Часики translate Turkish
157 parallel translation
Смотрите, отличные часики!
Kol saati! Kol saati! Millet!
Но не стоит заставлять его ждать, часики тикают.
Müşerref oldum baylar.
Часики-то золотые?
Saat altın mı?
Миранда, твои хорошенькие часики с бриллиантами.
Miranda, senin küçük, güzel, elmas saatin. Artık takmıyorum.
Это кубики, а это... - Часики!
Onlar taş ve bunlar da...
А потом собери часики!
Sen de hızlı bir oyun yapabilirsin, civciv yığını olur. Sen de hızlı bir oyun yapabilirsin, saat yığını olur.
часики тик, часики так, часики тик-так,
Bunu söylemeye çalışın Bay Knox, efendim saatler...
Глянь сюда, часики не нужны?
Şuraya bak, birkaç saat ister misin?
Эй, хорошенькие часики.
Kibar görünüyorsun.
Нет навигационного маяка Денвера. А приборный щит показывает, что все в полной исправности и работает как часики.
Bu, Denver seyir istasyonu ile bağlantımız yok, her şey gerçekten berbat durumda demek.
На стене, на чердаке, часики...
Bir tavanarası çatının altında Duvarın üstünde...
Часики идут - тик-так...
Duvarda bir saat çalışıyor Tik tak
Слушайте, мы можем потратить недели в попытках всё решить, но у нас часики тикают.
Bakın, bu sorunu çözmek için haftalar harcayabiliriz, ama zamanımız sınırlı.
Часики тикают.
Saat işliyor.
Помни : биологические часики тикают - тик-так, тик-так.
Pekala. Siz kariyer kızları yuva kurmayı sonsuza dek erteleyemezsiniz. Tik-tak, tik-tak.
часики тикают... это Дженни Шоу.
Ally, tik tak. - Arkadaşlar, bu Jenny Shaw.
Часики открываются.
Açılıyor.
Свои часики с бриллиантами, к несчастью, я отправила ювелиру.
Maalesef, elmas saatim tamircideydi.
Отличные часики.
Bu acayip bir saat.
Я видела только ее одежду из Парижа и ее платиновые украшения и ее новейшие бриллиантовые часики.
Sadece Paris'ten gelen giysilerini... platin mücevherlerini ve yepyeni elmas saatini görebildim.
А часики тикают!
Zaman akıyor.
- А часики продолжают тикать.
Saat hala işliyor.
Не желаете подзавести часики перед отъездом?
Gitmeden önce biraz keyif yapmaya ne dersiniz?
- Особенно эти часики хороши.
- Özellikle de bu saat.
Часики тикают.
Saat çalışıyor.
А часики будут тикать до обеда.
Öğle yemeğine kadar zamanınız var.
Эти часики покрыли бы квартплату за весь следующий год.
O saati satmak, bir senelik kiramızı ödemeye yeterdi.
- Ой... как обычно... 6 : 14... чудо часики снова в игре.
Saat 6.14. Elbette. Büyülü saat yine konuştu.
Если поесть хорошего супа с лапшой, часики будут тикать всю ночь.
Erişteli yahni yersen, bütün gece saat gibi işlersin.
Эти твои маленькие часики говорят мне что твои птички не взлетели.
O iki zaman ölçer, minik kuşun daha pişmediğini söylüyor.
А часики тикают...
Saniyeler geçiyor.
Часики тикают.
Birinden sonra bir diğer dağ.
Просто по уши, и часики уже тикали.
İşi bayağı uzatmıştı ve zamanı da dolmak üzereydi.
А часики тикают, ребятки.
Saat işliyor, millet.
Чтобы часики тикали.
Kalbinin atmasına yardımcı olur.
Ты отжимаешься, но часики все равно тикают.
Şınav çekiyorsun ama saat hâlâ çalışıyor.
У нас есть дамские часики.
Bayan saatlerimiz de var.
Часики тикают, леди и джентльмены.
Saat işliyor, bayanlar baylar.
Часики тикают.
Zaman daralıyor.
Часики тикают, но мы должны вернуть его живым.
Saat işliyor, ve onu canlı bulmak zorundayız.
Часики тикали.
Evet, zaman doluyordu.
Часики тикают, Джесси.
Saatin tık-tıkları Jesse.
Часики!
Kol saati!
- Часики!
- Ve?
- Часики!
Saatler!
Часики!
Saatler!
Правильно, часики.
Saatler.
часики тик, часики так...
Altı, hasta tuğla kene...
Ого, какие милые часики!
Çok güzel bir saat!
Часики тикают.
Zaman geçiyor.
" Часики, тикают.
Zaman geçiyor.