English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Araştırdım

Araştırdım translate English

3,692 parallel translation
Diğer mekanlarını da araştırdım.
I pinged some of their other locations.
Ronnie Holland'ın telefon kayıtlarını araştırdım.
'I trawled Ronnie Holland's phone records.
Hapishaneleri, hastaneleri, hatta morgları araştırdım.
I tried jails, hospitals, even morgues.
Evet martini çok araştırdım Herhangi biri onu çok iyi tanıdığını söylerse tüm söyledikleri kesinlikle safsata.
Yes, I've studied Martin, but if anyone says they truly know him, they're full of shit.
St. Michael's Hastanesi'ndeki kayıtları araştırdım ve bakın kodların arasında gömülü olan neyi buldum.
I searched the records at St. Michael's Hospital, and look what I found buried in the code.
Sinatra'dan Snooki'ye kadar her şeyi araştırdım.
I've searched everything from Sinatra to Snooki.
Julian'ın adresini araştırdım mekan boş çıktı.
Checked out that address for Julian, the place was empty.
Biraz araştırdım, kullanan sayısı az değil.
I've looked into it, and they're not that uncommon.
Orayı araştırdım.
I looked it up.
Plakasını araştırdım, 2009'da üretilmiş bir Ford Minibüs.
I ran the plate, and it came back to a 2009 Ford Econoline van.
Helen Cantera'nın geçmişini araştırdım.
I ran background on Helen Cantera. She's originally from Arizona.
Araştırdım ama hiç bir veri tabanından sonuç alamadım.
Yeah, I ran them, but there were no matches in any of our print databases. Well, of course there wasn't.
Bu kasabayı araştırdım, artık kime güveneceğimi bilmiyorum.
I look around this town, I don't know who to trust anymore.
Google'da sizi araştırdım ve lise beyzbol takımında bile oynamadığınızı öğrendim.
I found out that you didn't even play high school baseball.
Bulduğun Pakistanlı adamın bilgilerini araştırdım.
Yeah, I've run the stats on the Pakistani man you found.
Dükkan'ın bağlantıda olduğu bütün tesisleri araştırdım.
I tracked down all the Shop facilities he'd been talking to.
Cat, ben araştırdım.
Cat, I looked into it.
Birkaç yer araştırdım zaten.
I already have a few leads.
İlk olarak bunun nedenini araştırdım.
I looked into the reason behind that first.
Kurbanın ailesini araştırdım.
Yes, I notified the victim's family
Ben adamı araştırdım.
I checked him out.
Araştırdım, kendisi Kolombiya eski özel kuvvetlerinden.
I've looked into him. Ex-Colombian Special Forces.
Üç tanığı araştırdım üçünün de son beş yıl içinde gerilla partisiyle ilişkisi olmuş.
I looked into three of the witnesses, and all three were affiliated with a guerilla faction within the last five years.
- Araştırdım tabii.
Sure I did.
Seni araştırdım Rebecca ve sen haksız fesih davalarına bakmıyorsun.
I have checked you out, Rebecca, and you don't handle wrongful termination suits.
Çoktan gizlice eşyalarını karıştırdım, bilgisayarındaki tarama geçmişini araştırdım.
And I've already snooped through all his stuff... gone through the browsing history on all his computers.
Çözülmüş çözülmemiş tüm cinayetleri araştırdım. Bir şey yok.
I ran it against all solved and unsolved homicides... nothing.
Tarel Birkin'i didik didik araştırdım.
I checked into Tarel Birkin.
Charlie Skinner ve MacKenzie McHale bana Jerry Dantana dedi bu yüzden Maggie Jordan'ı değil Jerry Dantana'yı araştırdım. - Şey...
Charlie Skinner and MacKenzie McHale told me Jerry Dantana, and Jerry Dantana is who I had investigated, not Maggie Jordan.
Şu tüfek olayını araştırdım.
I followed up on that rifle tip.
Avustralya'ya döndüğümde otelin ismini araştırdım. O zaman anladım.
When I go back to Australia I goggled the name of the hotel and I found out.
Tavuk satan bir restoran. Araştırdım o kadar.
IT'S A CHICKEN-BASED RESTAURANT, I RESEARCHED THAT.
Ama iyice araştırdım.
But I did my research.
Siegel'ın rozetinde bulduğun kartı da araştırdım.
Listen, I also ran the card that you found in Siegel's badge.
Evet, araştırdın mı?
Yeah, did you look for it?
- Bay Grayson'ı araştırdığımdan haberleri var.
They're aware that I'm investigating Mr. Grayson. Please.
- Plakayı araştırdın mı?
- So did you run the plate?
Big Pines Timber, araştırdığım bir arazi üzerindeki ruhsat iznini yeni çekmiş.
What's that? Big Pines Timber recently pulled the permit on a piece of property I was looking into.
Tamam, Google'de araştırdım.
- All right, I Googled it.
Polis departmanındaki arkadaşım da plakayı araştırdı ama bir şey bulamadı.
My friend at LAPD ran the van's plates... nothing.
Araştırdım.
I looked it up.
Castle şu araştırdığım dosyayı hatırlıyorsundur.
Castle, you know that case that I've been investigating?
Çocuğun geçmişini araştırdın mı?
Did you ever run background on the boyfriend?
Kaynağım polisin onu araştırdığını söyledi.
Source told me the police are looking at him.
Kadına karşı olan meylinin sebebini araştırırdım.
I'd go after the object of his affection.
Ama birini araştırdığım zaman, bunu çok iyi yaparım.
But when I investigate someone, I do it very well.
Tamam ama bir olay fazlasıyla pürüzsüz olduğunda ben olsam onu araştırırdım.
OK, but if a case looks too good to be true, I'd want to know why. Check it out for myself. They did.
Bütün bunların seni araştırdığım için mi olduğunu sanıyorsun?
You don't think the reason that I arranged all of this is because I looked into you?
Ama yedi aydır araştırdığımız halde kim olduklarını bilmiyoruz.
We don't know who they are and we've been looking for seven months.
Sana bir cinayeti araştırdığımızı hatırlatmak isterim.
I remind you we are investigating a murder.
FBI'a hakkımda araştırma mı yaptırdın?
Did you have the FBI run a background check on me?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]