English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Р ] / Решат

Решат translate Turkish

562 parallel translation
Если кто-то в этом доме его услышит... все решат, что случилось что-то ужасное.
Evin içindekiler sesini duyarsa korkunç bir şey olduğunu düşünecek.
А если люди услышат ваши слова, решат, что она пришла на танцы.
Seni duyan da buraya satış yapmaya değil de, dans etmeye gelmiş sanır.
- Тихо, ещё решат, что ты им не рада.
- Onları istemediğini düşünecekler.
Я боялась, что полиция найдет браслет и проследит его до меня... и тогда они решат, что я его убила.
Polis bileziği bulsaydı kesinlikle onu benim öldürdüğümü düşünecekti. Ama ben öldürmedim.
Все в банке решат, что я пижон.
Bankadaki arkadaşlar havalı olduğumu düşünecekler.
Джефф, если он умрет, все решат, что это сделал ты.
Evet, çünkü o ölürse, bunu senin yaptığını söyleyeceklerdi.
- Они решат, что вы за ней следили.
- Elbette. - Onu sen takip ettin sanırlar.
Они решат, что муж в отчаянии пытается спасти свою жену.
Adam ümitsizce karısını kurtarmaya çalışıyor diyecekler, gerçek de bu zaten.
Я залеплю её пластырем. Они решат, что рана появилась ещё до смерти.
Üzerine yara bandı yapıştırırım.
Многие люди в наших местах, решат, что я нарушил закон, верно?
Kanunları ihlal ettiğimi düşünecek bir sürü insan var burada, değil mi?
Между тем, детективы решат, есть ли в этой истории фактическая база.
Bu arada bölge polisi de bu hikayede gerçek payı var mı araştıracak.
Ну вот, теперь все решат, что я идиот.
- Ama... - Yani sizce uçan dairler dünyaya marslı mı taşıyorlar? - Beni geri zekâlı durumuna düşürüyor.
Если они решат напасть на нас, то это будет на этой дороге.
Eğer bize saldıracaklarsa, bu yolda olacak.
Вендиканцы решат, что вы разрушили соглашение и решили начать настоящую войну с настоящим оружием.
Vendikarlılar gerçek bir savaşa hazırlandığınızı sanacaklar.
Будем сидеть сложа руки, и они решат, что можно прийти и устроить резню.
Hiçbir şey yapmazsak boğazlanmaya davetiye çıkartırız.
Эксперты решат кто вы, что вы.
Uzmanlar sizin kim olduğunuzu anlarlar.
Сколько бы мы ни взяли в первый раз, они решат, что на обратном пути будет безопасно и загрузят его деньгами.
İlk seferinde ne kadar alırsak alalım, dönüşte güvende olduklarını sanıp, para yüklerler.
Пусть это решат карты.
- Kağıt çekelim.
Думаешь, капитан Кирк и его очаровательный офицер решат, что это мы ответственны за их ранения?
Kaptan Kirk ve çok çekici kaptanının, zararlarından bizi sorumlu tutacaklarını düşünüyor musun?
Твои оскорбления ничего не решат, так что давай, вернемся к нашей проблеме.
Hakaret etmenin bir şeyi çözeceğini sanmıyorum. Sorunumuza geri dönelim.
Они решат, что ты убил ее в одной из ваших ссор.
Bütün bu tartışmalarınızdan sonra onu senin öldürdüğünü düşünecekler.
— Два часа стачки не решат проблем сдельной!
İşçiler! 2 saatlik bir grev parça başı iş sorununun çözümü için yeterli değildir!
Только надо бороться до конца, а то они решат, что мы просто не хотим есть!
Acı son için grev, yoksa bir öğünü atladığımızı sanacaklar!
Теперь все решат, что вы убили Поля.
Herkes Paul'ü öldürdüğünü sanacak.
Потом причалим в Сан-Лоран,... где решат, послать ли тебя в трудовой лагерь или на острова.
Sonra St. Laurent'de duracağız orada adalara mı yoksa çalışma kamplarına mı yollanacağımıza karar verecekler.
теперь все решат, что ты не хочешь поправиться.
Birisi görse senin iyileşmek istemediğini düşünür.
Если я тут буду болтать с тобой, они решат, что ты меня уговорила... не пришлют лимузин и не отвезут в аэропорт.
Yanında kalır ve seninle konuşursam, limuzin yollamazlar ve havaalanına gidemem. - Seninle geleceğimi düşünecekler.
Люди решат, что ты хотел откупиться, но план провалился.
"Bunu yapmak için parayı kullandı ama başaramadı." "Zavallı besteci."
Они решат, что это месть за убийство в метро.
Metrodaki cinayetin intikamı gibi görünecek. Tam istediğim gibi.
И когда они решат, что можно расслабиться, появляться, как призрак на пиру.
Huzurlarını kaçıracak bir hayalet gibi.
И если эти бандиты решат убить его...
Ya boğazını keserlerse nolacak?
Если из-за этого проиграешь, все решат, что ты не так уж и силен?
Diyelim ki kilo yüzünden kaybettin. Senin güçsüz olduğunu mu düşünecekler? Eskisi gibi olmadığını mı?
Господин Мэр, постеры решат проблему граффити?
Mr. Mayor, posterdekiler graffiti dahilerimi?
Если они решат использовать 11 главу, а я думаю, что так и будет они используют закон о банкротстве, чтобы разогнать профсоюзы и отогнать вас от управления.
Eğer Bluestar'ı Bölüm 11'e atarlarsa, ki atacaklarını düşünüyorum,... sendikanızı feshetmek ve sizi mülklerinden dışarı atmak için iflas kanunlarını kullanacaklar.
Они просто решат всять отпуск.
Bir tatil yapmaya karar verecekler, anlıyor musun?
Пусть Гарри и Салли решат.
Tamam. Harry ile Sally hakem olsunlar.
Что если они решат разбить ещё самолёт в отместку за ваш маленький трюк?
Ya senin marifetine yeni bir uçak düşürerek karşılık verirlerse?
Если получится провести их, и они решат, что солнце уже село, то они могут выйти в вестибюль.
Güneşin battığına onları inandırırsak lobiye gidebilirler.
Когда они решат, что солнце село, когда увидят, что наступила ночь, сразу ломанутся в вестибюль.
Güneşin battığını düşündüklerinde ve bu güzel geceyi gördüklerinde lobiye toplanacaklar.
Они решат, что это Фестер, давно потерянный брат.
Onun Fester olduğunu sanacaklar. Yıllardır kayıp olan kardeş.
Так что весь смысл жизни, по-моему для мужчин и женщин - в том чтобы жениться, и таким образом Бог и Дьявол соберутся вместе и все решат.
Yaşamın amacı kadın ve erkeğin evlenmesi ve Tanrı ile Şeytan'ın biraraya gelerek, bu işe bir çözüm getirmesidir.
И ты будешь ждать пока кабельные сети решат свой спор?
Yani kablolu kanal şirketlerinin anlaşmazlıklarını çözmesini bekleyeceksin.
Мальчики в обеденном клубе решат, что я сошел с ума.
Diners Club`teki elemanlar çıldırdığımı düşünecek.
Все решат, что мы из южной Шотландии.
Herkes bizi şehirli İskoçlardan sanacak.
И я попрошу их не принимать поспешных решений. Но если, в конечном счете, они все равно решат уйти,
Onları düşüncesizce davranmamaya teşvik edeceğim, ama nihayetinde ayrılmayı seçerlerse de...
эти пять минут решат судьбу выступления.
Müzik kariyerimin geleceğini düşünmeliyim.
Они все решат утром.
Kararı sabah verecekler.
Что они решат?
Hakkımızda ne düşünürlerdi?
А что если они решат, что Джесси и есть эта реинкарнация?
Ya Jesse'nin reenkarnasyon olduğuna karar verirlerse?
Правда - это то, что решат присяжные.
Gerçek jürinin kararından ibarettir.
Все решат, я самоубийца.
İntihara meyilli olduğumu sanacaklar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]