Akşam translate English
70,548 parallel translation
Bu akşam işin var mı? Yok.
- What are you doing tonight?
Akşam ne yapacaksın?
What are you up to tonight?
Dün akşam konuştuklarımızı hatırlayın.
Remember what we talked about last night.
Akşamı bu adamla geçirdiniz.
You spent the evening with this man.
Akşam güzel miydi?
Nice evening?
Geri gideceğinden dün akşam bana bahsetmişti.
He mentioned to me last night he was thinking of heading back.
Akşam gidiyor muyuz?
Are we still on for tonight?
Ayrıca akşam 8'le sabah 8 arası sokağa çıkmanız yasak olacak.
You will also abide by a curfew between the hours of 8pm and 8am.
Bu akşam bir randevuya çıksak nasıl olur, örnek vatandaş?
How about a date tonight, model citizen?
Ve siz de Dr. Whitcombe'sunuz binanın geri kalanı kapalıyken, akşamın 9 : 30'unda beni bu gizemli buluşmaya davet eden adam.
And you're Dr. Whitcombe, the man who invited me to this mystery meeting at 9 : 30 at night when the rest of the building's closed.
- Bu akşam burada lazımsın.
- Tonight I need you here.
Bu akşam Teksas'ın en güzel üç kadınıyla kutlama gidiyorum.
_
Bu akşam esaslı bir topluluk bulunacak burada.
Should be a good group tonight.
Akşam yemeği yarım saat sonra!
Dinner is half an hour!
- Akşam yemeği.
- Dinner.
Akşam yemeği için sigara.
Cigarette for dinner.
O hâlde Eli'ı resmî olarak yarın geceki dışarıda akşam yemeğime davet ediyorum.
So, I'm officially inviting Eli to my dinner out tomorrow night.
"Akşam yemeğinde, biftek yenir. Çok güzel domuz eti."
Pork, be inspired.
Sabah ve akşam, 32-34 birim insülin alıyorum. Her gün.
I take insulin in the morning, insulin at night, 32-34 units, of insulin.
Sen geldiğinden beri her akşam pilav hazırladım.
Well, I have prepared some rice every night since you arrived.
Bu akşam 11'de, Sheba.
11 : 00 tonight, Sheba.
Sana hala güvenebileceğim, bu akşam kaçacağımız konusunda bana söz ver.
Just promise me I can trust you, that we're still doing this tonight.
- Akşam yemeğinde söyledi.
He told me at dinner.
O akşam 10 : 30'da Hannah Keating polisi aramış.
Hannah Keating called the police at 10 : 30 that night.
Yani, yangın akşamı sizi 20 : 52'de araması garipti?
So it was odd that she called you at 8 : 52 p.m. the night of the fire?
Pekii Keating sizden o akşam başka bir şey yapmanızı istedi mi?
And did Keating ask you to do anything else for her that night?
O akşam 10 : 53'de ofise girdiğinizi gösteren kayıtlarımız var.
We have records showing that you swiped into the clinic at 10 : 53 p.m. that night.
Aslında Frank'i o akşam bodrumda görmediğini söylediğin sürece..
So unless you're here to say you didn't actually see Frank in the basement that night...
O akşam evindeydim.
I was at your house that night.
Biri telefonumu kontrol ederse o akşam orada olduğumu anlar.
If anybody checks my phone, they'll see I was at the house that night.
Bir düşün, neden o akşam hastaneye gelmesi o kadar uzun sürdü?
- Think about it, why it took him so long to show up at the hospital that night.
Bu arada, o akşam seni eve çağırdığını bana hiç söylememiştin.
By the way, you never told me that she called you over to the house that night.
Onlara Nate'nin o akşam evde olduğunu söyle.
Tell them Nate was at the house that night.
O akşam sesli mesajını kontrol ettin.
You checked your voicemail that night.
O akşam Annalise'nin evine gittin, değil mi?
You went to Annalise's house that night, didn't you?
Wes'in öldüğü akşam bu numaradan aranmış.
Okay, so, she received a call from this phone number on the night Wes died.
İfadenize göre o akşam kendisi de sizin olduğunuz gibi evdeydi.
She was in the house that night, as were you, according to your confession.
Polise onun olay akşamı evde olmadığını söyleyerek.
By telling the police that she wasn't at the house that night.
Bayan Castillo o akşam olanlar hakkında ışık tutacak yeni şeyler hatırladı.
New evidence about that night has come to Ms. Castillo's recollection.
- Dün akşam 19 : 00 civarı. Ciddi misiniz?
- Last night around 7 : 00 p.m.
Wes o akşam bir sesli mesaj bırakmıştı.
Wes left a voice-mail that night.
Akşam yemeği için burayı önerir misin? Şehir dışından geliyorum ve New York'a berbat bir yemek için gelmedim.
I'm from out of town, and I didn't come to New York for terrible food.
Suç akşamından bu yana yanlış kişilerden şüphelendiği için büroya karşı inatçı davrandı.
Since the night of the crime, he's been adamant our office has had the wrong suspects. I had no hard evidence till I found the voice-mail.
Bu akşam yemek yapıyormuşuz.
I hear we're cooking tonight?
Bak, aslında Larin beni cuma akşamı
You know, um... Actually, Larin invited me to a thing on Friday night.
Bu akşam Amerika'ya gidiyoruz.
Leaving for the U.S. tonight.
Akşam vakti oraya gidemezsin.
You can't go out there at night.
Akşam 23 : 51'de havaalanında kapatıldı... New York'a, sizin onun oyununu sonsuza dek bitirmek üzere bekleyeceğiniz yere havalanan bir uçaktan 20 dakika önce.
It was turned off in an airport terminal at 11 : 51 p.m... 20 minutes before a direct flight to New York where you'll be waiting for him to put this game to bed for good.
HEPSİNİN ÖTESİNDE, AKŞAM YEMEĞİNDE BİFTEK YENİR.
Beef, it's what's for dinner.
O akşam Annalise'nin telefonunu temizlemiştim.
I erased Annalise's phone that night.
O akşam bıraktığı sesli mesajda bunu itiraf etti.
He confessed to it on the voice-mail he left that night.