000 dolara translate English
973 parallel translation
O bana 15.000 dolara mal oldu.
That cost me $ 15,000.
1,000 dolara alınabilir.
He could be bought for $ 1,000.
5,000 dolara seni temize çıkaracak.
She'll clear you for five grand.
Söylentilere göre İnternet'ten açık artırmayla satılıyormuş ve teklifler 600.000 dolara kadar...
Where Ist? Rumors Abound It's Being Auctioned On The Internet Where Bids Are As High As $ 600,000...
Öyle bir yolculuk en aşağı 1.000 dolara patlardı.
Trip like that'd cost you a $ 1,000, maybe more.
10.000 dolara ek olarak 39.60 dolar daha mı istiyorsunuz?
You want $ 39.60 in addition to the $ 10,000?
% 25'ini sana 5000 dolara satarım.
I'll sell you 25 % of him for $ 5,000.
Bir keresinde 5000 dolara ihtiyacım oldu, şıp diye verdi, nakit olarak.
Well, once I wanted $ 5,000, she give it to me like that, cash.
1 0.000 dolara bile onunla evlenmene izin vermem.
I wouldn't let you marry her for $ 10,000.
- 20,000 dolara da.
- Not for $ 20,000.
Soy ağacımı çıkartmak geçen yıl bana 5000 dolara patladı.
It cost me $ 5,000 last year to trace my family tree.
Sana borç verdiğim 10.000 dolara ihtiyacım var.
I've got to have the $ 10,000 I loaned you.
7500 dolar az değil, ama müşterimin 10.000 dolara ihtiyacı var. Nedeni malumdur sanırım.
$ 7,500 is a pretty penny, but my client needs $ 10,000... for reasons that should be pretty obvious by now.
Bunların kimi, en çok 5000 dolara analarını bile satarlar.
Some of them fellas would scalp their own ma for a lot less than $ 5,000.
Sayemde 10.000 dolara çıktılar, hala oyalanıyorsun.
I made them agree to $ 10,000, and now you stall.
10.000 dolara ne oldu?
How about the $ 10,000?
Dostumuz 10.000 dolara çıkmama neden oldu. Oysa 500 dolar istiyorlardı.
Our friend bid me up to $ 10,000... when all they wanted was $ 500.
9000 dolara ne dersin?
How about $ 9,000?
Eğer yarından sonraki gün parayı alabilirse 30.000 dolara bütün her şeyi bırakmaya niyetli.
He's willing to let the whole thing go for $ 30,000... ... if he can get the money the day after tomorrow.
30.000 dolara, neredeyse kelepir fiyatına kapatmış olacağız.
We'll be practically stealing it for 30,000.
Burada 5.000 dolara benzer bir sey göremedim.
There's nothing like $ 5,000 here.
Sonradan bana milyonlar vereceksiniz ama... simdilik 15.000 dolara ne dersiniz? Ah, evet.
Oh, yes.
12.000 dolara ihtiyacım var.
I need $ 12,000.
- 5000 dolara ne dersin?
- How would you like $ 5,000?
Başlangıç olarak 5000 dolara ne dersin?
What would you say to $ 5,000, to get us started?
Aylarca aç kalıp ter döktükten sonra bir şey bulamayınca... 15.000 dolara, sonra 10.000'e inersin.
After months of sweating yourself dizzy, few provisions, finding nothing... you finally come down to $ 15,000, then $ 10,000.
105.000 dolara iddiaya girerim, benden önce uykuya dalacaksın.
I'll bet $ 105,000 you go to sleep before I do.
- Konut projesi için 80.000 dolara onay verdin mi?
- Did you okay $ 80,000 on the housing projects?
Al, 2000 dolar. 5000 dolara kadar çıkalım.
Here's $ 2,000. We'll set a limit, say $ 5,000.
100,000 dolara istediğime okuturum... Ancak bu parayı piç etmek olur.
I could sell it for $ 100,000 on the open market but that would be throwing money away.
Yarın sana 1000 dolara mal olacak.
- Tomorrow it'll cost you $ 1,000.
25,000 ya da 30,000 dolara da mı?
Not in $ 25,000 or $ 30,000?
Teklifimi 1, 000 dolara çıkarttım.
I'll make it $ 1,000.
David, bundan bir önceki mükemmel bacaklar ailemize..... 25.000 dolara mal olmuştu.
David, the last pair of legs that were something cost the family $ 25,000.
Bir kez kendi gözlerimle 5000 dolara bahse girdiğini gördüm. Hangi yağmur damlası pencereden daha önce süzülecek diye.
Once, with my own eyes, I saw him bet 5,000 bucks that one raindrop'd beat another raindrop down the window.
Bahse var mısın? Sana bir kadın söyleyeceğim, yarın onu Havana'ya götürebileceğine dair 1000 dolara bahse girer misin?
Will you bet 1,000 bucks that if I name a doll, you can take the same doll to Havana with you tomorrow?
Ruhlarımız üzerine 1000 dolara bahse girdi.
He rolled us 1,000 bucks. That's why we're here.
Satmak istemiyormuş gibi davranıp, sonunda 15.000 dolara anlaşacağım.
Then I'll act real hard to sell, but I'll settle for $ 15,000.
Ve tüm bunları Walker Hendricks olarak Kelson'un ofisine götürecek ve böylece 200.000 dolara varis olacak bir adam.
And the man who brought them to Kelson's office, as Walker Hendricks... would be heir to $ 200,000.
Otelin arkasindaki o iki at bana 10.000 dolara mal oldu.
Those two horses in back of the hotel cost me $ 5,000 apiece.
Ben artık 22 değilim, 32 yaşındayım. Ve o 100.000 dolara sahip.
I'm not 22 anymore, I'm 32 and he's got $ 100,000.
Ross için tanesi otuz dolara kadar... 60.000 Bay State Power hissesi siparişi geldi.
We have an order to buy 60,000 shares for Ross of Bay State Power all the way up to 30.
New York'taki tüm gazetelerde adımızın geçmesi kurumumuza 300 bin dolara mal oldu.
It has cost the estate some $ 300,000 to at last have its name spread across every tabloid in New York.
Benim 4000 baş hayvanım var. 2 dolara alabilirsin.
I've got 4,000 heads you can have at $ 2.
Kendisinin 99 bin dolara ihtiyacı var ve bunu saçabilecek bir durumdayken ona vermemek için bir neden göremiyorum.
Well, you see, he just happens to need $ 99,000. And, after all, I don't see any reason why he shouldn't get it... if I'm throwing it out the windows.
- Evet. - Seni 99 bin dolara satmak mı istiyor yani?
- He wants to sell you for $ 99,000?
Yılda 12 bin dolara, küçük kredilerden sorumlu başkan yardımcılığına ne dersin?
What do you say to being vice president in charge of small loans, at $ 12,000 a year?
20,000 dolara sigorta edilmiş.
Hmm. Insured for $ 20,000.
Nereye dönsem binlerce dolara mal oluyor. 10,000 buraya, 10,000 şuraya.
Every time I turn around, it costs thousands of dollars. 10,000 here, 10,000 there.
Bir sonraki yarışta 500 dolara 10.000 dolar verecek ama 500 dolar koymalısın.
$ 500 will get you $ 10,000 on the parlay... but it's got to be $ 500.
Hedeflediğimiz 20 bin dolara ulaşamadık ama maalesef satılacak eşyamız kalmadı.
It's a wee bit short of our goal of 20,000 but unfortunately, we seem to have run out of articles to auction.