Старое translate Turkish
1,312 parallel translation
Ну, или это очень старое фото, или она твоя мачеха.
Ya çok eski bir fotoğraf ya da üvey annen.
О-о, я часто вспоминаю то доброе старое время.
Ah o eski güzel günler.
Я начал истекать кровью, так что я вытащил старое полотенце из машины...
Çok kötü kanıyordu. Arabamdan bir havlu kaptım.
Призрачный грузовик, управляемый духом какого-то сукина сына, воспроизводящего старое преступление.
Piç bir hayaletin parçası olan bir hayalet kamyon, eski suçlarını tekrarlıyor.
Очень старое.
Bayağı yaşlı olmalı.
Моё старое мимолётное увлечение.
Geçici bir hevesim vardı.
Зачем ты цепляешься за старое?
Bunu neden saklıyorsun?
Опять за старое.
İnsanların kendi makalelerini yazmalarına izin mi verdin?
Байкал самое старое озеро в мире и, несмотря на суровые условия здесь кипит жизнь.
Baykal dünya üzerindeki en eski göldür ve sert koşullarına rağmen, suları eşsizdir.
Какое-то старое дело?
Eski bir hesap mı?
Может, все-таки есть какое-то старое дело?
- Eski bir hesap olabilir.
На самом деле это очень старое поверье.
Çok eski bir inanıştır.
Но я надену старое платье Мариссы, это бесплатно.
Marissa'nın eski elbisesini giyiyorum, bedava.
Будем есть пирог, и смотреть старое телешоу.
Hani ne bileyim, turta yaparız ve "Kızarmış Yeşil Domatesler" i izleriz falan...
- Не будем старое вспоминать.
- Bırak geçmişte olan orada kalsın.
Карлос, это старое.
Carlos, eski şeyler.
Это мое старое обручальное кольцо.
Bu benim eski evlilik yüzüğüm.
Старое хобби стало полноправной работой.
O eski işler büyüyüp büyük bir iş haline geldi.
ќу, јйк, я просто хотела провести секундочку наедине с тобой я написала тебе любовное письмо, и одно старое ќу, всего один поцелуй в тишине от класса.
Oo Ike, seninle biraz yalnız kalmak ihtiyacım vardı. I like dada better. Aşk mektubunu aldım, sana karşılık yazdım.
Надо возвращаться за новым мороженым прежде, чем старое растает!
Hepsi erimeden geri dönüp daha çok buz al!
Да к чему теперь старое ворошить.
Geçmişi deşmenin yararı yok.
- Су-мин, снова за старое?
Yine mi Su Min?
- Кажется, оно старое.
- Eski görünüyor.
Ура, теперь у меня есть "что-то старое".
Evet. Artık yaşlı bir şeyim var.
Это старое ржавое сито, источник столбняка...
Paslı, tetanoslu şey...
"Cofee Pal", ты вновь принялся за старое.
Dostum, yine aynı şeyi yaptın.
Я надеялся, ты найдешь для меня одно старое дело.
Benim için eski bir dosyayı tekrar açabileceğini umuyorum.
- Что-то старое среди всего нового.
Ağrı kesiciler.
Это дико старое место!
dostum ne mekan ama, şuraya bir bak!
Кто старое помянет, тому глаз вон.
Bunlar mazide kaldı.
Может это старое. Ну, знаешь, оставлено с 90х, с какой-нибудь ночи в сумасшедших ночных клубах?
Belki eskidi, biliyorsun, 90'lardan falan kalma bir şeydir,
Это не старое, в том-то и дело.
Ailelerimiz bizden daha kötü bir şeyler yapmışlar. Eski değil, ve kesinlikle anlamlı geliyor.
Ну... если он взялся за старое, скоро станет ясно. А просто пообедать можно?
Şey... eğer oraya bir defa girerse, çok daha hızlı kötüleşecektir.
Он взялся за старое.
- Bana yalan söyleme. Yine eski numaralarına başladı.
Снова за старое...
Yine başlıyoruz.
У него маска, точь-в-точь как мое старое лицо.
Bu adam eski suratımı maske niyetine takıyor.
Поэтому, когда астрономы наблюдают старое скопление, они не ожидают увидеть молодые звезды.
Bu sebeple gökbilimciler, yaşlı bir kümeye bakarken genç yıldızlar görmeyi ummazlar.
За 500 баксов я продам тебе это старое ведро.
Sana bu süprüntüyü 500 dolara satarım.
Новое лекарство? Старое.
- Eski bir ilaç.
- Вы посмотрели старое дело?
Eski davayı bulabildin mi? Evet, şu anda ona bakıyorum.
Он опять за старое.
Gene yapıyor.
Это старое историческое здание. - Сколько других семей живёт с вами?
Bu evde sizinle yaşayan kaç aile var?
Ну, это не первое издание, но всё равно довольно старое.
İlk baskı değiller ama yine de yeterince eskiler.
"Все сексом я лечу". Это радио, знаешь, ну... Это старое радио, так что...
Bu radyo da eski bir radyo.
- Инопланетном... - Есть старое армейское радио.
Eski bir ordu telsizi var.
Какое-то старое ранчо.
... eski bir çiftlik evinde.
Хранилище довольно старое, вряд ли там есть сенсоры.
Kasa çok eski, alarm devresi yoktur, muhtemelen kör noktaları vardır.
Не за старое.
- Bu eski haber.
- Старое дерьмо, чёрт.
Bu araba bir bok yığını.
Ёто очень старое растение Ц ревень, ему больше 100 лет.
Evet, bunlar oldukça yaşlı bitkiler.
Старое прошло.
En güzel yoldur.