Açıl translate English
27,394 parallel translation
Altı gün sonra açılışımız var.
We- - We open in six days.
Çok uzak olmayan bir gelecekte, erkeklerimle Thirio için mükemmel bir açılış gecesi diledim.
I wished for a perfect opening night at Thirio, in the not-too-distant future, with my boys.
Thirio'nun açılış gecesi için dedikodu yayacak.
Thirio's gonna have some buzz for opening night.
Sadece ön açılış olacak, dostum.
Look, it's just a soft opening, man.
Bu akşam restoranda özel bir açılışımız var.
Hey, you know, we're having a private opening of the restaurant tonight.
Bunun için çok özür dileriz ama bu akşam restoran açılışımız var.
We're very sorry about that, okay, but we're opening a restaurant tonight.
Sana bir açılış gecesi hediyesi aldım.
Um, I got you an opening-night present.
Yani, açılış gecesi aslında yarın ama...
I mean, even though... opening night is actually tomorrow. But... here. What?
T.J. evinde restoran açılınca bu karışıklıkla nasıl baş edecek?
I'll be right with you. So, how's T.J. dealing with all the disruption of starting a restaurant in his residence?
Dün gece sakin bir açılış yaptık. Güzeldi.
We had our soft opening last night.
Açıl susam açıl!
Open sesame!
Restoranın önünden geçen bir arabadan ateş açılınca açılışımız boka sardı.
You see, our launch went into the crapper when there was a drive-by shooting right outside the restaurant.
Açılıştan önce dönerim.
- I'll be back before we open.
Yeniden açılır açılmaz gireceğiz.
We go in as soon as they re-open.
Araştırmam esnasında, sekiz yıl önce açılmış bir dava ile karşılaştım.
There's more. In the course of my research, I came across an open case from eight years ago.
Bizim vardiyalarımıza da sen bakacaksın. Çünkü diğer işimiz olan tatlı barı iki gün sonra açılıyor.
You're gonna cover our shifts because our other business, the dessert bar, is opening in two days.
Max, iki gün sonra açılışımız var. Bize barmen lazım.
Max, we open in two days ; we need a bartender.
Eğer bunu çözemezsek, açılışımızı ertelemek zorunda kalacağız.
If we don't fix this, we're gonna have to delay our opening.
Han bizim tatlı barına geldiğinde ona kesinlikle Han Margaret diye sesleneceğim ve barımız da yarın gece kesin açılıyor!
I am totally carding Han Margaret when he comes in our dessert bar, which is so opening tomorrow night.
Max ile tatlı barımızın açılışına hazırlanmamız lazım.
Max and I have to get ready for our dessert bar opening.
Bu gece tatlı barımız açılıyor.
Dessert bar opening tonight.
Nancy, belki sen de duymuşsundur. Bu gece tatlı barımız açılıyor.
Nancy, you might have heard, dessert bar opening tonight.
Tebrikler. Bu geceki tatlı barı açılışımıza davetlisiniz.
Congratulations because you're invited to our dessert bar opening.
Afişte senin de tatlı bar açılışında olacağın yazıyor.
It promises on the flyer that you'll be at the dessert bar opening too.
Açılıştan önce ünlü rapçi 2 Chainz'i içeri alıyorum!
I'm letting 2 Chainz the famous rapper in before we open.
Başarısız bir açılışın acısını azaltıyor bu.
That lessens the sting of a failed opening.
- Yük bölmesi kapısı açılıyor.
Cargo bay door now opening.
Ön açılış.
Soft open.
Açılışı erimeden hemen sonra yapılacaktı.
Grand opening was set just days after the meltdown.
Binlerce yıldır insanoğlu denize açılır yüce okyanusu fethetmek için gemiler inşa eder.
For thousands of years, man has taken to the sea, building vessels to conquer the mighty ocean.
Suç mahallini bir polis dedektifinin nasıl bozduğunu açıklamak istemiyorum.
I don't want to have to explain How a police detective contaminated a crime scene.
Tüm bu balıkçılık işi beni acıktırdı.
Like, all this fishing is making me hungry.
Süvariyi nasıl açıklıyorsun?
Oh, how do you explain the Horseman?
Geçen yıl çocuğun teki bana acıyıp ezik indirimi yaptı.
Last year, some kid offered me a loser's discount out of pity.
"Güvenli Alan" düşündüklerini özgürce açıklaman için kullanılır.
"Safe space" used to mean you could express your feelings.
NYPD bir saat içerisinde yapacak olduğu basın toplantısında cinayet aletini nasıl bulduklarını açıklayacak... Bu ne demek oluyor? - Tam olarak şu anda.
NYPD is set to hold a press conference within the hour to explain just how they discovered the murder weapon...
- Bunu nasıl açıklayacaksın?
- What have you got to say for yourself?
Efendim, böyle şeyleri açıkça nasıl söylerim?
Sir, how can I say such things publicly?
Bu da nasıl bildiğini açıklar.
Which would explain how he knows.
Ve açıkçası ırkçılıkla karşılaşmayacağım bir dönem olduğunu sanmıyorum.
And honestly, I can't think of a time period we could go to where I wouldn't face some sort of racism.
Pekala, dağılın, telsizleriniz açık olsun garip bir şey görürseniz hemen haber verin.
All right, fan out, stay on the coms, and report if anything seems out of place.
Bu iyi tarafı olduğu anlamına gelebilir ve Felicity bu işin nasıl gideceğini düşündüğünü açıklar mısın?
Remind me to never, ever get on his bad side. Yeah. I think that would imply that he has a good side, and, you know, Felicity, could you please explain to me again how you thought this was all gonna go down?
Sorunları bir de benim açımdan açıklama fırsatını.. .. verdiğiniz için asıl ben teşekkür ederim
Thank you for giving me a chance to explain my side of the issues.
Birine her âşık olduğunda sonu acılı şekilde biter.
Every time you've loved someone, it ends painfully.
Hayır, henüz değil ama Grover'ın nasıl açığa çıktığını bulduk galiba.
No, not yet. But we think we may have found out how Grover was compromised.
Bir sürü bahşişim topladım ve Kamekona da üç acılı karides sosislisiyle en iyi özgün yemek ödülünü aldı.
I made so much tips, and, uh, Kamekona, he, uh... yeah, he won best original dish for, uh, that, uh, that, uh, three-alarm chili shrimp dog.
Bu... Bunu nasıl açıklıyorsunuz?
H-How do you explain that?
Bu, 911 çağrısıyla Gabriel'i nasıl öğrendiklerini açıklıyor.
Well, that would explain how they knew about the 911 call and Gabriel.
Şiirsel olan bir şeyi düz yazıyla nasıl açıklarsın?
How do you describe in prose something that's poetry?
Ve ağzını sıkılığına güvendiğim açık ama müşterilerimin ne diyeceğini düşünmem lazım.
And, obviously, I trust you to be discreet, but, uh, I have to consider what my clients will say.
Hatta bazısı acılıdır, ama sen haklıydın.
Every change is difficult, sometimes even painful, but you were right.
acil 233
açıldı 34
açılmıyor 31
acil mi 32
acil servis 72
acilmiş 30
acil durum 292
açılın 243
acilen 34
açıl susam açıl 24
açıldı 34
açılmıyor 31
acil mi 32
acil servis 72
acilmiş 30
acil durum 292
açılın 243
acilen 34
açıl susam açıl 24