English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Р ] / Растерялся

Растерялся translate Turkish

112 parallel translation
что я буду рядом всегда с тобой. чтобы ты не растерялся.
Sana sıkıca tutunacağım ki kaybolma.
- Я бы на вашем месте тоже растерялся.
- Bunu size ben de söyleyemem.
А Гисборн так влюблен в Марианну, что и "мяу" сказать ей не смеет. А этот дерзкий малый не растерялся.
Aşığı Gisbourne, Marian'a karşı ağzını bile açamazken bu terbiyesiz adam sözünü hiç sakınmıyor.
Я бы растерялся.
- Darmadağın olurdum.
Сначала он даже растерялся и сказал, что поговорит с дядей, но когдая передал ему слова дяди, он был шокирован. Он подумал и сказал :
Sıkıntılı bir hali vardı... önce Vali'yle konuşmacaktı ama... amcamın itirazını anlayınca... şok geçirdi :
Растерялся, не рассмотрел как следует.
Kafam karıştı, dikkatli bakmamışım.
Но я не растерялся.
Ama bu böyle kalmayacak.
Когда Сабан побежал, я растерялся.
Şaban aniden kaçınca şaşırdım. Paniğe kapıldık. İstemeden oldu.
- На мгновенье растерялся.
Bir an dikkatim dağıldı.
Затем, я просто растерялся.
Sonra her şeyi kaybetmeye başladım.
- Я нервничал. Я растерялся.
- Heyecanlıydım, dikkatim dağıldı.
Так рад, что растерялся...
Seni görünce donakaldım.
Да, я растерялся и разбил машину.
Evet, benim de dikkatim dağıldı ve arabayı çarptım.
Да ничего подобного. Просто я растерялся, Фил.
Şeyi hissetmiyorum...
Это же хаос, поэтому ты растерялся.
Durum kaotik. Bu yüzden kafan karıştı. Endişelenme Eddie, benim kafam da öyle.
Похоже, он растерялся.
Kafası karışmış gibiydi.
Почему он вдруг растерялся?
Niye karıştı?
Он единственный не растерялся и начал действовать.
Ayrıca o durumu kurtaran da oydu.
Я на секунду растерялся, и он сбежал.
Lambayı bize doğru tuttu. Geçici olarak dikkatim dağıldı ve o da kaçtı.
Да, я растерялся.
Evet, beni karıştırdı.
Я скажу тебе что такое растерялся. Как насчет бинго.Вот он я и вот твоя теплая встеча, ты бросаешь свой нож и это неплохой нож и ой, между прочим я... После этого я нашел рот это.. не важно..
Size karışmakla ilgili bir şeyler anlatayım... bingo ya ne demeli, işter oradasınınız ve karşınızda hoşgeldin komitem bıçağını düşürdün ve o iyi bir bıçak ve oh, bu arada ben... olanları anladıktan sonra... her neyse...
Я растерялся.
Ne, ne diyeceğimi bilemedim.
В прошлый раз старичок вышел на сцену, забыл слова, растерялся и его освистали.
Geçen sefer, harika yaşlı bir adam çıktı, sözleri unuttu...
Он тоже растерялся.
O da panik oldu.
Может быть, он немного растерялся.
Belki de kafası karışmıştır.
Но перед Джоном и Йоко растерялся.
John ve Yoko'nun karşısında söyleyemeyecek kadar utangaçtı.
... и слегка растерялся - ну, мультики эти, твоя мама, но ты по-прежнему на плаву!
Dürüst olmalıyım, içeri girdiğimde, biraz biraz kendime gelmeye çalışıyordum. Televizyonda çizgi film, annen, ve sanki, halen içinde var!
Ну, я растерялся.
Büyük bir baskı altındaydım.
Надеюсь, ты не растерялся с мистером Фоком.
Umarım Bay Pislik'le başın belaya girmemiştir.
Я растерялся. Эта машина меня бесит.
Bundan nefret ettim.
Но это математика, я растерялся.
Ama matematik diye bir şey vardı ve kafam karıştı.
Смешно было видеть, как растерялся Райан.
Ryan'ın yüzündeki o utancı görmek komikti.
Я просто растерялся.
Demek istediğim, Sadece çok korktum.
Йо-йо, когда ты попадёшь сюда, я тебе сперва испорчу жизнь, а потом... прости, я растерялся.
sen içeri girdiğinde, önce, seni becereceğim. Ve sonra... Özür dilerim, atladım.
Я растерялся. Я...
Şaşırmıştım.
Бедняга Чарли совсем растерялся!
Zavallı Charley, dehşete düştü!
- Я просто растерялся, понимаешь?
- Aklım başımda değildi, anlıyor musun?
Я только думал... нет, я растерялся. Что мне теперь делать? - Выброси револьвер
Dinle, düşündüm ki bak ne düşündüğümü bilmiyorum.
Дэвид, боюсь я не слова не понял Я очень растерялся в той ситуации
David, onun konuştuğundan bile emin değilim.
Когда все это развалилось... Я знал, что у меня проблемы, но я просто - абсолютно растерялся.
Anlaşma çöpe gittiğinde, başımın büyük derde girdiğini biliyordum.
Просто- - Я растерялся.
Bana biraz sürpriz oldu.
Я, признаться, растерялся и сник.
- İşte bu sağlam laftı. Hatta ustaca bile denilebilir.
Помнишь, он говорил что растерялся потому что тому парню пришлось держать его за волосы?
Arkadaşı, uzun saçlarını arkadan yukarı kaldırdığı için yerin dibine girdiğini hatırlıyor musun?
Вчера я так растерялся, что договорился с вами на полдень, но ведь я работаю.
Size karşı, bugün öğlen randevu verdiğim için çok mahcubum, O saatlerde çalışıyor olacağım.
Я просто растерялся.
Dikkatim dağıldı.
Растерялся... Он был один...
Uyandığında sersem gibi olurdu.
Он растерялся.
Teoman'dan Paramparça geliyor.
- А я, чего-то, растерялся...
- Ben, kafam gitti...
Что? Конечно, я растерялся.
Bu konuda kafam çok karışıyor, Phil.
В самолете началась паника, но Дато не растерялся, он разбил окно, высунул свою огромную руку и установил равновесие.
Herkes korku içindeymiş. Ama Dato hiç korkmamış.
Послушайте, он залез в багажник и я растерялся.
Bakın, o bagaja girince, panikledim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]