?
İnsanları telefonda konuşmaktan alıkoymayacağız, değil mi?
Слушай, ты не хочешь навредить всем этим людям.
Bu kadar insana zarar veremezsin.
Скажем так, я не люблю организации, которые вредят людям, верующим в них, а еще я их не боюсь.
Şöyle de diyebiliriz. Onlara güvenen- --insanlara zarar veren kurumların aşığı değilim, ve onlardan korkmuyorum.
Я работаю над тем, чтобы доверять близким мне людям... Да.
Ben - --ben bana yakın olanlara güvenmeye çalışıyorum - - evet.
Ты думал, если ты взорвешься посреди здания суда, то покажешь людям правду?
Mahkemede kendini açığa çıkararak insanlara gerçekleri... -... göstereceğini mi sanıyorsun?
Ты все еще изображаешь из себя жертву и в то же время причиняешь людям боль.
Mağduru oynayıp, bunu yaparken de insanlara zarar veriyorsun.
Время, где людям вроде нас больше не нужно прятаться в тени.
Bizim gibi insanların karanlıklarda yaşamayacağı bir çağ.
При том, что ты устроила Гарсии и многим другим людям, тебе придётся выстрелить мне в голову, чтобы выйти отсюда.
Garcia'ya ve pek çok insana neler çektirdiğini düşünürsek buradan çıkmana izin vermem için beni vurman gerekecek.
Мы хотим помочь людям.
İnsanlara yardım etmek istiyoruz.
Книги были написаны для детей, может, в них опустили монстра, вырывающего людям глаза.
Belki de insanların gözlerini söken yaratık kısımlarını es geçmişlerdir.
- Людям дозволено волноваться.
- İnsanlar da heyecanlansın bari.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]