Az daha unutuyordum translate English
183 parallel translation
Az daha unutuyordum, işin bitince, yanına bir at daha alıp... Del Rio sınırına doğru 10 km gidip Hank'i alır mısın?
I almost forgot, when you're finished, will you take an extra horse... and go six miles out the Del Rio Pike and pick up Hank?
Oh, az daha unutuyordum.
Oh, I almost forgot.
- Duydun mu? - Yok canım! Az daha unutuyordum bunu omuzlarınıza atın başka bir şey bulamadım.
I almost forgot, here, put this on.
Az daha unutuyordum.
Oh, I almost forgot.
Ah, evet, az daha unutuyordum..... masaj için randevum vardı.
Oh, that's right. I almost forgot. I had one more order for a massage.
Dürbününüz, az daha unutuyordum!
Oh, here's your binoculars. I nearly forgot to give them to you.
Az daha unutuyordum.
Oh. Huh. I near forgot.
- Az daha unutuyordum.
- Oh, one thing I almost forgot.
Az daha unutuyordum, benim adım da Sam.
Oh, by the ways, I nearly forgot. My name's Sam.
Eh bu gerçekten çok aci. Tanrim... az daha unutuyordum. Johanna aramizda b ¡ r seyler oldugunu düsünmeye basladi.
Well that is really a downer.
Az daha unutuyordum. Uko feribotundan sana gönderdiği bir kartpostal bulduk.
Oh, yeah, they found a postcard addressed to you on the Uko ferry.
Oh, az daha unutuyordum!
My men are waiting for a banquet!
Aptal kafa, az daha unutuyordum.
Oh, stupid, I almost forgot.
Pardon, az daha unutuyordum.
I'm sorry, I almost forgot.
Az daha unutuyordum.
I nearly forgot.
Oh Tanrım, az daha unutuyordum.
Oh, my God, I almost forgot.
Ah, az daha unutuyordum!
Ah, I almost forgot!
Bu arada az daha unutuyordum.
Speaking of which, I almost forgot.
Marty, az daha unutuyordum.
Marty, I almost forgot.
Az daha unutuyordum.
I almost forgot somebody.
Az daha unutuyordum Mutlu yıllar!
Before I forget, Happy Birthday.
Şey, az daha unutuyordum, kızınızın Bruce Underwood'la evliliğini kutlarım.
Oh, by the way, congratulations on your daughter marrying Bruce Underwood.
Eski Pachinko-kafa'yı az daha unutuyordum! Ne dedin bana?
I nearly fergot'bout ol'Pachinko-head!
Az daha unutuyordum.
I forgot.
Az daha unutuyordum!
The car!
Oh, Warren, az daha unutuyordum.
Oh, Warren, I nearly forgot.
Az daha unutuyordum. Bir tanesi kaçıp, yola çıkmış. Onu da getirsen iyi olur.
I almost forgot one of them got away down the road.
Az daha unutuyordum, Kardasyalı arkadaşlarla birlikte olmak çok güzeldi.
I'd almost forgotten what a pleasure it was to be with my fellow Cardassians.
Ben az daha unutuyordum.
Oh! I almost forgot I had these.
Az daha unutuyordum.
Oh, I nearly forgot.
Az daha unutuyordum.
Oh! I almost forgot.
- Az daha unutuyordum.
- Oh, I forgot!
Az daha unutuyordum, sana Dartmouth Üniversitesi'nden biriyle görüşme ayarladım.
Oh. I got you a meeting with the admissions guy from Dartmouth.
Az daha unutuyordum...
Almost forgot...
Az daha unutuyordum.
[Exclaims] Almost I forget.
Az daha size buketi vermeyi unutuyordum.
I almost forgot to give you the bouquet.
Az daha hareketi unutuyordum.
Nearly forgot the gesture.
Az daha eşyalarımı unutuyordum.
I almost forgot my luggage.
Az daha yedek Plütonyum almayı unutuyordum.
I almost forgot to bring extra plutonium.
Az daha gözlüklerimi unutuyordum..
Almost forgot my glasses.
Orada olduğunuzu az daha unutuyordum.
I almost forgot you were there.
Az daha unutuyordum.
I almost forgot.
Az daha losyonumu unutuyordum.
And I would've forgotten my lotion.
Unutuyordum az daha.
Oh, I forgot to ask you :
Az daha unutuyordum.
I almost forgot, uh...
Baksana, az daha unutuyordum.
Hey!
Az daha sormayı unutuyordum.
I almost forgot to ask you.
Ah, Jane az daha unutuyordum.
I forgot...
Az daha unutuyordum.
I almost forgot...
Az daha en önemli kısmı unutuyordum.
I almost forgot the most important part.
- Az daha biletleri unutuyordum, değil mi?
- I almost forgot the tickets.