Bilirsiniz translate English
9,766 parallel translation
Bilirsiniz ya, bu konuda aklıma en çok takılan şey Liste Başı Sihirbazı'nı kullanan sanatçı listesini görmeyi ne kadar az istediğim.
You know, the more I think about it, the less I want to see that list of the artists who used the Hit Wizard.
Lisede hepimiz çok yakın arkadaştık ama bilirsiniz, işler değişiyor.
We were all really close in high school, but, you know things change.
Ama bilirsiniz, bacaklardan, çok büyük çıkmaz mıydı?
But there, you know... by the legs, didn't it "come out" too big?
Keskin nişancı bombaları, yaylım bombaları ve bir keresinde dolu bir tüp Mentos'u üç litre kolanın içine koyduk ve bilirsiniz, bu, bu...
Jager bombs, running bombs and once we put a whole tube of Mentos in a three litre bottle of Coke and, you know, that, that...
Bilirsiniz, belki Bill, Annie'nin onu sevdiğini düşündürtmüştür.
You know, maybe he had Annie thinking that she loved him.
Bilirsiniz, belki ergenlikte olduğundandır, ama... evet.
You know, maybe it's because she's a teenager, but... yeah.
Bilirsiniz, yemek odasında çantanızdan bir çizgi roman çıkarıp okumanız hiç hoş değildi.
You know, it wasn't cool to pull a comic book out of your bag and read it in the lunch room.
Bilirsiniz, aslında kahramanlar sıfırı tükettiklerinde en güçlü hallerine gelebilirler.
[rain falling ] [ thunder rumbles] Loeb : You know, it's only when the hero is at his lowest can he actually become the greatest.
Lakin Ed Winslow 30 yıl boyunca, Chester A. Arthur Lisesi'nde bir öğretmendi. Ki hepiniz bilirsiniz, bu lise her iki çeteyi de besleyen bir okuldur.
But Ed Winslow was a teacher at Chester A. Arthur High School for 30 years, which you all know was a feeder school for both gangs.
Bilirsiniz, tamamen kontrolden çıkmıştı.
It was out of control.
Bilirsiniz, canavar gibidir.
Now he's... You know, he's a monster.
Bilirsiniz her ne kadar tarihimizin bu kısmıyla pek gurur duymasak da Afrika'dan köle olarak getirilen yüz binlerce insan köle olarak Amerika Birleşik Devletleri'ne buradan giriş yaptı.
I mean, part of our history is, you know, something that we're not very proud of, you know... Is that we are the port where hundreds of thousands, if not millions of Africans were brought into the United States and sold into slavery.
Çalıştığım herşeyi mahvederek zamanınızı harcamak istiyorsanız, siz bilirsiniz.
You want to waste your time blowing up everything I worked for? Fine.
Bize oryantasyon sırasında söyledikleri Kırmızı Hat şeyini hatırladım,... kaç tane yeni kızın... bilirsiniz,... çok fazla içki içmekten okulun ilk yıllarında tecavüze uğradıklarından.
I remembered all the Red Zone stuff they told us at orientation about how many freshman girls get, you know, assaulted in the first few months of school from drinking too much.
Evet, ıı, bilirsiniz, kazıyorduk, ama her yer kaya doluydu.
Yeah, uh, you know, we were digging, and there were too many rocks.
kayaları şey, ıı, kayaları... onları... onları... onları şeye götürdük... şeye, bilirsiniz işte...
Yeah, they... they were, um, you know... they... they... they got in the way of all the... well, the dirt, you know, and... W-Whoa!
Kozmonotların uyudukları, bilirsiniz, yemek yedikleri, uzaydaki yaşam alanları.
It's where the cosmonauts sleep, you know, where they eat, it's their lounge in space.
Ve bu da Petra'daki ana törensel geçitlerden biri, fakat bu tüccarların kullandığı geçit değil, bilirsiniz, antik dünyadaki sadece Mezopotamya'dan, Roma'dan, Mısır'dan ileri gelenler, önemli insanlar, Petra'ya buradan giriş yapabilirlerdi.
And this is one of the main ceremonial routes into Petra, but this isn't the tradesmen's entrance, you know, dignitaries, important people from across the ancient world, from Mesopotamia, from Rome and Egypt would have entered Petra here.
Biliyor musunuz, ilk astronotları tarif etmek çok basit, öncülük eden test pilotu astranotlarını, duygusuz insanlar, bilirsiniz, sadece uçan araçlara ilgi duyan insanlar.
You know, it's easy to characterise the early astronauts, the pioneering test pilot astronauts, as emotionless people, you know, people who were just interested in flying the vehicles.
Söylemek istediğim.. .. daha çok, bilirsiniz.. .. onun şu sözünü duymak size ne hissettiriyor :
Well, that said, what does it feel like, um, you know, to hear that he said, and I quote,
Bilirsiniz...
You know, the...
Pekala Hulkçular, doğruluk küresini bilirsiniz. Hani şu Galaksinin Koruyucuları'nın büyük barış konferansına teslim etmelerine yardım ettiğimiz evrensel sembol.
Okay, Hulkies, so the orb of truth is like this universal symbol of trust, that we helped the Guardians of the Galaxy deliver to this big peace conference.
Ne derler bilirsiniz.
Well, you know what they say.
Hepimiz onu severdik, bilirsiniz işte.
We were all in awe of him, you know?
Ne derler bilirsiniz :
You know what they say.
- Bizi gördüler mi nasıl olurlar bilirsiniz.
You know how they are with us.
Ne derler bilirsiniz ;
You know what they say.
Ne derler bilirsiniz ; "Marka dediğin pahalı olur."
You know that saying,'It's a luxury brand because it's expensive.'
Bilirsiniz. Prince, Michael Jackson filan.
You know, Prince, Michael Jackson.
On dokuz yaşındayken neyi bilirsiniz ki?
Nineteen years old, what the hell do you know?
Evi yenileme üzerinde çalışıyoruz Laurel her detayına dikkat ediyor bilirsiniz aydınlatma armatürü ve fayanslar falan.
You know, working on it and renovating it and Laurel put a lot of thought into every detail, you know, the light fixtures and the tile.
Bakın çocuklar, sizi severim bilirsiniz ama şu anda bahsettikleriniz sikimde değil.
Look, guys, you know I love you all, but right now, I don't give a fuck about what you're talking about.
Bırakın ve... soymaya bir banka gitmek, bilirsiniz, bir düzeltme puan için Ben beklemek oldu.
I was gonna wait for you to leave and... go rob a bank, you know, score a fix.
Bilirsiniz... Kral'a Kral diye hitap edersiniz.
Well, you know... you call the King, the King.
Bilirsiniz... bazen Theo'nun yürüyüş yapması gerekirdi.
You know... sometimes Theo just needed to walk.
Bilirsiniz ya.
You know, it's got...
Adı kötüye çıktı, bilirsiniz ya... Hep o İngiliz'in yüzünden.
He got a bad press, you know, from that Englishman.
Orada yaşayan kız, bilirsiniz...
The girl who lived there and, who... you know..
Pek bir şey değil, bilirsiniz işte kariyer felan.
Not much. Just, you know, building a career.
Bilirsiniz işte, biraz ezikçe.
You know, because it's such a desperate event.
Hadi ama bilirsiniz!
Come on. You can get this!
Otobüs yolculuğunun ne kadar sarsıntılı olduğunu düşününce... ve nitroyu da bilirsiniz.
Seeing as how the bus ride was kind of bumpy and you know nitro.
Bilirsiniz...
You know...
Bilirsiniz, sizin gibi birisinin buraya gelmek istemesine biraz şaşırdım.
You know, I was surprised that a man like you would want to come here.
Filmlerdeki canavarlardan biri gibiydi, bilirsiniz ya?
It was like one of those monster movies, you know?
Bilirsiniz... erkeklerin durumunu.
You know... the breed of boys.
Onu taşıdım, bilirsiniz?
I carried her, you know?
Zıt kutuplar bazen ne kadar tatmin edici olur, bilirsiniz.
You know how the alchemy of opposites can be so satisfying?
- İnsanları bilirsiniz.
Ah, well. You know what people are like.
Seks için değil, bilirsiniz.
Oh, it's not sexual. Hmm.
Bilirsiniz...
You know I...
bilirsiniz ya 19
bilirsiniz işte 75
bilirsin 3409
bilirim 164
bilirsin işte 407
bilir misin 110
bilirsin ya 42
bilir misiniz 24
bilirsiniz işte 75
bilirsin 3409
bilirim 164
bilirsin işte 407
bilir misin 110
bilirsin ya 42
bilir misiniz 24