English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bilirsin

Bilirsin translate English

43,367 parallel translation
Bilirsin, bugün pek de iyi bir gün geçirmedim.
You know, I am not batting a thousand today.
Oh, nasıl olduğunu bilirsin.
Oh, you know how this works.
Senin zarar görmemeni istedi, ama bilirsin... gerekirse, işlerin pisleşebileceğinin farkındaydı.
She wanted you unhurt, but hey... she understood it might get messy, if necessary.
Yaparım, bilirsin.
You know I will.
Bugün babasının yıl dönümü, bilirsin...
It's the anniversary of her dad's, um...
Bilirsin işte iyileşmeye çalışıyorum Marcy'yle eski haberleri izliyoruz.
Oh, you know... healing from a gunshot wound, watching old news with Marcy.
Çünkü, bilirsin, buraya gelen trenlerde var!
Because, you know, there are trains for that!
Belki, bilirsin, - Ben başka olası açıklamalar getirebilirim.
Maybe I can, you know, come up with some other possible explanation.
- Bunlardan 6 mil çapında birisinin dünya üzerindeki yaşamı silip süpüreceğini bilirsin.
You know it would only take one about six miles wide to wipe out life on Earth.
Bilirsin işte, seni.
You know, you.
Meşguldum ve bilirsin işte vatanım için mücadele ediyordum Vulchazor'un Quiv tayfasının ellerini bir türlü çekmediklerini bilmelisin, tamam mı?
I've been busy, you know, fighting for my homeland and making sure Vulchazor doesn't get his hands on the staff of Quiv, okay?
Bilirsin ya, artık kötü kış mevsimleri yok.
You know, uh... look, no more bad winters.
Ne derler bilirsin.
You know what they say.
Sen bilirsin.
Have it your way.
Bilirsin, şirket için.
You know, for company.
Beni bilirsin.
You know me.
Bilirsin ki bu durum ailemizde büyük önem taşır.
And you know that carries a lot of weight in this family.
- Bilirsin, Sonraki şey biliyordum, 12 yıl geçti Karısı beni ölüm ilan etti.
- You know, next thing I knew, it was 12 years later and the wife had declared me dead.
Bilirsin.
You know.
Bilirsin,
You know,
Bilirsin, 50 / 50.
So, you know, 50 / 50.
Bilirsin, nereye bakman gerektiğini bilmen gerekir.
Well, you know, you gots to know where to look.
Savaşa bilirsin.
You can fight it.
Seni ne kadar sevdiğimi bilirsin ama eğer içine bir şey girdiyse tek başınsın.
Now, you know I got nothing but love for you, but if she has a skinwalker in her, then you're on your own!
Bilirsin işte, bu çok...
Well, you know, it's...
Bri, sen hep nasıl hissettiğini bilirsin.
Brie, there's one thing you always know. It's how you feel.
Ama, bilirsin, şeriflik, ve, annelik işleri falan.
This knob won't give me back my hockey stick. What? !
Yani bilirsin...
Oh. You know, I- -
Yani bilirsin dersler pahalıydı. O da devam ettiremedi.
Yeah, he just- - You know, lessons were expensive, and, uh, he just didn't stick with it.
Bilirsin, yani o konuda?
You know, like... down there? No?
Peki, ya birisi... Bilirsin.
What if there was someone, you know...
Bilirsin, hangileri doğru, hangilerini uyduruyorum.
You know, which things are true and which things I make up.
Bilirsin, bacaklarım, parmaklarım, her şey titriyordu.
I could feel myself getting more and more ramped up, and I couldn't seem to stop it.
En son gördüğümde, bilirsin, üzgündü.
Last time I saw him he was, you know, upset.
Tüm sesler üzerime saldırıyor gibi, bilirsin.
- It's like I've- - [stammers] It's like every noise is attacking me, you know.
Bilirsin sıradan şeyler işte.
You know, the usual.
Bilirsin işte, itirafımla habercilik hayatımın bittiğini düşünmüştüm ama sonra altın tepside bir haber teklif edildi.
You know, I thought I'd come to terms with life off the news cycle, and then, bang, I was offered a scoop on a platter.
Ne derler bilirsin her başarılı adamın arkasında asistan koçu vardır.
Well, you know what they say, behind every successful man is his assistant coach.
Diane'ya gideceğim. Yapacağımı bilirsin.
You know I will.
Baba, Yarrow Stalks ve I Ching gibi şeylere kimin inandığını sen bilirsin.
Dad, you know who puts their faith in things like Yarrow Stalks and the I Ching?
Bilirsin...
You know...
Bazı insanlar bunun olduğunu düşünüyor. Çirkin bir deyim, bilirsin :
Some people think that's an ugly phrase, you know :
Benim parfüm koleksiyonumu bilirsin.
- Well... You know, my collection of perfumes?
Çünkü eğer birlikte olmamız gerekiyorsa yazanın ben olduğumu bilirsin sanmıştım!
Because I thought if we were meant to be, then you would know it was me!
Bilirsin, yaşam ve amacı hakkında.
You know, life, it's purpose.
Öğrencilerimi ayırmadığımı bilirsin James.
You know I don't play favorites, James.
Sözümün sağlam olduğunu bilirsin.
You know my word is good.
- Bilirsin, çaresizlik hoş bir şey.
You know, desperation's a beautiful thing.
Bilirsin, oldukça sessiz ya da...
Like, you know, pretty quiet or...
Ve İngilizlerin dilleri konusunda nasıl olduğunu bilirsin.
Everybody has to learn theirs.
Bilirsin, bu...
I mean, it's vindictive.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]