Японца translate Turkish
46 parallel translation
Меня, как японца, это особенно восхищает.
Bir Japon olarak ben bile heyecanlandım.
До тех пор, пока на панцире появится не просто человеческое лицо, не просто лицо японца, но лицо воина-самурая.
Taa ki bir samuray savaşçısının yüzüne benzeyinceye kadar, bir Japona benzeyinceye kadar değil, samuray savaşçısına benzeyinceye kadar.
Я пошлю врача-японца осмотреть его.
Bu benim emrim. Onu görmeleri için Japon doktorlar yollayacağım.
Я не хочу ненавидеть ни одного японца.
Japonlardan nefret etmek istemiyorum.
- Ты не похож на японца. - Он тоже не похож.
- Japona pek benzemiyorsun?
Японца, не нашего.
Jap olanı, bizimkini değil.
Временно работаю на доктора японца, у которого будет доклад в центре.
Japon doktorun broşürlerini inceliyorum.
В этой одежде все будут принимать меня за японца.
Bunları giyip okula gidersem Japon olduğumu düşünecekler.
Я сделаю из тебя японца. Тогда посмотрим, что они скажут.
Seni bir Japona benzeteceğiz bakalım ne diyecekler!
Ты действительно похож на японца. В этой одежде.
Bu giysilerle tıpkı Japonlara benziyorsun.
Я мог принять тебя за японца.
Seni Japon zannedebilirdim.
Он же похож на японца, разве нет?
Lanet Eskimo Japonlara çok benziyor, değil mi?
Я надену форму японца, пройду к ним и возьму их рацию.
- Sen ne diyorsun? Japon üniforması giyeceğim.
И ни одного японца...
Burada hiç Japon yok ki.
Эй, ты видела тут японца?
Hey, Japon çocuğu gördün mü?
Почему ты выбрала японца?
Neden gidip bir Japon'u seçiyorsun?
Камера этого японца все время работала.
Japonların video kamerası. Her zaman buradaydı.
Для японца это просто позор.
Bir Japon için bu rezalet.
Он подговорил своего друга, японца, написать домашнее задание, вот.
Ödevini Japon arkadaşına yaptırmış. Bakın.
Узнала что-нибудь про японца?
Nakata hakkında gelişme var mı?
Ты когда-нибудь видел японца-левшу?
Hiç solak bir Japon tanıyor musun?
Господин, американцы не стали бы спасать японца.
Komutanım, Amerikalılar bir Japon askerini tedavi etmezdi.
Ты когда-нибудь видела лысого японца?
Sen hiç kel bir Japon herif gördün mü hayatta?
Похож на японца
Japon'a benziyor.
Он похож на японца.
Japonlara benziyor.
Я так погрузился в японскую культуру, что приеду в Токио, сойду за японца.
Japon kültürünün içine öyle daldım ki Tokyo'yu fethedeceğim. Benim yarı Japon olduğumu düşünecekler.
- Есть новости от японца?
- Japonlardan haber var mı?
Убил первого японца?
İlk defa mı Japon öldürüyorsun?
Со своими деньгами ты можешь позволить себе нанять японца делать это.
Sendeki bu parayla o işi yapacak bir Japon bile ayarlayabiliriz.
Поэтому... мы не можем убить лишь одно японца, нам необходимо перебить всех японцев
Eğer kayda değer bir iş yapacaksak onların hepsini birden öldürmeliyiz. Sen dalga mı geçiyorsun?
Эван убил японца, который ел осьминога, переходя дорогу.
Evan karşıdan karşıya geçerken ahtapot yiyen Japon bir adamı öldürdü.
Ела когда-нибудь рыбу фугу прямо изо рта японца?
Hiç bir Japon'un ağzından balon balığı yedin mi mesela?
Ждёт чтобы японца съели его
Japonlar tarafından yenilmeyi bekliyor.
Но если узнают, что ты убил японца, За тобой устроят охоту.
Aynu kanı taşıyan biri olarak bir Japon öldürdüğün için peşine düşecekler.
Вернее, не японец, а англичанин, играющий японца.
Japon da değil ya gerçi. Japon rolünü oynayan bir İngiliz.
У нас здесь 23 японца!
- Elimizde 23 tutsak Japon askeri var!
Знаю я тут одного лоха... Японца.
Çünkü bunu almak için sıraya girmiş aptallar var.
Предупреждаю, я не умру... Из-за глупости гайдзина. ( яп. не-японца )
Ve ben de sizi, ecnebi salaklığınız yüzünden ölmeyeceğim hakkında uyarıyorum.
Она доставит нас в Японию. И он утверждает, что он нашел единственного японца в Макао. Который будет самым ценным нашим гидом в этой стране.
Bizi gizlice Japonya'ya sokacak ve o ülkedeki en kıymetli kılavuzumuz olması muhtemel Makao'daki tek Japon'u bulduğunu iddia ediyor.
И, наконец, мы встретим нашего первого японца.
Nihayet... ilk Japonumuzla tanıştık.
И тогда это было, словно оскорбление для японца, как кровопролитие.
Ardından Japonlar kan dökülmüşçesine üzülürdü.
Все это началось после приезда японца.
Bütün bunlar o Japon geldiğinde başlamış.
Ты знаешь японца в деревне?
Köyde yaşayan Japon adamı tanıyor musun?
Насчет японца.
Şu Japon adam.
Извините, что звоню вам домой, сэр, но мы задержали японца...
Sizi evinizde rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim, ancak gözaltında bir Japon vatandaşı var...
Но ты правда похож на японца.
Ama Japonlara benziyorsun.