Aldim translate English
395 parallel translation
Bedavaya aldim, sadece 1 500 dolar.
I picked him up for a song, only $ 1500.
Yeni aldim.
I just bought him.
Para olsa. Tüyo aldim.
Say, if we only had some dough.
- Bilmedim. O yüzden unutmabeni aldim.
- I didn't, so I got you forget-me-nots.
Evet Bay Gutman, aldim.
Yes, Mr. Gutman, I got it.
Sakat bir dilenci elinden almisti bunlari, ben de geri aldim ondan.
A crippled newsy took'em away from him. I made him give'em back.
Evet bayim, ben aldim.
Yes, sir, that I did.
Çok yüksek bir risk aldim.
I took a calculated risk.
Aldim.
I got it.
Bir süre önce eyalet çiftliginden bir telefon aldim. Hearst, Bubber'in kaçtigini söylüyor.
I got a call a while ago from the state farm and Hearst says that Bubber's busted out.
NOBİLE'DEN TELSİZ SİNYALİ ALDIM.
HAVE PICKED UP RADIO SIGNAL FROM NOBILE.
NOBİLE'DEN ACİL YARDIM SİNYALİNİ BEN ALDIM.
IT WAS I WHO HEARD THE S.O.S. FROM NOBILE.
Evet, notunuzu aldim bosta bir memur olursa derhal yollarim.Ozur dilerim, bayan.
Yeah. Well, I'll report it and try to get them out as soon as possible. I'm sorry, miss.
Gorevi aldim.
I took the mission.
Bunu gecen baharda, Mount Prospect sehrindeki polis sergisinden aldim
I picked it up at the Mount Prospect City Police Auction last spring.
- Sana bir hediye aldim.
- Brought you a present. - You did?
Ödünç aldim.
I borrowed them.
Soldakini ben aldim.
I'll take the one on the left.
Elestirmenlerin olumlu görüslerini aldim.
I did nine plays up at Syracuse. I got great reviews from the critics.
- Sana birsey aldim.
- Come on in. - I brought you something.
Tüm çekimi yeniden ele aldim, biraz puslucana olan sonu da katarak, uçurumda tepemize binen rüzgarin kuvveti altinda titreyen kare :
I picked up the whole shot again, adding the somewhat hazy end, the frame trembling under the force of the wind beating us down on the cliff :
Bati'nin görünürde olana tahammül edilmez düskünlügünün ölçüsünü aldim ; var olmayandansa var olana... söylenmemis olandansa söylenmis olana ayricalik taniyan, hiç vazgeçmeden...
I took the measure of the unbearable vanity of the West, that has never ceased to privilege being over non-being, what is spoken to what is left unsaid.
- Durdurma emri aldim.
I've been ordered to abort.
Sevgili Juan, Gönderdigin karti aldim.
Dear Juan, I got your letter.
"Liseyi bitirdikten sonra Cornell Koleji'nde Veterinerlik okudum ve köpek ameliyatinda Leon Reiner Ödülü aldim."
"After graduating high school I attended Cornell College of Veterinary Medicine where I was awarded the Leon Reiner Prize for canine surgery."
Adinizi Susan Drew'dan aldim.
I got your name from Susan Drew.
Hayir, kasete aldim.
No, no, I didn't, I taped it.
- Aldim. - Hey.
- I've got it.
Fakat ben birinden isin benim olacagina dair iyi bir bilgi aldim.
But I had a very good indication from someone that the job was mine.
Evet, ben bir randevu aldim.
Yes, I've taken an appointment.
- Tabagi ben aldim.
- I have a plate.
Fahisenin dairesinden 700 sterlin aldim.
I got £ 700 from the hooker's apartment.
- Hayir, onu güvenceye aldim.
- Oh, purely for safekeeping. - Why?
- Önlem aldim da ondan.
- They have taken precautions.
Gördüm. Elimde duruyordu, sadece aldim.
I saw it. lt was in my hand, I just took it.
Sadece aldim. Memnun etmek istedim.
I just did it.
Sadece aldim.
I just took it.
Seni o yüzden ise aldim.
That's why I hired you.
Aldim!
Got it! - Hey!
Onu aldim.
I have it up here.
Ah, Köpegi hayvan barinagindan aldim.
Uh, I got the dog at the pound.
Ama isi aldim, ve tesekkür etmek için ariyorum.
But I got the job, and I just called to say thanks.
Asistanïnïz olma emri aldïm.
I've just been detailed to be your assistant.
L.A. Den aldïm, Kanada'ya gemiyle götürdüm.
I picked it up in L.A., ferried it to Canada.
Yükleme bilgileri için onunla görüşme emri aldïm.
- For shipping information. I have orders to contact him.
Arkadaşïmïn evinde birçok mesaj aldïm.
I received several messages at my friend's house.
- O yüzden kus üzümü aldïm.
- That's the reason I took the raisins.
Yemek davetiyesini aldïm ama ana yemegin ben olacagïmï bilmiyordum.
I got your invitation to dinner but I didn't realize I'd be the main course.
Yïllar önce aldïm.
Had it for years.
Bu aksam yemekte Chanel No. 5'inizin kokusunu aldïm.
At dinner tonight I smelled your Chanel No. 5.
Sentinel kokusu aldim!
I smell Sentinels.