Araştırın translate English
4,085 parallel translation
Pekâlâ, Cho'yla birlikte bunu araştırın.
Okay, you and Cho look into it.
Geçmişini araştırın.
Dig into his past.
Annesini de araştırın.
And check out his mother.
Siz büyütecinizi ve muhteşem beyinlerinizi alıp o evde görünen ne varsa hepsini iyice araştırın.
While you take your hand-lens and your great brains and apply it to whatever chimes in those rooms,
Bölgedeki ev sahipleri ve muhit sakinlerini araştırın.
Check with homeowners and the residents in the area.
- Frost, Frankie. Siz ikiniz araştırın.
Frost, Frankie, you guys do the search, okay?
Ziva, McGee, doktor'un deneklerinin geçmişlerini araştırın.
Ziva, McGee, background on the doctor's test subjects.
Araştırın bakın millet.
Look it up, people.
Ortalama hizmet sürelerini öğrenin ve sonra bu zaman çerçevesi ve bu yarıçap içindeki bütün birimleri detaylarına kadar araştırın.
Get the average life span of them and then get the details of all units installed within this time frame and within this radius.
- İyice bir araştır. Bir şey çıkmasın.
Get down the Broad, make sure they don't.
Senin Sınır Koruma işinle benim araştırmamın çakışması ne garip.
You know, it's funny that your customs job happens to intersect with my investigation.
Aylardır şirketin en iyi araştırmacılarını bu işte çalıştırıyorum.
I've had the firm's top investigators on this for months.
Ben etrafı araştırıp ortalığın kızışmasını sağlıyordum.
I'd scope it out, make sure it was still hot.
Şu yapay döllenme olayını ne kadardır araştırdığımı biliyorsun.
You know I've done thorough research on this whole insemination thing.
Babamın patlamadan hemen önceki dosyalarını araştırıyorum.
Been searching my father's files from right before the explosion.
Susan Wright'ın, Danny'nin öldüğü gecedeki görgü tanığı araştırılıyor.
Susan Wright's alibi for the night of Danny's death checks out.
Ama sonra adamın henüz elden çıkardığı bir araba araştırılırken yardımcılarımdan biri kızlardan birine ait olan bir kolye buldu.
Um... but then during a... search of a car that he'd just sold... .. one of my DS's found a pendant..... belonging to one of the girls.
Işık, mesafe ve görme keskinliğini göz önüne alındığında..... vakaların % 35'inde yanlış görgü tanıklığı yapıldığı araştırmalar tarafından kanıtlanmıştır.
Many studies have indicated that eyewitness identifications can be wrong in up to 35 % of cases when you account for lighting, distance, and visual acuity.
Bu kemikler ortaya çıkınca her an Maura'nın araştırıp Sofia'nın doğmamış bebeğiyle Ticker'ın DNA'sının eşleşeceğini biliyordu.
Once those bones surfaced he knew it was just a matter of time before Maura identified Sofia and tied Tucker's DNA to their unborn baby.
Eğer TESHA'nın bu işin üstünü kapatmasında bana kanıt vermezsen, ve seni koruyacağıma dair bana güvenmezsen, o teknoloji şirketini iyice araştırırım..
If you don't give me proof of the TESHA cover-up and trust that I will protect you, I will look into that tech company...
Yetkililer Rickers'ın katilini araştırıyorlar, ama halen hiç şüpheli yok.
Authorities are investigating Vickers'murder, but they currently have no suspects.
Polislere gidip de araştırdıkları cinayetin kızımın kaçırılmasıyla bir ilgisi olduğunu da söyleyemem çünkü Jake'i tehlikeye atmak istemiyorum.
I can't go to the cops and tell them that the murder they're investigating has to do with my daughter's abduction, and why, because I don't want to jeopardize Jake.
Eh, ben sıkıldığım zamanlarda netten nasıl bomba yapıldığını araştırıyorum.
Well, when I'm bored, I like to look up how to build bombs on the Internet.
CBI'ın içindeki bir güvenlik açığını araştırıyorum.
I'm investigating a security leak inside CBI.
Calvin Ghetts, ailesinin öldüğü yangını araştırıyordu.
Calvin Ghetts investigated the fire that killed his family.
Chuks, Stephen Beaumont'u araştırır mısın?
Chuks, run a check on Mr Stephen Beaumont, would you?
Araştır, adını temize çıkar.
Investigate, clear his name.
Sınırlı araştırmalarımıza göre eğer halüsinasyonlar görmeye başladıysanız ameliyatın size faydası olmayacaktır.
From our limited research, if you are already experiencing hallucinations, this surgery will not help you.
DiNozzo, Amiral'ın emrindeki Yüşbaşı Carlton Mane'i araştır.
DiNozzo, run the admiral's aide, Lieutenant Carlton Mane.
Bilim insanlarının araştırmalarına göre su, verimliliği % 20 artırıyormuş. Gerçekten mi?
Scientists say that it increases your productivity by 20 %.
Eğer bunu araştırırsan, bir kez daha Muirfield'ın hedefinde olacaksın.
Okay, you start looking into this, you're gonna end up In the crosshairs of muirfield once again.
Flight Urwin'i bul. - Bu geniş alanı onunla araştır, arabasını bul.
Flight, find Urwin, cover this stretch of ground with him, find his cart.
Onları araştırttın, itiraf et. - Hayır, efendim!
You run them - confess it.
Gündüz vardiyasındakiler bu bölgede olan bir takım haneye tecavüz olayını araştırıyor.
Day shift has been investigating a series of home invasions in this area.
Boşalma anının başlangıcından itibaren tüm cinsel tepkilerin olduğu döngüyü araştırıyoruz.
We're investigating the entire cycle of sexual response, from initial excitement through to climax.
Bu kemikler ortaya çıkınca her an Maura'nın araştırıp Sofia'nın doğmamış bebeğiyle Ticker'ın DNA'sının eşleşeceğini biliyordu.
Once those bones surfaced, he knew it was just a matter of time before Maura identified Sofia and tied Tucker's DNA to their unborn baby.
Performans arttırıcı ilaçların geliştirilmesi için gizli bir laboratuvar araştırması yapıyormuş.
She was investigating a private lab that was developing performance-enhancing drugs.
Büyük kümeleri görmezden gelip sınırları araştırırsak.
So we ignored the bigger clusters and tracked the outliers.
Ben Maliyedeyken, hapishane arabulucularını araştırırdık.
But when I was at Treasury, we looked into prison brokers.
- Tüm bunlar da nedir? - Olivia Sutton'nın 911 çağrısını araştırıyoruz.
- We're just following up on the 911 call made by Olivia Sutton.
Hemşirenin telefon kayıtlarını ve evindeki parmak izlerini araştırıyorlar.
We're waiting on the nurse's cell phone records, fingerprints from her apartment.
Podcast yayını nasıl yapılır bilmiyorum ama bir araştır derim.
Well, I don't know how you get a podcast, but you should look into it.
Doğru olmayan bir şeyi var ama ne olduğundan emin değilsin hissine kapıldığında anlarsın, işte onu araştırıyorsun.
Well, whenever you get that feeling you know something's not right but you're not sure what it is, look for that.
Biz cerrahlar, insan bedeninde bulunan hücre doku ve organların çapraşık ağının arkasında yatan sırları araştırırken işler sarpa sardığında...
And while, as surgeons, we study the secrets behind the human body's intricate network of cells, tissues, and organs, when things go wrong...
Sam Giancana'nın haraç kesme olayını araştırıyorum!
I'm investigating Sam Giancana for racketeering!
Cinayet Masası dedektifleri araştırıyorlar ve konu hakkında bilgisi olanların Los Angeles Şerif Departmanı'na başvurmasını istiyorlar.
Homicide detectives are investigating and anyone with information is asked to please contact the Los Angeles County Sheriff's Department.
Benim için kurdeşeni araştırır mısın?
I need you to search hives for me.
Eğer istiyorsan mahkemeye git, izin belgesi al ve Holly'nin mekanını araştır.
If you want, go to the courthouse, get a warrant, search Hol's place.
Bayan Sciuto, Meksika hükümeti tarafından, bir uyuşturucu bağlantılı vurulma olayının araştırılması için işe alındı.
Ms. Sciuto was hired by the Mexican government to investigate a drug-related shooting.
Sonra internete girdim ve araştırıp babanın hayatta ve sağlıklı olduğunu ve Northbrook Illinois'de yaşadığını buldum.
And then I got on the internet and did a search and found out that your daddy is alive and well and living in Northbrook, Illinois.
1905'den beri bütün istimlak davalarını araştırıyordum.
I've been researching every eminent domain case ever tried, starting with 1905.