Часик translate Turkish
68 parallel translation
Я рассчитывал провести с ней часик.
Onunla bir saat kalacaktım.
- Подожди часик-полтора.
- Bir saat kadar daha bekle.
Один часик. Ладно?
Haydi, n'olur!
Ты бы не хотел походить часик по собору?
Bir süre katedralde tek başına oyalanır mısın?
- Нет, может попозже... через часик.
- Hayır bu geceye değin söylemedi, ama bu gece, ona bir saat içinde bunu söylettireceğim.
Дадим ему часик.
Bir saat anca dayanır.
Мы могли бы часик попугать и пограбить испуганных горожан.
Bir saat boyunca yağma yapabilir, korkmuş kasaba halkının mallarını çalabiliriz.
Вернусь через часик.
Bir saate dönerim.
Всего часик.
Bir saate görüşürüz.
Иногда это помогает, если уходишь отсюда на часик или два.
Bazen buradan bir iki saatliğine gitmek iyi gelebilir
Стоп, стоп, стоп! Скажите Хаузу, что мне надо выйти на часик.
House'a söyle, bir saatliğine dışarı çıkmam gerekiyor.
- Ну, ладно, только часик.
- Tamam, sadece bir saat. Söz.
Хорошо, иди играйся, а я уйду на часик.
Tamam, sen oyun oynayabilirsin. Ben de bir saatliğine dışarı çıkabilir miyim? - Hayır.
- Ещё часик и я закончу.
Bir saat sonra işim bitecek.
Было бы хорошо получить часик-другой, чтобы разгадать причину.
Bu şeyi çözmek için bir veya iki saatten fazla zamanımız olsa güzel olurdu.
Ты хочешь часик потусоваться со своим стариком?
Babanı bir kaç saatliğine ayartma fikrine sen ne dersin?
Дайте мне часик.
Bir saate kadar.
Проведешь со мной часик?
Beninle bir saat geçirir misin?
Я просто еду в город на часик.
Ben bir saatliğine şehre iniyorum.
Хотя бы на часик могу зайти.
En az bir saat kalabilirim.
Ты можешь остаться на часик.
Bir saat dursan yeter.
Там под дверью брошюрка на веселый часик в баре, если интересно.
Kapının altında bir bardaki ucuz içki saati için bir broşür var, ilginç olabilir.
Нет просто провёл часик наедине с твоим отцом, и чуть было сам не стал Баком, чтобы надрать ему задницу.
Hayır. Sadece babanla bir saat geçirdim ve neredeyse Buck'a dönüşüp ağzını, burnunu kıracaktım.
И я подумала, когда ты забираешь ее из ясель, вместо того, чтобы сидеть с ней до 5 : 00, как ты обычно делаешь, можешь посидеть с ней всего на часик больше, до 6 : 00?
O yüzden merak ediyordum da, onu yuvadan aldığında bana her zamanki gibi saat 5'te getirmek yerine 6'da getirsen olur mu?
У меня был свободный часик.
Boş bir saatti.
Отлично, подождем часик.
Tamam. Bir saat bekleyebilirim.
Не сможешь прервать работу на крошечный часик сегодня вечером?
Sabaha karşı çalışmasan olmaz mı?
После школы, всего на часик.
Okuldan sonra en fazla bir saatini alır.
Конечно, сначала отдал бы её тебе на часик.
Elbette önce sana onunla bir saat izin verirdim.
Мне надо еще в ту старинную лавочку, встретимся в кафе через часик?
Şarapçıya gidiyorum. Bir saat sonra cafede buluşalım mı?
Тогда распаковывайте вещи, а через часик встретимся снова.
Eşyalarınız yerleştirin. 1 saat içinde buluşuruz.
Притуши свет, отдохни часик.
Işıkları kıs, bir saat ara ver.
Что скажешь, если я заберу тебя и Хэйли из дома сестры через часик и мы поедем и славно поужинаем, а?
Senle Hayley'i, bir saate ablandan alsam da, güzel bir akşam yemeği yesek nasıl olur?
Я скоро вернусь. Через часик.
Bir saate kalmaz... yanında olurum.
Нужно освободить площадку на часик-другой.
Bir saat ya da biraz fazlası için setin boşaltılması gerekiyor.
Я уходил всего на часик.
Bir saate buradan ayrılıyoruz.
Днем носишь, и снимаешь, когда захочешь надеть что-нибудь секси, или часик на велике педали покрутить.
Böylece bütün gün onunla her yere gidebilir seksi elbiseler giymek istediğimizde veya yarım saat kondisyon bisikletine binmek istediğimizde de çıkarıp bir kenara koyabiliriz.
Нужен еще часик.
Bir saate ihtiyacım var.
Всего на часик.
Bir saat kadar falan.
Так приходи на часик!
Bir saatliğine uğra o zaman!
Я посплю часик, а потом поеду домой.
Ben bir süre burada dinleneceğim bu yüzden eve gitsen iyi olur.
Я бы нас отвез на часик-другой.
Ama bir iki saatliğine arabayla gidebiliriz.
и через часик-другой он вернётся.
altın kabını bedenine yakın tutarsan birkaç saat içerisinde geri dönecektir.
Давать тебе изредка часик-другой?
Bir saatliğine falan, değil mi?
Я собираюсь полностью разобраться в этом деле, подождите где-нибудь часик.
Bu olayın açıklığa kavuşmasını sağlayıp seni bir saate buradan çıkarttıracağım.
Я присмотрю за ними часик и еще раз напою.
Onları bir saat izleyerek bir kez daha su götüreceğim.
Мы можем позаниматься часик о время обеда.
Öğle aralarında çalışabiliriz.
Потерпи, Сэм. Ещё часик и потом я куплю тебе столько крабовых пирогов сколько захочешь.
bir saat daha dayan ve sana istediğin bütün yengeçli çörekleri alıcam.
Пусть покопается в мусорном баке с часик, а потом я ему скажу.
Çöp tenekesini bir saat falan karıştırsın da sonra vereceğim...
Всего лишь часик.
Sadece bir saat!
- Дайте мне часик.
Bana bir saat ver.