Açıklayayım translate English
1,924 parallel translation
- Hayır açıklayayım izin ver lütfen.
- Let me explain...
Müsaadenle nasıl işlediğini açıklayayım.
Listen.Let me explain how this works.
İzin ver bugünün özel menüsünü açıklayayım.
Let me introduce our specials for today
Nasıl koştum, ayağım takıldı, suya düştüm, hepsini açıklayayım.
How I ran, how I stumbled and fell into the water.
Sana, neyin ne olduğunu açıklayayım mı?
I'll tell you what it looks like right now.
İzin verin de açıklayayım.
Let me break it down for you.
Bir örnekle açıklayayım.
Come. Let me demonstrate. Come.
Pekâlâ, bırakın da açıklayayım.
All right, let me explain.
izin ver açıklayayım. Tricia, canım.
* * * * * * * * * * * * tricia £ ¬ sweetheart.
Tamam, Herb, Dur sana fahişeler hakkında birkaç şey açıklayayım.
Okay, Herb, let me explain to you something about hookers.
Açıklayayım.
Let me walk you through it.
- O halde açıklayayım.
Well, then let me make myself clear.
Bırak açıklayayım. Zahmet etme.
Let me explain
Size her şeyi açıklayayım.
- Yes, sir... - Let me explain!
Aldığınız riski açıklayayım.
So why not take a chance?
Açıklayayım Tom. Sadece basit bir hata olmuş.
I can explain, Tom.
Beni dinle. Sana neler döndüğünü açıklayayım.
Just let me explain this to you, okay?
İzin verirseniz, size neden burada olduğumu açıklayayım.
Well, if I may, I'd like to explain to you why I'm here.
Pekâlâ şöyle açıklayayım.
Well, let me lay it out this way.
En başından itibaren açıklayayım...
I'll explain from the beginning...
Emine, dinle beni, dinle beni. Beni yanlış anladın, izin ver açıklayayım.
Amina, listen to me, listen to me you don't understand, let me explain
Açıklayayım, üzgünüm.
I'm gonna put it right. I'm sorry.
İzin verirseniz açıklayayım...
I should probably explain that. Uh...
Sana durumumuzu açıklayayım.
Let me explain our situation.
Aslında senin başına açacak ve nedenini de açıklayayım.
Actually, it's gonna cause some trouble for you and let me explain why.
Ne demek istediğimi size bir örnekle açıklayayım.
I'll explain by giving you an example.
- Neyi açıklayayım?
- Explain what?
Açıklayayım, amacım bela çıkarmak değil şu rehberden bir telefon numarası bulmak.
Let me explain, I'm not looking fortrouble, I want to find a number in this phonebook, damn it.
Dur da açıklayayım. Seni sadece izlemekle kalmıyoruz, Eliott Gast seni dünyaya yayınlıyoruz.
Let me explain, we are not just watching you Eliott Gast, we are broadcasting you to the world.
Aşramıma gel, sana orada açıklayayım.
Come by my ashram, then I will explain.
Açıklayayım Ben.
Let me explain, okay, ben?
- Bırakın açıklayayım!
- Guys, let me explain!
- İzin ver açıklayayım.
I don't even know who you are.
- Sana açıklayayım.
- Let me explain.
Tatlım, sana şöyle açıklayayım.
My dear, let me explain something to you.
İşler nasıl yürür açıklayayım.
I'll explain how it works.
Açıklayayım.
Let me explain!
Acili yetin ne olduğunu açıklayayım.
I explain why is emergency.
Daha fazla açıklayayım :
Then we go deep.
İzninle açıklayayım Beech lezbiyen olmayı ben seçmedim.
Let me clearify to you, Beech. I never decided to become a lesbian.
Açıklayayım. Duyduklarınız doğru evet.
So I just wanna say : "Yes, it's true!"
- Yok bir şey ve açıklayayım.
- No, and let me be crystal clear.
Size açıklayayım.
Sorry. Let me just show you.
Bir dakika Cecile, açıklayayım.
Hold on Cécile, let me explain.
İzin ver açıklayayım.
Let me explain.
Size takip edeceğimiz işlemleri kısaca açıklayayım.
Let me explain to you the process that's about to unfold.
Açıklayayım.
Let me explain.
Bunu biraz açıklayayım.
Let me make it clear.
Onu açıklayayım size.
Let me explain it to you.
- Açıklayayım.
- No, no, no, let me explain.
Bırak bir açıklayayım.
Let me explain!