Поеду translate Turkish
4,207 parallel translation
Я не поеду.
Gitmiyorum.
Я никуда не поеду.
Gitmeyeceğim. Bir insan öldü.
Я не поеду в Западную Виргинию!
Batı Virginia'ya gitmiyorum.
Тогда я поеду с тобой.
O zaman seninle geliyorum.
Я никуда не поеду.
Hiçbir yere gitmiyorum.
Я поеду и буду со своей бабушкой и задам ей все вопросы, которые никогда не задавала.
Gidip büyükannemle birlikte olacağım ve ona asla soramadığım soruları soracağım.
Поеду обратно в клуб.
Ben de tam kulübe gidiyordum.
Никуда я с вами не поеду.
Sizinle hiçbir yere gelmiyorum.
Не возражаете, если я поеду с вами? Конечно.
- Seninle gitmemin sakıncası var mı?
После игры, я поеду к сестре, утешу ее.
Oyundan sonra kızımın kederini yatıştırmaya gideceğim.
Именно поэтому... я не поеду с тобой на этих выходных.
Bu yüzden... Bu haftasonun seninle gelmiyeceğim.
Но теперь я не поеду, придется дом сторожить.
Ama evine bakıyor olacağımdan gidemeyeceğim.
Поеду поговорю с ним.
- Onunla konuşalım.
Отлично, я поеду туда с Джейном, и проверю.
Tamam, Jane'le birlikte oraya gider bakarız.
Я поеду с тобой.
Arkanızdan geliyorum.
- Я быстрее не поеду.
- Daha hızlı gitmez.
Это последний обед перед тем, как я поеду в тюрьму?
Bu hapse girmeden önce yediğim son yemek mi?
Ты не против, если я поеду с тобой?
- Seninle gelsem sorun olur mu?
Я никогда не видела этого парня, и в Иран я не поеду.
Adamla hiç tanışmadım, ve İran taşınmıyorum.
Но... я не поеду.
Ancak... Ben gelmeyeceğim.
Поеду туда.
- Oraya gidiyorum.
Я поеду навестить Лемон и маму.
Annemi ve Lemon'u ziyaret edeceğim.
Я не поеду.
Gidiyoruz. - Ben gitmiyorum.
Не знаю, может, поеду к своей семье в Линкольншир.
Bilmem, belki gidip ailemle Lincolnshire'da kalırım.
Тогда я поеду восвояси.
O zaman ben yoluma gideyim.
Я поеду в госпиталь с тобой.
Ben de seninle hastaneye geleceğim.
Завтра я поеду одна, буду учить в школе.
Yarın tek başıma gideceğim ve öğretmenlik yapacağım.
Что ж, я поеду с тобой.
Ben de seninle geleyim.
Я поеду в Париж одна.
Paris'e yalnız gitmem lazım.
Хорошо, я поеду с тобой.
Tamam. Seninle geleceğim.
А так как у вас день открытых дверей, я поеду на автобусе.
Siz veli toplantısına gideceğiniz için ben de otobüsle gideceğim.
- Я не поеду.
Alice, gidiyoruz.
- А я поеду.
- Ben gitmiyorum.
Поеду к тебе, как только доем свой салат.
- Mimozamı bitirir bitirmez gidiyorum.
Слушай, Джерри, наш брак не идеален, но я никуда не поеду.
Kusursuz bir evliliğimiz yok ama hiçbir yere gitmiyorum.
Ну, я типа бездомный сейчас, потому что пока я думал, что поеду в Гонконг я сказал арендодателю посасывать.
Az biraz evsizim. Hong Kong'a taşınacağımı sandım.. .. ve ev sahibiyle ipleri kopardım.
Ладно, тогда я одна поеду в Париж.
Tamam, Paris'e tek gideceğim.
Что если я поеду в Гонконг и потеряю Дженни?
Hong Kong'a gidip, Jenny'i kaybedersem?
Я поеду в Париж.
Paris'e geliyorum.
Я не поеду к нему.
Onun evine falan gitmiyorum.
Венди, я никуда не поеду!
- Wendy, hiçbir yere gitmiyorum!
Ты должна поехать с ней. Хорошо-хорошо. Я поеду.
Ve sende otur.
Поеду. Встретимся в больнице.
Tam buraya.
Знаю, уже поздно. Поеду домой.
Saat geç oldu, biliyorum.
Без него я не поеду.
Onsuz bir yere gitmiyorum.
ну, я поеду с тобой, чтобы ему было.. покомфортней.
Belki böylece kendini daha rahat hisseder.
Можешь меня застрелить, но я всё равно поеду.
Şimdi istersen beni vur, yine de gideceğim.
- Я не поеду с вами.
- Seninle gelmiyorum.
Я... я никуда не поеду. Нет! Хватит!
- Ben bir yere gitmiyorum.
Я поеду с ней.
- Doğru.
Я поеду туда.
- Oraya gidiyorum.