000 dolar var translate English
727 parallel translation
- Orada 1000 dolar var.
- There's $ 1,000 there.
İşin ucunda 250.000 dolar var.
There's $ 250,000 at the end of the line.
Hesaplarımda ödenmeyi bekleyen 100,000 dolar var.
I've got over $ 100,000 standing out on my books.
- Bizi bekleyen 2,000 Dolar var.
- There's $ 2,000 waiting.
- Ama burada 25,000 dolar var.
- But you have over $ 25,000.
Çantanın içinde, 50.000 dolar var.
Inside the bag, there's $ 50,000.
Bu arabada 100,000 dolar var.
There's $ 100,000 on this stagecoach.
50 km kadar ileride tam 350,000 dolar var.
It involved $ 350,000.
Kasanın içinde de 10.000 dolar var, belki daha bile fazlası.
And inside that safe, 1 0 grand, maybe more.
Arada kayıt dışı 2000 dolar var.
That's $ 2,000 unaccounted for.
Benim aklımda 5.000 dolar var. Bu şekilde fitleşiriz.
So I figured 5.000 and We'll call it square.
Şu arkada duran adam var ya... az önce onun için bin dolar verdi.
You know, that fellow back therel just offered him 1,000 bucks!
Sayman raporuna göre bu yıl 180.000 dolar açık var.
The treasurer reports a deficit of $ 180,000 for the current year.
Jeff Wilson'ın birine 10.000 dolar borcu var.
One Jeff Wilson owes $ 10,000.
7500 dolar az değil, ama müşterimin 10.000 dolara ihtiyacı var. Nedeni malumdur sanırım.
$ 7,500 is a pretty penny, but my client needs $ 10,000... for reasons that should be pretty obvious by now.
3000 dönümlük bir arazim var. Çöpe atmaya kararlı olduğun... değeri en az 10.000 dolar olan 1.500 büyükbaş hayvanım var.
I got a 3, OOO-acre ranch... and 1,500 head of cattle worth at least $ 10,000... that says you don't want any part of it.
- 50,000 dolarım var.
- I've got $ 50,000.
Bana bir bilezik vermekle, kargoyla getirtip hiç görmeyeceğin bir heykele 100 bin dolar vermek arasında ne fark var?
What's the difference between giving me a bracelet or giving someone $ 100,000 for a statue you'll keep crated up and never look at?
Leo'nun arkadaşında 90 bin dolar değerinde Union Pacific tahvili var.
Leo's friend owns $ 90,000 worth of Union Pacific bonds.
- Şu an 99 bin dolarım var diyelim ama bu şeyi inşa edecek olsam -
I've got $ 99,000 now... but if I was to build this thing, I might –
Devam et. Bu pakette beş bin dolar var. Ama herhangi bir güçlükle karşılaşırsan ona sadece paranın bir kısmını ver.
There's $ 5,000 in that package, but if you run into any kind of difficulty, don't let him have but part of it.
- 2.000 dolarım var.
Here's $ 2,000. This'll tide us over till the bank reopens.
8.000 doların var mı?
You don't happen to have 8,000 bucks on you, do you?
60,000 doların var, hemen bırakabilirsin.
You have $ 60,000, you could stop right now.
Oynaman için 25,000 dolarım var.
I've got $ 25,000 for you to play with, two two.
Sana ait nakit para var burada, 200 bin dolar değerinde.
There's some loose cash here belongs to you, $ 200,000 worth.
St. Anthony'nin 170,000 doların üstünde borcu var.
St. Anthony's debt is now over $ 170,000.
Bana 187,000 dolar borcu var hala ödmedi.
He owes me $ 187,000 and he won't pay up
Bahse varım kostümler 50.000 dolar tutmuştur.
I bet the costumes cost $ 50,000.
Sendikaya kayıtlı, aidat veren 2000 üye var. Yıllık 72.000 dolar yasal kazanç demek bu.
I got 2,000 dues-paying members in this local, that's $ 72,000 a year legitimate.
Yaklaşık 10 bin dolar var.
There's close to $ 10,000.
3.000 dolarım var.
I've got 3000 in the bank.
Sana 1000 dolar borcum var, 1000 olsun.
Make it the $ 1,000 I owe you.
Dahasi da var. Kellene 1000 dolar ödül koymus.
Oh, and what's more, he's put a price of $ 1,000 on your head, dead.
Elimde Kraliyet Crown Viski Şirketi'nin 50.000 dolar çeki var.
I have a check for $ 50,000 from the Royal Crown Whiskey Co.
Burada 10,000 dolar var gibi görünüyor, tamam.
Looks like the 10 grand is here, all right.
1000 dolar veren var mı?
Now who'll say $ 1,000?
2000 dolar dendi. 2500 veren var mı?
$ 2,000 is bid. I have $ 2,000. Do I hear $ 2,500?
1000 dolar dendi. 1200 var mı?
$ 1,000 is bid. Go $ 1,200.
seninle ve 5.000 dolar arasında karar vermek zorunda olan bir adam var, Mrs. Lowe.
Sure would put a man to the test having to decide between you and $ 5,000, Mrs. Lowe.
Bana 5.000 dolar borcu olan De Leon diye bir adam var.
There's a fellow named De Leon who owes me $ 5,000.
Yani şimdi sizin çiçek almak için iki bin dolarınız mı var?
? Ten? Is 2,000-dollar to spend on flowers?
Artık 10.000 doların var.
Now you have $ 10.000.
Yani üç saattir kapitalistim ve 10 bin dolar borcum mu var?
I have been a capitalist for three hours and already I owe $ 10,000?
Bir adam var. Kulüp sahibi. Sana yirmi bin dolar borçluyken öldürülüyor.
There's a man who owns a joint, gets knocked off owing you $ 20,000.
Kocanın 40,000 dolar borcu var, bunun 15,000 doları da benim param çünkü su ürünleri şirketine bu parayı yatırmıştım.
It's because he has sunk $ 40,000, including $ 15,000 of my money into a company that makes seaweed for people to eat.
Evet, peki bizim arabada ne kadar var, 200,000 dolar,... o zaman hepimiz gözümüzü dört açsak iyi olur.
Yes, with the $ 200,000 we took in the car... We'd better open our eyes.
Şimdi 4 ölümüz var ve ben 4000 dolar koyacağım.
Now we got four dead, I'll put up $ 4,000.
Sana paranı geri veririm, 10 000 dolarım daha var, görüy...
I will make your money with 10 000.
Ve siz en iyisi 10.000 doları hazırlayın çünkü sırada McCord var.
And you better get that ten grand together...'cause it's McCord We'll bring in next.
Sam Amca'ya hala 137.000 dolar artı faiz borcunuz var.
On account of you still owe him $ 137,000, plus interest.