Нелегко translate Turkish
3,165 parallel translation
Прежнюю преданность забыть нелегко.
Eski bağlılıklar zor biter.
Это всегда нелегко.
Asla kolay olmaz.
И найти его было нелегко.
Onunkini takip etmek pek de kolay olmadı.
Эту сыворотку было нелегко достать.
O serumu elde etmek kolay değildi. Tamam mı?
Было нелегко.
Pek de kolay olmadı.
Было нелегко, но я добыла вам десять минут.
Kolay olmadı, ama 10 dakika kazandırdım.
Джоан нелегко сейчас.
Joan güçlüdür.
Это будет нелегко, но я верю, что у нас все получится.
Zor bir yola çıktık,... ama oraya varacağımıza inancım tam.
Это будет нелегко.
Bu hiç kolay olmayacak.
* Я знаю, как нелегко тебе в эти трудные времена... *
# Çünkü karanlığı gördüm ben de #
Это должно быть нелегко, планировать свадьбу когда знаешь, что твой отец не будет там вести тебя про проходу.
Babanın kolunda yürüyemeyeceğini bilerek bir düğün planlamak zor olmalı.
Я все еще могу сбежать и остановить меня тебе будет нелегко.
Hâlâ kaçabilirim ve beni durdurmak senin için çok da kolay olmaz.
Для меня тоже нелегко встречаться с женатым мужчиной.
Evli bir adamla birlikte olmak, benim için de kolay değil.
Нелегко сохранить отношения после того как выставляешь свою жену виновной в убийстве.
Karına cinayet suçu attıktan sonra evliliği kurtarmak zor olsa gerek.
С этим нелегко смириться.
Atlatmak çok zor.
Это нелегко сказать, но я не хочу общаться с тобой еще раз.
Bunu söylemenin daha iyi bir yolu yok, benimle bir daha temas kurmanı istemiyorum.
О, это было нелегко.
Kolay değildi.
Слушайте. В последние дни нам нелегко пришлось, понимаете?
Çok uzun birkaç günümüz oldu, anlarsın ya?
С этим нелегко справиться.
Bu kolay kolay aşılacak bir şey değil.
Когда ты перестал быть пастором, это было нелегко переварить, но я справилась, потому что доверяю твоим суждениям.
Bak, papazlığı bıraktığından beri, Sürekli evdesin, Bunu halletmem gerek, Gerçekten inanıyorum ki, Çok iyi kararların var,
Не знаю, заметил ли ты... в последнее время мне пришлось нелегко.
Fark ettin mi bilmiyorum ama son zamanlarda biraz zor zamanlar geçiriyorum.
Как и тебя, но со мной нелегко справится. - Это моя драка.
Senin gibi, benden de kurtulması biraz zor.
Двое из спасательной команды смогут проскользнуть там. Но это будет нелегко.
İki kişilik bir çıkartma takımı oraya sessizce girebilir ama kolay değil.
Нелегко быть родителем.
- Ebeveynlik zor iş.
Дочерью тоже быть нелегко.
- Kız evlat olmak da zor olabilir.
Ей нелегко это осознать.
Tüm bunlar ona gerçekten ağır geldi.
Знаю, сейчас это для тебя нелегко.
Sana zor geldiğinin farkındayım.
Извините, но это нелегко наряжаться на свидание в аду.
Cehenneme bir randevuya hazırlanmayı zor bulduğum için özür dilerim.
Здесь нелегко достать книги на английском.
Burada İngilizce kitap bulmak çok kolay değil.
Брик изо всех сил старался не расстраиваться из-за того, что его девиз проиграл, но это было сделать нелегко.
Brick slogan yarışmasının hayal kırıklığını atlatmak için elinden geleni yaptı ama bunu zor yoldan denedi.
Нелегко было.
Kolay olmadı.
Но это было нелегко и для меня тоже, на тот момент.
Fakat aynı zamanda bu benim için de zordu.
Просто нелегко осознать.
Sadece kabullenmek için fazla...
Нелегко было тебя найти, Сато.
Bulunması için kolay bir adam değildin, Sato.
Мне жаль, Верджиния. Я понимаю, насколько тебе нелегко.
Üzgünüm Virginia, ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Я знаю, что тебе пришлось нелегко, и я просто хотел убедиться, что ты в порядке.
Bunun senin için zor olduğunu biliyorum, sadece iyi olduğundan emin olmak istemiştim.
Нам всем нелегко в ее отсутствие, Тони.
Onun yokluğu hepimiz için çok zor, Tony.
Будет нелегко.
Kolay olmayacak.
Это будет нелегко.
Pek kolay bir yolculuk olmayacak.
Это будет нелегко.
Kolay olmayacak.
Было нелегко.
Kolay olmadı.
Правда, остановить их было нелегко
Evet. Bütün ışıklardan kaçmam gerekti gerçi.
Ага, и во второй раз было нелегко.
Evet, hele ikinci sefer, hiç de kolay değildi.
Понимаю, вам нелегко, но вам нужно осознать, что Дэниел - уже не тот ребёнок.
Senin için kolay olmadığını biliyorum ama Daniel'ın aynı çocuk olmadığını aklından çıkarma.
Что ж это нелегко, когда ты начинаешь заботиться.
Önemsemeye başladığından itibaren hiç bir zaman kolay değil.
Но я должен вам признаться, остальным членам совета пришлось нелегко.
Ama size karşı dürüst olmam gerek. Öğrenci konseyi için zor bir yıl oldu.
Жить с ложью всегда нелегко, Кайл. Пнятненько?
Peki, Kyle, bir yalanla yaşamak asla güzel bir şey değildir, Tmam?
Влиятельным людям нелегко ужиться.
Güçlü bir çift olmak kolay değil.
Нелегко отдавать корону, парни.
Tahttan vazgeçmek kolay değildir.
Отлично, просто отлично воспользоваться своим нелегко достигнутым правом, свободой слова. Просто в следующий раз подожди, пока судья примет решение.
Güzel, çok iyi, sert mücadele gücünü geliştir, özgürce konuş.
Ох Это будет нелегко
- Ah. - Bu kolay olmayacak.