Не уйду translate Turkish
2,047 parallel translation
Я не уйду никуда в ближайшее время.
Yakın bir zamanda hiçbir yere gitmeyeceğim.
- Нет, я никуда не уйду.
- Hayır, ben bir yere gitmiyorum.
Я не уйду отсюда, пока не узнаю, что ее так расстроило.
Onu bu kadar üzen şeyin ne olduğunu öğrenmeden bir yere gitmiyorum.
Скажите мне точную причину, иначе я никуда не уйду.
Bana tam olarak bir sebep söyleyin, yoksa hiçbir yere gitmiyorum.
Если ты не уйдешь, я не уйду.
Siz gitmiyorsaniz ben de gitmiyorum.
А ведь нет ничего постыдного в том, чтобы женщина... взрослая женщина отвела себя на ужин наслаждаясь собственной компанией... Я не уйду.
Yetişkin bir kadının tek başına akşam yemeğine çıkmasında utanılacak bir şey yok.
Я не уйду, потому что не обязано, к тому же не могу потому что у меня талон на ужин, который истекает сегодня.
Gitmeyeceğim çünkü gerek yok, ayrıca gidemem çünkü bu akşam kullanma tarihi dolan bir kuponum var.
Я не уйду без тебя!
- Seni bırakmam.
Извини, что я рано, но я тоже люблю Кристину, Я могу потусить в кафетерии или ещё где, но из больницы не уйду.
Üzgünüm erkenciyim, ama Kristina'yı çok seviyorum, bu yüzden kafeterya da ya da herhangi bir yerde takılacağım, ama hastaneden ayrılmıyorum.
- Я не уйду без Райли.
- Riley olmadan gitmem.
Я понял, мэм, да, но дело в том... Я не уйду, пока не получу ответа.
Anlıyorum, hanımefendi, Ben, buradan bir cevap almadan... ayrılmayacağım.
И я не уйду отсюда пока...
Ben de güvence almadan buradan...
Нет. Я не уйду без тебя.
Hayır, sensiz gitmiyorum.
Я никуда не уйду.
- Hiçbir yere gitmiyorum.
Ты моя внучка, и я никуда не уйду без тебя и ребенка.
Sen benim torunumsun. Ben de sen ve çocuk olmadan buradan ayrılmıyorum.
Я никуда не уйду, пока не получу подпись Марин.
Bu imzayı alana kadar hiçbir yere gitmiyorum ben.
Я не уйду без него. Я не позволю ему сбежать, чтобы он смог опять убивать.
Başkalarını öldürebilsin diye onu serbest bırakacak değilim.
Я никуда не уйду.
Hiçbir yere gitmiyorum Mark.
Так что продолжай... так как я никуда не уйду.
O yüzden devam et çünkü ben hiçbir yere gitmiyorum.
Я никуда не уйду без...
Onu almadan hiç bir yere gitmiyorum...
Я не уйду отсюда без тебя.
Sen olmadan buradan gitmiyorum.
Только на это раз, я никуда не уйду.
Fakat bu defa, ben hiçbir yere gitmiyorum.
- Я никуда не уйду!
Ben hiçbir yere gitmiyorum.
Но я говорю, без драки отсюда не уйду.
Seninle dövüşmeden buradan çıkmam.
Без тебя я отсюда не уйду.
Sen olmadan buradan gitmiyoruz.
Ну, как насчет того, что я не уйду отсюда, пока ты не скажешь да?
Peki ya ben de sen evet diyene kadar gitmiyorum dersem ne olur?
- Я не уйду.
- Ben ayrılmıyorum.
Я не уйду, пока не узнаю что случилось с нашими детьми.
Çocuklarımıza ne olduğunu öğrenene kadar buradan gitmiyorum.
Хорошо. Я никуда не уйду.
hiç bir yere gitmiyorum.
Я не уйду!
Çekilmeyeceğim!
Однажды утром я уйду, скажу ей что-нибудь убедительное, и она больше никогда меня не увидит.
Bir sabah geçerli bir sebep söyleyip bırakıp gideceğim ve bir daha beni görmeyecek.
Однажды утром я уйду, скажу ей что-нибудь убедительное, и больше она меня не увидит
Bir sabah geçerli bir sebep söyleyip bırakıp gideceğim ve bir daha beni görmeyecek.
Если я сейчас уйду, он почувствует, что что-то не так, и докопается, в чем тут дело.
Eğer şimdi gidersem bir şeylerin döndüğünü anlayıp ne olduğunu araştıracaktır.
И если ты не начнешь относиться ко мне лучше, то я уйду от тебя к заводчику пони по имени Армен.
Bana daha iyi davranmaya başlamazsan da seni minyatür at yetiştiricisi Armen için terk edeceğim.
Больше никогда не уйду в отпуск.
Bir daha tatile çıkarsam iki olsun.
Прости, но если у людей надо вызвать интерес к уроку экономики, я найду того, кто не смахивает на Джорджа Бернарда Шоу.
Kusura bakma ama insanların ekonomi programını izlemelerini sağlamak için George Bernard Shaw'a benzemeyen birini bulmam gerek.
- Я уйду в отпуск. - Огги, это не тебе решать.
- Auggie, bu bir seçenek değil.
- Можно я уйду? - Я вот не понимаю.
- İzninizle kalkabilir miyim?
Не заставляй меня уходить, потому что я уйду, Дел.
Senden ayrılmama yol açma, Del. Çünkü yaparım.
Если я выйду отсюда, то у меня не будет дней, до конца которых я бы жил!
Dışarı çıkarsam kalanını geçirebileceğim bir hayatım olmaz.
Я никого не видел, но казалось, что кто-то смотрит на меня, как будто ждет, когда я уйду.
Onları görmedim ama beni izliyorlar gibiydi. Oradan çıkmamı bekliyorlar gibiydi.
Сделаю всё, что смогу. Во-первых, я проверю кошачьи когти, но, если я не смогу получить их у кошки, Я пойду повидать Джульетт.
Önce kedinin cırnaklarını test etmeliyim ama kediden alamazsam Juliette'i görmem gerekecek.
Если уйду, у жителей не останется никого, кто бы встал на защиту их интересов.
Bırakırsam mahalle sakinlerinin tarafını tutacak kimse kalmaz.
Знаешь, что? Я пойду подниму его и буду трясти, пока у него швы не разойдутся.
Gidip içi dışına çıkana kadar silkeleyeceğim onu.
Только не я. Я уйду когда сам захочу.
Ben ne zaman istersem o zaman ölürüm.
И если я не увижу тебя до того как уйду, пока.
Eğer gitmeden önce göremezsen seni, şerefe.
Я не думаю, что уйду.
Sanırım gitmeyeceğim.
Я не уйду.
- Ben gelmiyorum.
Хорошо, я уйду, но, заверяю тебя, не по доброй воле.
Arayacağımı biliyorsun. - Pekâlâ gidiyorum. Güle güle gitmediğime temin ederim seni.
Я знаю, что должна делать, и, если от тебя ничего не будет слышно до завтра, я... я начну все закрывать и уйду в тень, как и договаривались.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum yarına kadar senden haber alamazsam her şeyi kapatmaya başlayacağım ve saklanacağım, aynen konuştuğumuz gibi.
Я знал, что не смогу позвонить, когда уйду.
Oradan ayrılınca arayamayacağımı biliyordum.