Расту translate Turkish
48 parallel translation
Мне кофе с пирогом, я тоже расту, но по-другому.
Turta ve kahve. Ben de büyüyorum ama başka bir şekilde.
Он наблюдал, как я расту.
Gelişimimi izlemek istiyordu.
Я расту каждый день понемногу.
Her gün biraz daha büyüyorum.
Эт потому что я расту.
Çünkü ben yetişkin bir erkeğim.
Я расту.
Büyüyorum.
Я подразумеваю, это дополняет из моего r? Сумма? , но я расту как человек?
Öz geçmişimde çok şık duracak, ama insan olarak beni geliştiriyor mu?
Мне кажется, я расту
Sanırım büyüdüm artık.
Я еще расту, так что даже большой порции мало!
Hala büyüme çağındayım, yani çift porsiyon bile yetmez!
Я расту над собой.
Büyümeye çalışıyorum.
Но я расту.
Ama ben büyüyorum.
Да... Но - знаете? Я всё ещё расту, так что...
Hala büyüyorum aslında...
Просто расту все в Сиэтл Грэй хотят меня видеть зачем?
- Ah, mükemmel. Seattle Presbyterian'a döndüğüm zaman, herkes beni kıskanacak. - Neden kıskanacaklar?
Я расту.
Ben büyüyorum.
Мужик, как будто я расту.
Adamım, ben böyle büyüdüm.
Я просто расту, Белла.
Sadece forma giriyorum, Bella.
- Конечно у меня нет рта, но я, как и все живые существа, расту, и для этого я должен заставлять тебя пить таблетки и кусочки железа.
- Tabii ki ağzım yok, ama büyüyorum, tıpkı diğer yaşayan canlılar gibi, ve büyüyebilmek için senin bu hapları ve demir parçalarını yemeni sağlamam gerek.
И я расту!
Ve yaşım müsait!
Поют все! Смотри, как я расту
Hep birlikte!
Я расту сам по себе.
Violet geri mi döndü? Çünkü bu yetişkin olma muhabbeti...
Но после первого года там, я поняла что не расту
Ama ilk senemden sonra büyümediğimi fark ettim.
Я расту.
Koca adamım ben.
Я расту умственно, эмоционально, физически... физически не столь заметно..
Zihinsel, duygusal ve fiziksel olarak gelişim gösteriyorum. Fiziksel gelişme yok aslında.
Я... расту.
Olgunlaştım.
Но быть вашим режиссером... То, как вы доверяете мне, то, как вы смотрите на меня, слушаете меня, я первый раз в своей жизни чувствовал, что расту.
Ama sizleri yönetmek bana güvenişiniz bana bakışınız ve beni dinleyişiniz hayatımda ilk defa bir yetişkin gibi hissettim.
* Я выигрываю, побеждаю, расту выше *
* Kazanacağım, başarılı olacağım, hızla uçacağım yükseklere *
Я просто не расту.
Ama büyümüyorum.
- Да, я расту.
- Ya, büyüyorum.
Вот почему я всегда говорил, что считаю, что Расту нужна была семья.
Bu yüzden hep Rust'ın bir aileye ihtiyacı olduğunu söylemişimdir.
Мне ставят палки в колеса, потому что я расту, расширяюсь, я становлюсь сильнее, а не наоборот.
Bana ateş ediyorlar çünkü büyüyorum. Genişliyorum, daha güçlü oluyorum, zayıflamıyorum.
Я расту.
Evet, kendimi geliştiriyorum.
Может, я расту.
- Gelişiyorumdur belki.
Он сказал, я расту.
Büyüdüğümü söylemişti.
Потому что я расту в этом мире, детка.
Çünkü dünyaya açılıyorum tatlım.
А я лучше всех рисую, прыгаю, расту и вообще делаю почти всё!
Ben de çizmede ve zıplamada ve büyümede, neredeyse her şeyde en iyiyim.
Раньше мама говорила мне, что очень рада, что я расту таким счастливым. Но, честно говоря, я уже не помню, когда в последний раз я чувствовал себя счастливым.
Annem bana, mutlu bir çocuk olduğumda kendisinin de mutlu olduğunu söylemişti ama dürüstçe söyleyebilirim ki, öyle bir hissin nasıl bir şey olduğunu hatırlamıyorum.
Утро, Эд Чем больше вы режете меня тем больше я расту.
- Günaydın başkomiserim. - Günaydın Ed. - Beni ne kadar kazarsan o kadar büyürüm.
Я расту над собой.
Farklılık istiyorum.
Да, я расту.
Evet, ilerleme kaydettim.
Я же сказал, что расту.
Dediğim gibi, ilerleme kaydettim.
Да, я создаю карту моего тела Потому что я осознаю что, каждый день я немножко расту.
Evet, vücudumun haritasını yapıyorum çünkü farkettim ki her gün biraz büyüyorum.
Дело в ценности... моей... в росте, я сомневаюсь, что расту.
Sorun değerde, kendi değerim. Bir de gelişmede, hâlâ kendimi geliştirip geliştirmediğimde yani.
Расту как личность.
Karakterim oturuyor.
- Выстроиться по "расту".
- Ne? - Boy sırasına geçin.
Или это я расту.
Yada ben büyüyorum.
Моя мама говорит, что я еще расту.
Annem hâlâ büyüdüğümü söylüyor.
Я расту.
June'un artık seni istememesine rağmen yine de seni istiyorum.
Да. Да, я расту.
Evet, gittikçe iyileşiyorum.
- "Расту"?
- Ne?