English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Р ] / Раздражать

Раздражать translate Turkish

306 parallel translation
Это начинает действительно раздражать. убей Ким Ын О.
Bu yüzden onu Kim Eun Oh'u öldür.
Больше я не буду раздражать вас своей беспомощностью.
Neyse, en azından artık benim için endişelenmen gerekmeyecek.
- Боюсь, она будет раздражать.
Korkarım onunla çok can sıkıcı oluyorum.
Нет, у Джанет талант меня раздражать.
Hayır Janet'in bazen sorun çıkarma yeteneği vardır.
Не стоит его раздражать.
Onu rahatsız etmemeliyiz.
Я знаю, что не должен был раздражать Торстона. Но ты меня знаешь.
Thurston'la daha düzgün konuşmalıydım, biliyorum ama beni bilirsin.
Вы начинаете меня раздражать.
Canımı sıkmaya başlıyorsunuz.
Это начинало раздражать, поскольку я, пострадавшая сторона,.. ... не мог сам расспрашивать.
Ve bu daha da rahatsız ediciydi, çünkü, yaralılar grubu açıktan açığa bilgi toplayamıyorlardı.
- Тебе нужно раздражать всех?
- Herkesi sinirlendirmek zorunda mısın?
Это холодные цвета, которые не должны раздражать.
Bunlar nötr renkler oldukları için gözü rahatsız etmezler. Rahatsız mı?
Доктор, если бы я мог выразить эмоции, ваше увлечение этим термином начало бы меня раздражать.
Veya yeni bir otoya Jüpiter 8 adı vermek. Doktor, duygusal tepki gösterseydim, senin bu terime olan bu yeni hayranlığın beni sıkmaya başlardı.
Молодой человек, ваша самоуверенность начинает меня раздражать.
Genç adam, ahlaklı tavrın beni rahatsız ediyor.
Послушайте Майор, эти ваши придурки начинают меня раздражать.
Dinle, B. Başkanı! Senin bu serserilerin fazla olmaya başladı.
Все, что я... в ней любил, мне наскучило. всё прелестное стало чертовски раздражать.
Onunla ilgili tüm saçmalıklar... birden bire tüketti beni, bütün hoş ve güzel şeyler, lanet cansıkıcı şeylere dönüştü.
Эти участившиеся знаки дерзости начинают раздражать меня, Солитер.
Bu artan küstahlıklar beni rahatsız ediyor Solitaire.
Ты начинаешь меня раздражать... сильно раздражать.
Seni gözüm tutmadı. Hem de hiç tutmadı.
Детектив Фоули, вы начали меня раздражать.
Dedektif Foley, bu iş çok kafa karıştırmaya başladı.
С тех пор, как родился ребёнок, всё вокруг стало её раздражать.
Bebeğin doğduğu günden itibaren, etrafındaki her şeye sinirlenmeye başladı.
Это начинает меня раздражать.
Bu canımı sıkmaya başlıyor.
Сильно раздражать.
Hem de çok.
- Я еще не начал раздражать тебя.
- Daha canını sıkmaya başlamadım.
ѕридумали что-то про налоги, чтобы раздражать мен €.
Sırf beni rahatsız etmek için aslı olmayan bir gelir vergisi meselesi uydurdular.
То что он делает, не должно раздражать.
Yaptıklarını karşısındakini sinir etmek için yapmıyor.
Там очень необычный голос, и он начинает меня раздражать.
Şu ses çok belirsiz ve beni kızdırmaya başladı.
Если отношения начинают раздражать, ты их заканчиваешь.
İlişki kötüye giderse bitirirsin.
Вы начинаете меня раздражать.
- Beni rahatsız etmeye başladın.
Ты начинаешь меня раздражать.
Beni sinirlendirmeye başlıyorsun.
Ну, я надеюсь, он сделает какое-нибудь заявление для всего корабля, а меня это начало уже жутко раздражать.
Umarım bir duyuru yapar, bu şey tüylerimi ürpertiyor.
Он меня начинает раздражать.
Onun sözümü kesmesinden gına geldi artık. - Festivalin...
Вы начинаете меня раздражать.
Tepemi attırmaya başlıyorsun ama.
А чёрт! Опять он! Он начинает меня раздражать!
Sinirlerimi tepeme çıkarıyor.
Ты начинаешь раздражать меня.
Beni kızdırmaya başlıyorsun.
Вы начинаете раздражать меня, а я этого не люблю.
Sinirimi bozuyorsun. Sinir gaz yapar bende.
Просто он начинает меня раздражать.
Artık beni rahatsız etmeye başlamıştı.
Хорошо, хорошо. Только им лучше меня не раздражать.
Pekala, pekala, anladık, ama onları benden uzak tut.
Кстати, я могу заверить тебя... что твой муж больше никогда не будет раздражать тебя.
Kocan seni bir daha rahatsız edemeyecek.
Запомни : я сущий дьявол, если меня раздражать.
İstersem gerçek bir şeytan olabilirim.
Он вообще-то ни в чем не замешан но он недавно начал раздражать президента.
Onun olanlardan haberi bile yok ama son zamanlarda başkanımızın sinirine dokunmaya başladı.
Я дал ему чем то заняться, чтобы он прекратил ходить сюда и раздражать нас.
Ben o kitabi birşeylerle uğraşması için verdimki bize gelmeyi bıraksın ama şuna bakarsan bizim başımızı ağrıtıor.
Почему вам так нравится меня раздражать?
Niye beni böyle kızdırıyorsun ki?
Можешь, по крайней мере, стараться раздражать меня от своего имени?
Aptal gibi davranmaktan vazgeçersen, ben de seni aşağılamaktan vazgeçerim.
Громкая музыка может их раздражать, вы же не работаете...
İş yapmaya çalışıyorlar. Bu kadar yüksek sesle müzik dinlerseniz... bundan rahatsız olurlar.
Знаешь, это уже начинает раздражать.
Bu sinir bozmaya başladı!
Видишь, как это может раздражать?
Şiymdi. Miyav. Gördün mü ne kadar rahatsız edici?
Джулиан, ты начинаешь меня раздражать.
Julian, sinirime dokunuyorsun.
- Интересно, как скоро это начнёт раздражать? - Уже.
- Bu espriler ne zaman baymaya başlayacak acaba?
Перестань меня раздражать!
Dır dır edip durma.
Раздражать?
Evet, satmam gereken şeyler.
Вы начинаете меня тоже раздражать, Рожински.
Başımda yeterince derdim var, Rojinski.
Вот что меня начало раздражать в НЛО :
Size UFO'lar hakkında beni kızdırmaya başlayan bir şey daha söyleyeyim :
Перестань вести себя как идиотка, и я перестану раздражать тебя.
Aptal gibi davranmaktan mı bahsediyoruz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]