50 translate English
31,357 parallel translation
50 yıl sonra ben 75 yaşında olacağım.
In 50 years, I'll be 75.
Oradaki ailelere göndermek için elli dolar toplamıştı.
She raised $ 50 to send to the families.
Hatta yeni bir rekorumuz var. 50 milyon ziyaretçiye ulaştık.
We actually set a new record, topping 50 million visitors.
50. yıldönümümüzü görecek kadar yaşamak istiyorum.
_ _
Cildine 50 tane dikiş atılmış.
She had to get 50 stitches.
Ülkedeki televizyon ve gazetelerden 50 muhabir var.
There are 50 reporters from every newspaper and television station in the country.
Bebek hâlâ ters, o yüzden bu noktada yüzde elli sezeryan yapma ihtimalimiz var.
Now the baby is still breech, so at this point, there's a 50 / 50 chance we'll need to perform a Caesarean.
Birisi sana % 50 ihtimalden bahsediyorsa bu onun olmayacağı anlamına gelir.
When someone says something's 50 / 50, that's supposed to mean it's not gonna happen.
Kurban Mel Cleghorn. 50 yıl önce kız arkadaşını öldürmekle suçlanmış.
- The victim was Mel Cleghorn. 50 years ago, he was charged with the killing of his girlfriend.
50 dolarlık bir davaya bir yargıç başkanlık eder mi?
Will a judge preside over a $ 50 suit?
Ve sen 50 dolarlık dişçi faturasıyla bir lokantayı mali krize sokmak istiyorsun.
And you want to bring a diner to financial ruin over a $ 50 dental bill.
50 dolarlık dişçi faturasını mahkemeye taşımanın saçma olacağını fark ettim.
I-I realize that bringing a $ 50 dentist bill to court is ridiculous.
Diyelim ki % 50?
Let's say, perhaps, 50 %?
% 50 mi?
- 50 %? - Mm-hmm.
% 50 o zaman.
50 % it is.
Ama biz onun tipi değiliz çok kötü oldu, çünkü o 50 yaşındaki oyun bağımlısının parasında gözüm vardı.
Oh, but we're "not his type," which is a shame, because I really wanted some of that 50-year-old video-game-addict money.
Koton % 50 indirim yaptığını iddia etti ama linke tıkladığımda % 50'ye varan indirimler yazıyordu.
J. Crew claimed to have a 50 % off sale, but then I clicked on the link, and it was an "up to" 50 % sale.
iki hafta önce 50'ye girdim. ve bazı kültürlerde kadının yapması...
Technically, it was my 50th like, two weeks ago, and in some cultures, it is actually, like, customary
Yaklaşık 50 farklı dramadır buradayım sanırım.
Uh, I've been here for about 50 different dramas, I think.
Buraya 50 kilometre uzaklıkta.
About 30 miles away.
21 : 50'de Los Angeles uçağım var.
I have a 9 : 50 flight to LA.
Jimmy Iovine, Apple Müzik ve Tim Cook, vasatlığa doğru kano yolculuğuna çıkmışlar, ve 50 yaşının altındaki herkes bunu biliyor.
Jimmy Iovine and Apple Music and Tim Cook are on a canoe ride to mediocrity, and everyone under 50 knows it.
Evet, ahbap, en azından 50 kişinin partiye geleceği gibi.
Yeah, dude, like, at least, like, 50 people are coming to the party.
100 metre, gerçekten bu kadar derine inebiliyor mu?
50 fathoms - can it really drain so deep?
50 adam mı?
50 men?
50 pound para veya üç ay hapis cezasına çarptırıldın.
Fined £ 50 or three months'imprisonment.
Trevithick, motorunun en az 50 yıl kullanılması gerektiğini düşünüyor.
Trevithick reckons his engine should last 50 years.
Dostum, üç hafta önce sana 50 tane verdim ya.
Dude, I gave you like 50 three weeks ago.
Tamam, şimdi 50 tane daha lâzım.
Okay, now I need like 50 more.
Tansiyon 7-5.
Pressure 70 / 50.
50 yaşının üzerinde kimseden hediye kabul etme.
Yeah, never accept a gift by somebody over 50 years old. They will own you.
Pekala, Bay Washington.
[Stark] The truth is, she hasn't lived over here in 50 years.
Burayı yıkacağım ve sonra parayı alıp ne yapacağım?
I'm gonna tear this down and then get the money and live, what - I'm 50 years old.
- 50 yaşına geldim.
- Give it to your kid.
Smokin giyen 50 kişi. Çılgınlarca çalıyorlar.
And it's like 50 guys in their little tuxedos, and they're playing their hearts out.
Ayrıca ortaklarımızın sadece % 50'sini Evan Smith'e kaybederiz diyen de sendin.
- And you also said we'd only lose 50 % of our partners to Evan Smith.
Büyükannesiyle buradan 15 metre ötede tanıştım.
And I met his grandmother 50 feet from here.
Evliliklerin % 50'si boşanmakla bitiyor ve daha fazlası da "keşke boşansaydık" diyor.
50 % of marriages end in divorce and many more report that they wish they could.
Ama telefonu kapadığımda, fark ettim ki 50 dakikadır annemle konuşuyordum. Chris ise hala saunadaydı.
But when I hung up with my mom, I realized that I had been on the phone with her for 50 minutes, and Chris was still in the steam room.
- Yüzde elli.
It's 50 / 50.
Eminim öyledir. 50'li yıllarda herkes liseyi severdi.
I bet. Everybody loved high school in the'50s.
Başlangıç olarak 50 yaşında birinin tansiyonuna sahip 17 yaşında bir gençsin.
For starters, you're 17 with the BP of a 50-year-old.
Bir konuyu açıklığa kavuşturalım. Liseye 50'li yıllarda gitmedim.
To be clear, I didn't actually go to school in the'50s.
- En fazla 50 kg.
- 110, soaking wet.
- Aynı anda elli kişi işten çıkarıldı.
We let 50 people go at that time.
- 50 kişi birlikte çalışmış.
- 50 people altogether.
O zaman neden beni görmek için sabırsızlandığını söyleyen 50 mesaj aldım ondan?
So then, why do I have about 50 texts from him saying that he can't wait to see me? - What?
- Düşünüyordum da... - 50 yaşındaki bir avukata ihtiyacım yok Jack.
And I was wondering... I don't need a 50-year-old associate, Jack.
Muhtemelen 50 yıl boyunca aynı kavgayı edeceksiniz.
You'll probably have that same fight for 50 years.
50'lerimdeyim.
I know he doesn't like to say no to you.
- Evet, veritabanında kayıtlı saldıradan önceki ve sonraki dört ayı kapsayan ve 50 km mesafede gerçekleşen tüm benzer olayları takibe almıştım.
Yeah. I, uh - - I flagged every similar crime in the database