English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Р ] / Рюкзак

Рюкзак translate Turkish

832 parallel translation
мой рюкзак.
Tüh, sırt torbamı unuttum.
Тогда забирай рюкзак и на броню.
Eşyalarını al ve yukarı çık.
Рюкзак тянул меня вниз.
Üzerimdeki malzeme beni arkaya çekti.
Принеси мой рюкзак.
O şeymiş... çabuk çantamı getir!
Пожалуйста, киньте мне мой рюкзак.
Çantamı atar mısın bana, lütfen?
Отдай этому господину его рюкзак.
Sırt çantasını ver beyefendinin.
- Где мой рюкзак?
Sırt çantam nerede?
Бросьте вы свой рюкзак, он же мешает.
Sırt çantandan kurtul, seni hantallaştırıyor.
- А как же мой рюкзак?
- Sırt çantama ne olacak?
Плюньте вы на рюкзак.
Unut artık şu sırt çantanı.
Набьем-ка мы рюкзак всякими манометрами-дерьмометрами... проникнем в Зону нелегально... и все здешние чудеса проверим алгеброй.
Ve sen de çantanı bir sürü basınçölçer ve başka saçmalıklarla doldurup Bölge'ye yasa dışı yolardan girerek bütün bu mucizeleri bir matematik testine tabi tutuyorsun.
Мы не уверены, что твой посадочный рюкзак прикреплен.
İniş takımlarının açıldığından emin değiliz.
- Рюкзак нужно оставить!
- Eşyalarınızı burada bırakmalısınız.
Брось свой рюкзак сзади.
Sırt çantanı arkaya koy.
Я должен взять мой рюкзак.
Sırt çantamı almalıyım.
- Положи свой рюкзак на пол.
Ray, sırt çantanı yere bırakabilirsin.
Это рюкзак Анджея.
Andrzej'in çantası.
Не хочешь нести свой рюкзак - понесёшь и мой.
Kendi çantanı taşımıyorsan, benimkini taşı. - Neden?
Неси мой рюкзак.
Çantamı taşıyacaksın.
Сними с неё свой рюкзак, Хэтчер, повесь лучше мой.
Çantanı onun sırtından al Hatcher.
Дорогая, бери рюкзак и поехали!
Tatlım, okul çantanı getir. Gidelim!
у неё ещё рюкзак был и ммм мы попросили её снять нас.
Bir sırt çantası vardı ve bizi çekmesini rica ettik.
Хватит. Надевай рюкзак и вперед.
Çantanı tak, artık yeter.
Шелковый шарф, рюкзак.
İpek bir eşarp, bir sırt çantası.
Распоротый рюкзак. Это дурно.
Parçalara ayrılmış sırt çantası - bu pek hoş değil.
Рюкзак Лена.
Len'in sırt çantası.
Она сказала, что знает, кто взял рюкзак Лена.
Len'in sırt çantasını kimin aldığını bildiğini söyledi.
До того, как украли рюкзак?
Bu, sırt çantasının çalınmasından önce miydi?
Все равно, очень странно, что рюкзак украли в день этого визита.
Sırt çantası bu ziyaretten sonra çalınıyor.
Но Силия не крала лампочки и рюкзак.
Ampulleri ve sırt çantasını çalan Celia değildi.
Да, конечно, рюкзак, принадлежавший месье Леонарду Бейдсу.
Oh, evet, tabi. Mösyö Leonard Bateson'ın olan sırt çantası.
Остается только рюкзак, принадлежащий месье Леонарду Бейдсону.
Ve geriye sadece Mösyö Leonard Bateson'ın sırt çantası kalıyor.
Пожалуйста, я бы хотел купить рюкзак.
Bir sırt çantası bakıyordum.
Рюкзак, сэр?
- Sırt çantası mı, efendim? - Oui.
Рюкзак прочный и очень долго носится. И стоит в два раза дешевле, чем Империал.
Bu çok iyi ve sağlamdır, uzun süre kullanılabilir, hem de az öncekinin yarı fiyatına.
Я обнаружил, чтобы распороть рюкзак, нужна большая сила.
Sadece bu sırt çantasını... parçalayabilmek için... ne kadar güç gerektiğini keşfediyordum.
У Леонарда Бейдсона был такой рюкзак, мистер Пуаро.
Leonard Bateson'da da bu çantalardan vardı, Bay Poirot. Çalınmış ve kesilmişti.
Именно такой рюкзак стал причиной смерти мадемуазель Силии Остин.
Ve sırt çantası aynı zamanda... Matmazel Celia Austin'in öldürülmesine sebep oldu.
У мадемуазель Силии Остин была комната с видом на бойлерную, где нашли рюкзак.
Celia Austin'in odası sırt çantasının bulunduğu, kalorifer dairesine bakıyordu.
Купив в магазине мадам Николетис рюкзак, я обнаружил в нем секретное отделение, в котором перевозили бриллианты.
Madam Nicoletis'in dükkânından aldığım çantayı incelerken, gizli bölmeyi ve elmasların orada... nasıl saklandığını keşfettim.
Я подарил ей тот рюкзак, и он ей понравился.
Doğru değil. Ona bir sırt çantası aldım ve ona bayıldı.
Я потерял рюкзак! В нём запчасти для мотора моей лодки!
Sırt çantasını kaybettim.Parçalar onun içindeydi
Ты уложил мой рюкзак?
Çantamı mı hazırladın?
Зачем ты собрал рюкзак?
Sırt çantamı neden hazırladın?
В его смерти удостоверились другие восходители, и он был оставлен. Но затем, почти слепой, с полностью замороженными руками, Бек встал, скинул рюкзак, и отчаянно попытался идти.
Diğer dağcılar tarafından ölüme terk edilmişti sonra, neredeyse kör, elleri tamamen kaskatı kesilmiş olarak Beck ayağa kalktı, sırt çantasını bırakıp umutsuzca yürümeye çalıştı.
Мой рюкзак?
Tanrım, hayır!
Бабу в рюкзак.
Yani, çantanda bir kız.
А мой рюкзак.
Biliyorsun, ucuz bir şey değildi.
Рюкзак принадлежал месье Леонарду Бейдсу.
Leonard Bateson'a aitti.
Это последний раз, когда я несу твой рюкзак.
Bu çantanı son taşıyışım.
Видишь, вот мой рюкзак.
Şey ben sana bir şey göstereceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]