Редкий случай translate Turkish
71 parallel translation
Доктор сказал, что у меня редкий случай.
Doktor benim tek örnek olmadığımı söyledi.
Это редкий случай в истории итальянского суда... когда процесс вызывает такой живой интерес.
İtalyan hukuku tarihinde çok az dava, bu kadar heyecan uyandırmıştır.
Это редкий случай, странно, что он произошёл.
Neredeyse 40 derece. Çok nadir bir vaka ama olabilir.
Для маленьких девочек это редкий случай.
Küçük bir kız için oldukça nadirdir.
Крайне редкий случай, правда?
Tabii alışılmamış bir şey.
Не понимаешь? Я даю тебе шанс остаться в живых. Редкий случай.
Anlamıyorsun, sana yaşaman için bir şans veriyorum ki bu burada çok görülmedik bir şeydir.
У вас редкий случай.
Sen ayrı bir vakasın.
Он буквально онемел - редкий случай.
Dili tutuldu kaldı. Çok nadir olacak bir olay.
Ого, не похоже чтобы это был редкий случай.
Bu hiç de iyi görünmüyor.
У него идеальное алиби, редкий случай в моей практике.
Bence bu onu aklayan en iyi kanıt.
У меня какой-то редкий случай.
Bendeki çok ender bir türü.
Возможно, это тот редкий случай, когда во имя благой цели нужно смириться с пиратством.
Nadiren de olsa, doğru amaç uğruna korsanlık yapmak gerekebilir.
Редкий случай.
Bu bir değişiklik...
Очень редкий случай для Конохи, где все живут как одна семья.
Konoha gibi ülkelerde, İnsanlar kendilerini bir aile gibi görür, bu çok nadir görülen bir durumdur.
До этого лишь дважды мне повезло наблюдать "резиновый прилив", тот редкий случай, когда сразу тысячи светящихся медуз самопроизвольно выбрасываются морем на берег.
Bundan önce ancak 2 kez böyle bir şans yakaladım. Yüzlerce denizanası bir anda sahili boydan boya kaplamıştı.
Очень редкий случай.
Çok nadir görülen bir durum.
Но у Вашей жены очень редкий случай.
Fakat karınız, nadir bir vaka.
Необычайно редкий случай.
Çok nadir rastlanan bir vaka.
- Редкий случай!
- Genelde hiç böyle olmazdı.
Редкий случай, когда адвокаты правы.
Bir kez için bile olsa, avukatlar haklı olabilirler.
И вот довольно редкий случай.
Suçu ve cezası çok açık.
- Думаю, это очень редкий случай но они же взрослые?
Yani, bebeklerdeki yapışıklığı ayırma işlemi bile nadir görülür. Ama yetişkinlerdeki yapışıklık... Hı, hı.
Это редкий случай, который собрал всех женщин Нью-Йорка вместе.
Bu, her sınıftan New Yorklu kadınları bir araya getirmek için olağanüstü bir fırsattı.
Редкий случай начать их жизни заново.
Hayatlarına yeniden başlayabilmek için zor bulunur bir şans.
я имею в виду, редкий случай.
Yani, garip bir durum.
Это редкий случай.
Bu çok tuhaf bir şeydi.
Это достаточно редкий случай.
Garip ve alışılmadık bir vaka diyebiliriz.
Редкий случай, когда убивают судью.
Bir yargıcın öldürülmesi sıra dışıydı.
Редкий случай.
Bu çok az rastlanan bir an.
Это редкий случай.
Bu nadir bir şey.
- Редкий случай.
- Böyle şeyleri pek göremezsin.
Это крайне редкий случай.
Çok nadir rastlanır.
Похоже, Уолтер Копланд - тот редкий случай, когда у актёра имелись собственные средства.
Walter Copland ender rastlanan bir türe aitmiş : Düzenli geliri olan bir oyuncu.
Вы рисковали своей шеей ради меня, а это редкий случай для этого города.
Benim için kendini ateşe attın ve bu şehirde çok bulunan bir davranış şekli değildir.
Это тот редкий случай, когда пустая трата целого рабочего дня - это плохо.
Bu koca bir günü kötü bir şey için harcadığımız nadir örnekti.
Тот редкий случай, когда хочется, чтобы Сморкала был здесь.
- Ah! İlk defa Snotlout'un burada olmasını dilerdim.
Как глупо упускать столь редкий случай лишь из-за привязанности.
Nadir rastlanan bir fırsattı ama o kıza hissettiklerin yüzünden hiç oldu gitti.
Исключительно редкий случай.
Büyük olanı nadirdir.
Тот редкий случай, когда я согласна с генералом Бресслером.
İlk kez General Bressler'a katılıyorum.
Тогда моя определённо редкий случай.
O zaman benimkisi nadir bir durum olmalı.
У неё был редкий случай, когда на одной ноге 7, а на другой 4.
Onda 7'ye 4 olan nadir durum var.
Да, это очень редкий случай оставления на второй год в середине семестра.
Evet, yıl ortasında 2. sınıfa tekrar göndermek oldukça nadir bir durum.
Это редкий случай. А процедура удаления довольно простая.
Ve tümörün çıkarılması işlemi de epey basittir.
Ник, это очень редкий случай. То есть..
- Nick, çok nadir rastlanır böyle şeylere.
Это редкий случай.
İstisnai bir durum.
Это редкий... Что? ... случай психического расстройства, который пока не изучен.
Nadir bir..... zihinsel rahatsızlık varmış şu anda üstünde çalışıyorlarmış.
Редкий случай :
Yani ne büyük rastlantı değil mi?
Редкий случай.
Böyle bir şeyi çok nadir gördüm.
Ваш случай очень редкий.
Durumunuz ender görülen bir vaka.
Это такой редкий случай?
Bu nadir bir olay mı?
На самом деле, твой случай такой редкий, что мед.школа сделает тебе операцию бесплатно.
Aslında, bu durum çok rastlanmayan bir şey. okul da ameliyatı bedavaya yapacak.