Царапают translate Turkish
13 parallel translation
Они скребут и царапают стены, пока не начнут кровоточить.
Duvarları tırmalıyor. Derileri sürtünüyor. Kanasınlar diye.
Я чувствовал, что протеиньi царапают мое тело, как осколки стекла, и не знал, что мне делать.
Proteinlerin vücudumdan kırık cam parçaları gibi geçtiğini hissediyordum. Uçuş makineleri yaparak proteinleri oyalamaya çalıştım.
В кино женщины царапают спину и кричат во время секса.
Filmlerdeki sevişme sahnelerinde kadınlar hep erkeklerin sırtını tırmalıyor ve bağırıyorlar.
В кино женщины всегда царапают мужчин, когда занимаются сексом.
Filmlerde kadınlar sevişirken erkekleri tırmalıyorlar
Потому что мужчины думают, если женщины хватают и царапают друг друга есть шанс, что они могли бы как-нибудь и поцеловать.
Erkekler bundan hoşlanıyor çünkü, kavga esnasında yakınlaşmadan ötürü bir birlerini öpme ihtimalleri olabilir.
Совсем не любят. Они их царапают.
Kelebekleri hiç sevmezler ve onlara pençe atarlar.
Ее голос, словно гвоздем царапают школьную доску, ну, ты понимаешь меня?
Sesi karatahtada tırnak gibi. Anlatabiliyor muyum?
А Лоис не любит мои ногти на ногах. Они её царапают по ночам.
Bir de Lois benim ayak tırnaklarımı beğenmiyor geceleri suratını çiziyormuş.
Они царапают мне голову.
Kafamı acıtıyor.
Волосы царапают голову.
Saçlarım kafamdan kopmak üzere.
Человек, чьи одноименные чудовища царапают небо над Манхеттаном последние десятилетия.
Yıllardır Manhattan silüetini bozan çirkinliklere adını veren adam.
Я был внутри ребёнка весь день и теперь я чувствую, как мои кости царапают друг-друга.
Bütün gün bir çocuğun içindeydim şimdi de kemiklerimin gıcırdadığını hissedebiliyorum.
Они царапают! Отлично!
Hanımefendi, benim için bir şerefti.