English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Э ] / Эдварда

Эдварда translate Turkish

373 parallel translation
На момент смерти Эдварда Карлсена Вы были его законной женой?
Öldüğü sırada Edward Carlsen'ın eşi miydiniz?
ГЕРЦОГИНЯ ЙОРКСКАЯ, МАТЬ КОРОЛЯ ЭДВАРДА IV И ЕГО БРАТЬЕВ КЛАРЕНСА И ГЛОСТЕРА - ХЕЛЕН ХЕЙ ; ДЖЕЙН ШОР, ЕГО ЛЮБОВНИЦА
Armasında Kırmızı Gül olan Lancaster Hanedanlığı mensupları :
Боже, храни короля Эдварда IV!
Tanrı Kral IV. Edward'ı korusun!
Я Эдварда не убивал. Неужто?
- Kocanı ben öldürmedim.
И если так же справедлив и верен король Эдвард, как я лукав и лжив, сегодня будет Кларенс в заключеньи, ибо предсказано, что буква "г" убьёт наследников Эдварда.
Eğer benim kurnaz, ikiyüzlü ve hain olduğum kadar Kral Edward da saf ve hakseverse, "Edward'ın varislerinden'G'diye biri onun katili olacak." diyen kehanet yüzünden Clarence bugün kafese kapatılmış olmalı.
Поторопись : я заколол Эдварда, Но твой небесный лик меня принудил.
Kocanı ben hançerledim, ama hep o ilahi güzelliğin yüzünden.
Ох, сторож, сторож, всё, что сделал я, и что теперь меня же уличает, - всё было для Эдварда.
Ben bu işleri yaptım ya, şimdi o cinayetler, Edward adına benim aleyhime tanıklık ediyorlar.
Несчастный Кларенс Уорика оставил, нарушил клятву и перешёл на сторону Эдварда, венец ему он добыл, и за это бедняга заключён.
Ayrıca ben de neydim, ne oldum ; onu da bilin. Zavallı Clarence da kayınbabası Warwick'in * yanından ayrılıp ona ihanet etmişti. İsa onu affetsin.
О, дай мне, Боже, кремневое, как у Эдварда, сердце. Иль жалостное, мягкое моё ему отдай!
Keşke ben de yufka yürekli, hassas biri değil Edward gibi taş yürekli olsaydım.
в нём - утешенье. В гробу Эдварда схороните скорбь, и трон Эдварда радость вам вернёт.
Çaresiz derdiniz, ölen Edward'ın mezarında kalsın, mutluluğunuz ise yaşayan Edward'ın tahtında filizlensin.
Пусть поспешат, чтоб к завтрашнему дню ублюдков Эдварда всех выкурить оттуда, и надо подзадорить негодяя :
Başkan hemen Belediye Sarayı'na gidecektir. Yarın sen de oraya gidip uygun bir zamanda, "Edward'ın çocukları gayri meşru." diye iddia et. Ayrıca, gözü dönmüş, kudurmuş, vahşi bir hayvan gibi, doymak bilmez şehvetiyle, hizmetçilerinizin, kızlarınızın, karılarınızın namusuna göz dikmişti, de.
Эдварда ненасытного, отец мой, достойный Йорк, во Франции сражался и, сопоставив сроки, не признал он, чтоб им ребенок этот зачат был. Да, впрочем, это видно по лицу.
Annem o ırz düşmanından gebe kaldığında, o sıra Fransa'da çarpışan asil pederim York, basit bir süre hesabı yaparak anladı ki çocuk kendinden değilmiş.
Жена Эдварда, пакостная ведьма, в союзе с непотребной шлюхой Шор, тавро такое наложила мне.
Edward'ın karısı olacak korkunç cadıyla o sokak sürtüğü kahpe Shore birlikte büyü yapıp beni bu hâle getirdiler.
Сказал, что дети Эдварда ублюдки?
- Edward'ın çocuklarının piç olduğunu söyledin mi?
Да, не похож наш герцог на Эдварда!
Ya, duydunuz değil mi, Lordum? Bu Prens, Edward'dan farklı.
Но знайте, - вы уступите иль нет, - Эдварда сын не будет королем.
Bilin ki dileğimizi kabul etseniz de etmeseniz de ağabeyinizin oğlu asla kralımız olamayacak.
Эдварда дети - в лоне Авраама ; простилась королева Анна с миром.
Edward'ın oğulları İbrahim'in koynunda yatıyor *, karım Anne ise bu dünyaya "İyi geceler." dedi.
Я знаю, Ричмонд целит в дочь Эдварда, Елизавету.
Şimdi, biliyorum ki o Tudor Richmond'ın gözü ağabeyimin kızı Elizabeth'te.
- Эдварда Ситона, который был повешен на основании вашего приговора.
"... O senin kararınla asıldı.
Если вы помните, мистер Оним возложил на меня ответственность за смерть некоего Эдварда Ситона.
Bay Owen'ın Edward Seton adında birinin ölümünden sorumlu olduğum iddiasını anımsayacaksınız.
Это квартира Эдварда Хатчинса? Да.
Orası Edward Hutchins'in dairesi mi?
Вызываем сира Эдварда Хайда.
Sör Edward Hyde'ı çağırın.
Вдова Эдварда Бейнбриджа... известного всем вам как первая жертва "Пулемётчика" Джо Ватербо.
Edward Bainbridge'in dul eşi, onu da Makineli Tüfek Joe Viterbo'nun ilk puanı olarak tanıyoruz.
.. про сенатора Эдварда Кеннеди. Её первыми словами была фраза, что Говард Хант брал о нём книги.
Oradaki bayan önce Howard Hunt'ın Senatör Kennedy'le ilgili kitaplar aldığını söylemiş.
Подробности - у Эдварда Флетчера из Вены.
6, 5, 4, 3, 2... -... 1. - VTA?
В 6 часов мы собираемся в кабинете Эдварда на утреннюю молитву.
Saat 6'da sabah duası için Edvard'ın çalışma odasında toplanırız.
И охрани моих папу и маму, дедушку и... и дядю Эдварда.
Meleklerin gece boyunca hep yanımızda olsun. Tanrı annemi ve babamı, büyükannemi ve büyük...
Так-так отсыпались в сарае Ната Эдварда, значит?
Vay, vay Nate Edward'ın ambarında uyudunuz, ha?
Спустя 15 лет, оглянувшись назад... он еще вспомнит Эдварда Руни.
15 yıl sonra, mahvolmuş hayatına geri dönüp baktığı zaman, Edward Rooney'i hatırlayacak.
- Я бы порекомендовала людей, которые хоронили Эдварда.
Edward'ı uyutabilecek insanları sana tavsiye edebilirim.
Заправлял бандами, работая на Эдварда Сеага на Ямайке, пока не раскрутился.
İyice güçlenene kadar Jamaikadaki Edward Seaga için çeteleri yönetiyordu.
- Ты не видел Эдварда?
Edward'ı gördün mü?
Я - Филип Стаки, адвокат Эдварда Льюиса.
Ben Philip Stuckey, Edward Lewis'in avukatıyım.
Вы не видели Эдварда где-нибудь?
Edward'ı gördünüz mü buralarda?
Всегда приятно знакомиться с девушками Эдварда.
Edward'ın kızlarından biriyle tanışmak hep bir zevk olmuştur.
Послушай, может... мы с тобой могли бы встретиться после отъезда Эдварда?
Dinle, belki Edward gidince sen ve ben bir araya gelebiliriz.
Я ищу Эдварда.
Edward'ı arıyorum.
Эдварда здесь нет.
Edward burada değil.
Это часть образовательного фонда Эдварда Льюиса.
Bu Edward Lewis Bursu'nun bir parçası.
Знаешь, когда я привезла Эдварда жить к нам, я не слишком хорошо всё продумала.
Biliyorsun, Edward'ı bizimle yaşaması için buraya getirdiğimde doğru dürüst düşünmemiştim.
- Да. Никто не понял, почему она выбрала Эдварда Клейтона.
Edward Clayton'la evlenmesi kimsenin kafasına yatmadı.
Я думал, у нас что-нибудь есть на Эдварда Клейтона.
Bu Edward Clayton hakkında bir şeyler vardır diye düşündüm.
Я иду на приём вместе с леди Четтертон, где я увижу зловещего Эдварда Клейтона.
Leydi Chatterton'la bir partiye gideceğim. Orada tekinsiz Edward Clayton ile tanışacağım.
Весьма сожалею, месье Пуаро, Эдварда Клейтона здесь нет.
Çok üzgünüm, Mösyö Poirot. Edward Clayton burada değil.
Сегодня утром я арестовал майора Рича по обвинению в убийстве Эдварда Клейтона.
Bu sabah, Edward Clayton'ı öldürme suçundan Binbaşı Rich'i tutukladım.
Вы считаете, что майор Рич вернулся домой убил Эдварда Клейтона, засунул его тело в сундук а позднее развлекал своих гостей в этой же комнате?
Yani sana göre, Binbaşı Rich eve geldiğinde Edward Clayton'ı öldürdü sandığın içine koydu ve sonra aynı odada misafirleri ağırladı?
Майор Рич не мог убить Эдварда Клейтона.
Binbaşı Rich'in Edward Clayton'ı öldürmüş olması mümkün değil.
Он убивает Эдварда Клейтона, засовывает его тело в сундук и выходит, хлопая дверью, чтобы создать видимость, что он только что пришёл.
Edward Clayton'ı öldürdü, cesedi sandığa koydu,... dışarı çıkıp eve yeni gelmiş gibi kapıyı kapattı.
Майор Рич заколол Эдварда Клейтона.
Binbaşı Rich, Edward Clayton'ı bıçakladı.
Оплакивает тестя и мужа, Эдварда храброго :
Yitirdiği aşkı için ağlıyor.
... и дядю Эдварда.
Ve Edvard amcayı. ve Edvard amcayı,..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]